Bölüm-41-

3.4K 219 27
                                    

Kitapla ilgili ya da aklınıza takılan sorularınızı buraya bırakabilirsiniz yanıtlamaya çalışacağım♡
Keyfili okumalar, seviliyorsunuz.

Elif'in ağzından

Okulun büyük bahçesine giriş yapmıştım. Girişte Nur'un arabasını gördüm.
Benden önce gelmiş bile. Gerçi bugün Cuma ve nöbetçide.
Umarım çok yorulmaz.
Ellerim cebimde merdivenlerini çıkacağım sırada birisi omzuma dokundu.
-afedersin.
Bu Melis'in sevgilisiydi.
Yanında da başka bir kız vardı. Gözlerimi ikisinde gezdirdim.

Yanındaki kızla gözlerimiz buluştuğunda bana gülümsediğini farkettim. Bakışlarımı değiştirip konuşmaları için bekledim.
-Sen Melis'in sınıfındaydın değil mi?
-evet.
-ona dışarda beklediğimizi söylermisin?
-söylerim.
-teşekkürler.
Giderken bana bakıp gülüşmeleri tuhaftı.
Kafamı merdivenlere çevirip yukarı çıktım.
Koridorda kahvesini içen Nur'u gördüğümde suratıma kocaman bir gülümseme yerleşti.

Yanına yaklaşıp;
-Günaydın Nur hocam.
Dedim.
Başını bana çevirip dişlerini göstererek güldü.
-Sana da günaydın Elifçim.
Onun yanından ayrılıp sınıfa girdim.
-Melis, arkadaşın seni çağırıyor dışarıdaymış.
-hıı anladım. Tamam.
Sırasında hızlıca kalkıp koşarak sınıftan çıktı.

Kitaplarımı çıkarıp sıraya oturdum. Telefondan saate baktığımda zilin çalmasına iki dakika kaldığını gördüm. Birde Mete'den mesaj vardı tabi. Hastalandığını söyledi. Ona mesaj yazıp telefonu sessize alıp kapattım.
Sırtımı sıraya yaslayıp beklemeye başladım.
Herkes sınıfa toplandıktan sonra ders başlamış oldu.
Öğleden sonra, kitap okumakla ilgili bir seminer olacağı duyuruldu. Çoğu kişi dersler kaynadı diye seviniyordu.
Fakat Nur'a olan dersimizden bir saat kaynıyordu.
Buna biraz üzülmüştüm fakat bizimle Yeşim hoca ve kendisinin geleceğini duyunca sevinmiştim.

Öğlen yemeğinden sonra müdür bizim sınıf, bir büyük sınıfımız ve Yeşim hocanın sınıfını bahçede topladı.
Gelen otobüslere bindik.
Şansıma Nur benimle aynı otobüste olacaktı.
Herkesi bindiriyordu. Bende içeri geçip ikili koltuklardan birine oturdum.
Cam kenarına geçip beklemeye başladım. Yağmurun yağdığını farkettim.
Melis otobüse geçip yanıma oturdu.
-benimkinin sınıfıda geliyor!
Başımı salladım.
Beni dirseğiyle dürtüp karşıya baktı.
-işte geliyor.
Sevgilisi ve arkadaşı arkamızdaki yere oturdular.

Nur arabaya binip gözlerini gezdirdi.
-Herkes oturdu mu. Rahat mısınız?
Birkaç kişi olumlu anlamda mırıltılar çıkardı.
-peki o halde gidebiliriz.
Yerine oturacağı sırada bana baktı. Tebessüm edip tekli koltuğa oturdu.
-hocam!
-efendim?
-benim miğdem çok bulanır arabada.
-niye söylemedin baştan. Gel buraya geç şimdi yer ayarlamayalım birdaha.

Koltuğundan kalkıp kapı yanındaki demire kolunu yasladı.
Yüzü bu tarafa dönük olduğu için onu rahatlıkla görebiliyordum.
Biraz sonra Melis kulağıma eğildi.
-ben biraz arkada oturacağım. Anlarsın ya...
Koltuğundan kalkıp arkaya gitti. Sonra yanıma sevgilisinin arkadaşı oturdu.
Camdan dışarıya bakmaya başladım.

-selam ben Derya.
Kafamı çevirip ona baktım. Elini uzatmıştı. Mecburiyetten elini sıktım. Çünkü biriyle tanışmayı pek sevmeyen biriyim.
-bende Elif...
Elimi çekip kollarımı önümde birleştirdim.
-memnun oldum Elif.
Başımı salladım.
Kafamı tekrar cama çevirip dışarıyı izlemeye devam ettim.

*****
Durunca geldiğimizi anladım. Bir bir aşağıya inip salona girdik. Ortadaki kırmızı sandalyelerden birine oturdum. Soluma tanımadığım biri oturmuştu.
Sağıma ise biraz önce adının Derya olduğunu öğrendiğim kız oturdu.
Tek kaşımı kaldırıp eğildim.
Onun yanında ise Melis ve sevgilisi oturuyordu.
Arkama yaslanıp sahneye odaklandım.

Yerel yazarlardan üç kişi gelmişti. Slaytlarla anlatımlar yapılıyordu.
Kitap okumak ve cahillik hakkında birşeyler anlatılmaya başlanmıştı.
Arada sorular soruyordu. Bir türlü dinleyemiyordum. Melis ve diğer ikisi birşeyler deyip gülüşüyorlardı. Sıkılıp Nur'u gözlerimle aramaya başladım.
Gözümü yavaşça önümdeki kişilerde gezdirip bulmaya çalıştım.
Biranda arkamdan gelen fısıltıyla irkildim.
-ceza almak istemiyorsanız susun!
Üçüne diyordu. Başından beri arkamda oturuyormuş. Gerçi nereden görecektim ki.

Onlar susup önlerine döndüklerinde tekrar konuyu dinlemeye devam ettim.
-sence de çok boş yapmıyor mu bu adamlar?
Kafamı hafif sağa çevirdiğimde Derya'nın üstüme eğildiğini farkettim.
Birşey demeyip önüme döndüm. Tekrar eski pozisyonunu aldığını görüyordum. Ve sonra tekrar aralarında mırıldandılar.
-Okulda görüşürüz kızlar...
Dedi Yeşim hoca.
-özür dileriz hocam. Birdaha olmaz.

Nur'un ağzından

-hadi geçin bakalım. Tek tek.
Anlıma bir damla düştüğünde gökyüzünde baktım.
Öğrencileri aceleyle içeriye geçirip bende bindim.  Herkes bakıp koltuğa oturdum. Elime telefonu alıp saate bakıp tekrar paltomun cebine attım.
-hocam!
Miğdesi bulanıyor gerekçesiyle bir öğrenciyi yerime oturtturdum.
Şoförün yanında ki demirden tutunup dengemi sağladım. Arada gizlice Elif'e bakıyordum. Küçük bebeğim camdan dışarıyı izliyordu.

Ki yanına 12. Sınıflardan bir öğrenci oturana kadar. Sadece boyunlarından üstlerini görüyordum.
Otobüsteki konuşma mırıltılarından ne dediklerini duymam imkansızdı. Elif konuşmak istemiyor gibi görünüyordu. İşte benim kızım! 

****
Herkesi otobüsten indirip seminer salonuna geçirdik. Biz nereye oturalım.
Etrafa baktım.
-Şurası iyi gibi.
Elif'imin arkasına oturtmuştuk. Birkaç saniye sonra sağ tarafına otobüsteki kız oturdu.
Pek önemsemedim.
Diğer okuldan birkaç sınıf geldiğinde salon iyice dolmuştu.
Yazarlar geldiğinde sessizlik oluştu.

Önümdeki kızın Elif'e birşey söylemek için eğildiğini gördüm. Biraz uyuz olduğumu söyleyebilirim.
-Yeşim hocam bu kızın adı nedir?
-bu demi? Derya son 12/c'deydi. Niye sordun?
-merak ettim de...
-anlıyorum.
Ona döndüm.
-efendim?
-endişelenmen normal asi bir kız biraz. Derslerinin de pek iyi olduğu söylenemez.
Başımı olumlu anlamda salladım.

İyi geceler efenim. Buraya instagramda neonsezer adlı sayfada gördüğüm çok tatlı bir söz bırakıyorum. Niyeyse benim çok hoşuma gitmişti gördüğümde. :)
"Affettiğim şeyleri ben yapsam affetmezlerdi"
Diye bir söz işte. Neyse görüşürüz sonraki bölümde.

Just a Teacher | Tamamlandı |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin