Bölüm-27-

6.3K 285 73
                                    

Belirtmek istiyorum ki ilk kez doğru düzgün smut yazmaya çalışıyorum. Olmadıysa-bence olmayacak- belirtirseniz sevinirim. Eğer olmadıysa bir daha smut yazacağımı sanmıyorum. Her neyse iyi okumalar.

Nur'un ağzından

Birlikte kahvaltı yaptık.  Kahvaltı sırasında boynundaki izleri farkettim.
Gülümseyerek çayımdan bir yudum  aldım.
-pişt ufaklık!
Başını kaldırıp bana baktı.
-kim ufaklık ben mi?
-senden başka ufaklık yok ki burada.
-ufaklık değilim ben. 17'ime gireceğim.
Dedi kaşlarını çatarak.
-hala ufaklıksın ama
Kendi kendine birşeyler mırıldanıyordu.
-birşey mi dedin ufaklık?
-hayır!
Artık eğlencemi bulmuştum. İki gün boyunca bende kalmıştı. Fakat pazar günü evinde kalmıştı. Pazartesi sabahı uyandığımda kendimi fazlasıyla mutlu hissediyordum. Gerinip yataktan kalktım. Kahvaltımı yapıp üstümü giydim. Evden çıkıp hızlıca arabaya bindim. Yağmurluydu. Elif'e mesaj atmak için telefonu elime aldım.

-Günaydın bebeğim.
Saniyesinde cevap gelmişti.
-Günaydın
-hazır mısın gelip alayım seni?
-hazır sayılırım
-tamam geliyorum :)
Telefonu kapatıp çantama koydum. Birkaç dakika sonra evine ulaşmıştım. Kapının önünde annem ile konuşup gülüyordu. Yanlarına yaklaşıp camı indirdim.
-Günaydın anneciğim.
-Günaydın kızım. Bugün benide bırakabilir misin?
-tabiki. Hadi binin yağmur atıştırıyor.
İkiside bindiğinde annem baktım.
-Sen nereye gidiyorsun anneciğim?
-Bir arkadaşım vardı onun yanına gidiyorum. Şu Gül  teyzen var ya o. Yarın akşam da bize gelecekler kızıyla.
Hem yola bakıp hemde annemle konuşuyordum.
-onun kızı varmıydı ki. Hiç hatırlamıyorum.
-Hatırlama da zaten!
Kaşlarımı kaldırarak aynadan Elif'e baktım.
Annem gülüyordu. Kendisi de dediği şeye şaşırmış gibiydi.

-Biliyor musun arasıra sizi kız kardeşim ve sevgilisine benzetiyorum.
-Bir teyzen olduğunu bilmiyordum. Ne güzel.
Dedi Elif. Anneme göz ucuyla baktığımda yüzünde buruk bir gülümseme olduğunu gördüm. Kırmızı ışık yanınca beklemeye başladım.
-Elif teyzem vefat etti. 4 yıl önce. 
Dedim.
Arabayı sürmeye devam ettim ilk önce annemi bırakırdım.
-özür dilerim bilmiyordum. Sormasam daha iyiydi.
Dedi. Aynadan baktığımda yüzünün asık olduğunu görmüştüm.
Annem güven veren bir şekilde hafif yan dönüp Elif'in elini tuttu.
-biz alıştık artık kızım buna boşver.
Dedi. Gülümseyip tekrar önüne döndü.
Annemi bıraktıktan sonra okula sürdüm.
-işte geldik ufaklık...
Arabayı park ediyordum.

Arabayı kilitleyip başımı kaldırdım. Çantasını omzuna almış kapıdan geçiyordu. Ona yetişmeye çalıştım.
-Hey yavaşla.
Olduğu yerde durdu. Yanına gelip ona baktım. Sonra gözlerime bakıp sessizce konuştu.
-Akşam uğra da  sana ufaklığı göstereyim.
Dedi.
-Bu fikri sevdim.
Dedim sırıtarak. Sonra hemen sınıfa yürüdü. Dersim onlara olduğu zaman ona bakmamaya çalışıyordum. Tahtadaki soruyu anlatırken sınıfa döndüm ki gözüm biranda ona kaymıştı. Kalemi ağzına almış ileri geri yapıp gülümsüyordu. Öksürüp masama gittim. Biraz su içip tekrar ayağa kalktım. Kaşlarımı hafif çatıp ona baktım. Göz kırpmıştı. Derin bir nefes alıp anlatmaya devam ettim.

Tenefüste öğretmenler odasından onu izledim. Pencereye yaslanmış kahvemi içerken ona bakıyordum. Mete ile bu kadar yakın arkadaş olmaları beni korkutuyordu. Birkaç kez birbirlerine ellerini uzatıp 'çak' yaptıklarını görmüştüm. Eline dokunması bile hoşuma gitmemişti. Ama sonra bunu belki birazcık abartmış olabileceğimi düşündüm. Ya benden bu yüzden soğursa çünkü kıskanç biriyimdir. Biraz korkmuştum. Okul bittiğinde paltomu alıp eve gittim.

Elif'in ağzından

Eve vardığımda üstümü değiştirmeden yemek yedim. Biraz koltukta dinledip telefonumu elime aldım. Yarım saate gelmesimi söyledim. O sırada içeriye geçip üstümü değiştirdim. İç çamaşırlarımı giyip onu beklemeye başladım. Sabahkinin aksin heyecanlıydım. Bu gece gerçekten birbirimizin olmamızı istiyordum. Kapı çaldığında kalbim küt küt atıyordu. Delikten baktığımda o olduğunu gördüm. Kapıyı bir hışımla açtım.
-ben geldim ufak-
Yutkunduğunu görmüştüm. Hızlıca içeri girip kapıyı kapattı.
-ya başka biri olsaydı ne bu hal? 
Yakasından tutup kendime çektim. Karşılık vermeye başlamıştı bile paltosunu çıkarıp yere bıraktı. O sırada dudağına sulu öpücükler bırakıyordum. Belimden tutmuştu. Yavaşça koltuğa oturduğunda kucağına çıkmıştım. Üstündeki kazağı çıkarırken bende pantolonunun düğmesinü açıp çıkarıp sıyırdım.

İç çamaşırının içine elimi sokup yavaşça göğüslerini sıkmaya başladım. İnlemesiyle daha çok yapmaya başladım. Boynundan aşağıya doğru öpücükler bırakarak indim. Göğüsleri çok güzel görünüyordu. Dudaklarımı üstlerinde gezdirip ısırdım. Dudaklarını inlememek için ısrarla birbirine bastırmaya devam ediyordu. Ensemden tutup kendine çekti. Alt dudağımı alıp sertçe öpmeye başladı. Altındakini de çıkarıp ona baktım.
Elimi  yavaşça oraya yönelttiğimde ıslanmış olduğunu fark ettim. Parmağımı ileri geri ittirdim. İnlemesinin arasından konuştu:
-de...devam et...
Birkaç dakika sonra beni koltuğa yatırıp iç çamaşırlarımı çıkarttı.

Zaman hızla geçerken kapının çalmasıyla durduk. Sıktığım gözlerimi açıp ona baktım. Nefes nefeseydim. Tabi o da öyle. Kapıyı açmaya bile gitmeyip tekrar üstüme eğildi. vücudum alev alıyordu.

******

Ayağa kalkıp bana elini uzattı. Birlikte banyoya doğru ilerledik. Suyu yavaşça açıp yıkanmaya başladık. Arkamı dönüp suyun altına başımı sokmuştum. Biraz sonra çıplak vücudunu arkamda hissettim. Kollarını belime sarmış ve başını omzuma koymuştu. Başımı çevirip dudaklarımı onunkilere bastırdım.

Banyodan çıkıp giyinmek için odama gittik. Havluya sarılmış bir şekilde yatağımda oturuyordu. Hapşurduğunu görmüştüm.
-çok üşüyorum...
Dedi.
Hemen onun için kıyafet çıkarıp yatağa bıraktım. Kendime de seçip halının üstüne oturdum. Hvluyu yavaşça yere bırakıp giyinmeye başladım. O sırada o da giyiniyordu. Kazağı başından geçirip bana gülümsedi. Bende ona karşılık verdim. Üstünü giyindiğinde aynanın önüne gidip kendine bakmaya başladı. Üstümü giyinip yanına gittim. Ayaklarımı kaldırıp omzunun üstünden ona baktım.
-bence yakışmış.
Dedim. 
-sen beğendiysen güzeldir o zaman.
Deyip bir eliyle yanağımı sıktı.
oturma odasına giderken
-ee artık ufaklık olmadığımı kabul ediyor musun?
-ehh...yani. Çok değil.
Dedi.
-öylemi o zaman öpmem bende bidaha seni.

Koltuğa oturup bilgisayarı kucağıma aldım. Yanıma gelip yanağımı öptü.
-tamam tamam ufaklık demiyorum birdaha.
Sinirle ona baktım.
-iyi tamam.
Mutfağa gidip patlamış mısır yapıp geldi.
-hadi birşeyler izleyelim.
Kolunu omzuma atıp saçımdan öptü. Birlikte youtubeta biraz vakit geçirdik.

Just a Teacher | Tamamlandı |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin