Just a Teacher | Tamamlandı |

Bölüm-34-

Medya mood.
Keyfili okumalar canlarım...

Elif'in ağzından

Uyandığımda sol tarafımda hala Nur'un olduğunu gördüm. Yataktan yavaşça çıkıp ayaklarımı yataktan sarkıttım. Saate baktığımda 7'yi biraz geçiyordu.
Yataktan kalkıp banyoya gittim.
Elimi yüzümü yıkayıp aynada kendime bakmaya başladım.
Saçlarımı toplayıp kapşonu başıma geçirdim. Mutfağa girip dolaptaki şeylerden çıkarıp masaya düzdüm.
Ekmek kalmamıştı. Çantamdan cüzdanımı alıp montumu giydim.
Evin anahtarlarını alıp evden çıktım. Binadan çıktığım anda soğuk hava yüzüme çarpmaya başlamıştı.
Ellerimi montumun cebine koyup yakındaki markete yürümeye başladım.

Kapıyı ittirip ekmeklerin olduğu reyona ilerledim.
Alacağım şeyi gözlerimle arayıp bulduğumda elimi uzattım.
Fakat benimle aynı anda biri daha elini uzatmıştı.
Elimi elinden çekip alması için bekledim. Üstteki poğaçalara uzandı.
Suratına baktığımda koyu kahverengi ve uzun saçlı bir kadın olduğunu gördüm. Güzel giyimliydi.
Üstünde kırmızı bir takım elbise ve siyah kabanı vardı.
Başımı eğip kendi üstümdekilere baktım. Üstümde kapşonlu, mont ve gri eşofmanım vardı. Kafamı kaldırdım.
Gözlerini bana çevirdiği anda ürkmüştüm.
Ekmeği alıp arkasından geçerek kasaya gittim.

Sıra bana geldiğinde kağıt parayı uzatıp üstünü almak için bekliyordum.
O kadın bana değişik bir şekilde bakıyordu.
Fişi ve parayı alıp marketten çıktım.
Marketin çaprazında bir kardan adam olduğunu gördüm.
Yanından geçerken bir tekme basıp yoluma devam ettim.
Zaten bu saatte kim görecekti ki?
Eve vardığımda anahtarı kilide geçirip sessizce açtım.
Kapıyı kapatıp montumu çıkardım.
-Elif neredesin sen?
Korkumdan olduğum yerde sıçradım.
Bana kollarını sıkıcı sardı.
-markete gitmiştim ekmek aldım.

Kahvaltıyı yaptıktan sonra oturma odasında oturduk.
Koltukta uzanmış televizyona bakıyordu.
Telefonu alıp yanına uzandım.
Elimi beline dolayıp bacağımı bacağının arasından geçirerek ona iyice sarıldım.
Güzel gözleri mutlu görünüyordu.
Dudaklarımda sıcak, yumuşak dudaklarını hissettim.
Uzun bir süre dudaklarını ayırmadı. Telefonumu açıp ikimizin birkaç resmini çektim.

Nur'un ağzından

Telefonun 2. Kez çalmasıyla Elif'in üstünden kalkıp telefonuma uzandım.
-E.efendim anneciğim?
Elif üstüne kıyafetlerini giyiyordu.
-evet kahvaltı yaptık çoktan. Sen yapmadın mı?
Tek elimle giymeye çalıştım.
Elif yanıma gelip iç çamaşırımı ayaklarımdan geçirip yukarıya çekti. Sessizce yutkundum.
Aslında telefonu sehpaya koyup öyle konuşabilirdim. Fakat bu daha çok hoştu.
Sırıttım.
-bu gece mi? Saat kaçta...tamam anladım anneciğim biz gelip seni alırız.
-görüşüz anneciğim sende kendine iyi bak...
Telefonu kapatıp cebime koydum.

****

Arabayı çalıştırıp aynadan Elif'e baktım. Meraklıca beni izliyordu.
-gidiyoruz! Kemerlerinizi bağlayın lütfen.
-nereye gidiceğiz ki?
-Annem çok güzel bir kafeye gideceğimizi söylemişti. Bende nereye gideceğimi bilmiyorum. Gidince göreceğiz.
Dedim.
Annemin evinin önünde durup kornaya bastım. Annem evden çıkıp arabaya bindi. İkimizede sarıldı. Fakat Elif'i öptü.
Kaşlarımı çatıp anneme baktım.
-Aa niye öyle bakıyorsun Nur?
-Bende öpücük istiyorum!
Elif'le gülmeye başladılar.

-kıskanç!
-kıskanç!
Aynı anda demişlerdi.
Annem öptükten sonra yanağımı sıkmıştı. 
Yol boyunca sohbet edip gülüştük.
Annemin tarif ettiği yere geldiğimizde çok sade ve mütevazi bi yer olduğunu gördüm.
'L' koltuğun köşesine Elif yanına annem bende karşılarına oturmuştum.
Ne içeceğimize karar verip sipariş verdik.
Sonunda gelmişti.
Garona teşekkür edip onlara döndüm.
Annem;
-burayı beğendiniz mi?
Dedi.
-ben beğendim.
Dedi Elif.
Başımı sallayıp gülümsedim.
-aynen hoş bir yer. Sen nerden buldun burayı?
-şu gerideki dükkandan tabak almıştım ya geçen gün, işte dönerken rastladım bi kahve içtim falan.
-hı anladım...iyi.

Elif'in ağzından

-hı anladım...iyi.
Dedi.
Başımı kaldırdığımda gözlerimi istemsizce içeride gezdirdim.
Bu bölümde az kişi vardı.
İlerideki camlı bölümde başka bir yer daha var ve orası şuan baya dolu gözüküyor.
Gözlerimi hafif sağa çevirdiğimde bizim olduğumuz bölümde oturan sabah markette gördüğüm kadın vardı.
Karşısında ise kendinden daha büyük bir kadın vardı.
Belkide annesiydi.
-pişt nereye bakıyorsun sen?
Dedi Nur.
Aysel teyze beni kolunun altına aldı.
-Nur'un bugün kıskançlığı tuttu sanırım.
Nur başını çevirip baktığım yere baktı.
-neyse sıkıntı yokmuş.
Deyip güldü.

Allahımm!! Bu bölüme çok yükseldim skskkskdk

Nasıl buldunuz falan?

Kırmızı takım elbiseli kadın hakkında yorumlarınız varsa yazın.