Bölüm-3-

13.3K 672 39
                                    

-Elif hastaymışsın. Neyin var?
Boğazını temizlemeye çalıştı. Ve sessiz bir şekilde. Hatta baya sessiz bir şekilde konuşmaya başladı.
-bo-boğazım...biraz kötü. Ve sesim çıkmıyor..
Cümlenin sonuna doğru sesi iyice gitmişti.
Elimi omzuna koydum.
Atkı ile sardığı boğazı gerçekten ağrıyor olmalıydı.

-hastaneye gittin değil mi?
Başını olumsuz anlamda salladı.
-neden? Annen ve baban niçin götürmedi?
Dediğim şeyle gözlerini benden çekip yanında ki şişeden biraz su içti.
-annem ve babam olduğunu sanmıyorum.
Dedi ve tekrar bana baktı.
Dediği şey ile gözlerim açılmıştı.
Meraklı bir şekilde ona iyice döndüm.
-nasıl..nasıl yani? Ne demek bu?
-...
-peki ben sana sorayım sende cevapla
Elif tamam anlamında başını salladı.
-annen ve baban hayatta mı?
Biraz durdu ve ellerini bilmiyorum anlamda yana açtı.
-daha önce hiç araştırmadın mı?
-hayır buna cesaret edemedim.

-anladım...
Biraz düşündüm ve tekrar ona döndüm.
-seninle bir ara tekrar konuşalım.
(O sırada zil çalmıştı)
-olur mu canım?
Deyip gülümsemeye çalıştım.
Kafasını salladı.
Öğretmenler odasına gitmek için kalktım.

Aklımdan Elif ve ailesiyle ilgili şeyler geçiyordu.
Ne yani Elif yetim ve öksüz müydü? Başka kardeşi var mıdır ki?
Ve en önemlisi nerede kalıyor. Hepsini düşündüm. Ta ki bir öğrencimin bana soru sormak için dokunmasıyla düşüncelerimden ayrıldım.

Elif'in ağzından

Beden dersinden sonra üstümü değiştirip sınıfa girdim.
Sıraya oturup suyumdan bir yudum aldım.
Sıla'da gelmişti.
Kapıdan beni gördüğünde heyecanlı heyecanlı yanıma geldi.
Geçmesi için çekildim. Çantasını bırakıp bana döndü.
-ne konuştunuz? Ne sordu sana? Hepsini ama hepsini anlatacaksın bana hadi!
Elimle boğazımı işaret ettim.
-tamam birşey olmaz yazarak anlat sende.
Başımı olumsuz anlamda salladım.
-ya bak burada yazmazsan eve gittiğinde yazacaksın. Gidince direkt mesajlaşacağız ama tamam mı?

-bu sessizliği evet olarak kabul ediyorum.
-ders Coğrafya
Ona bakıp yüzümü buruşturdu.
-böyle de aşırı sıkıcı, kendimi manyak gibi hissediyorum lan
Deyip güldü.
Ders boyunca kafamı sıraya koyup uyudum.
Başıma çok kötü bir ağrı girmişti ve ben yanımda ki tüm ağrı kesicileri bitirmiştim.
Biliyorum çok fazla ağrı kesici içmek zararlı fakat bu ağrı dayanılacak gibi değil.  Son saate kadar başımı kaldırmazsam dayanabilirdim.

Sonunda son ders zili de çaldığında yavaşça başımı kaldırdım.
Çantamı giyip kalktım.

Sıla servisine doğru giderken ona el salladım. Aynı şekilde el sallayınca  ellerimi indirip cebime koydum.

Botlarım olduğu için şükrettim.
Yoksa bu kar ve çamurda ayağım suyla dolup taşardı.
Her yer beyaz olunca mutluluk seviyem artıyor ve bu yüzden  kış mevsimini seviyordum.

Eve vardığımda dizlerimi kaplayan ağrı yere çökmeme sebep oldu. Kendimi aşırı halsiz, aşırı yorgun ve aşırı hasta hissediyordum.

Zaten grip olmam yetmiyormuş gibi birde bu çıkmıştı şimdi.
Sanırım bayılacaktım. Koltuk kenarından tutunarak kalkıp banyoya gittim.
Yüzümü yıkayıp kendime gelmeye çalıştım.
Ama nafile...
Hiçbir işe yaramamıştı.

Halının üstüne uzandım ve gözlerimi kapadım birkaç saat sonra uyandığımda havanın iyice kararmış olduğunu gördüm. Şuan okuldaki halimden bin kat daha beter hissediyordum.

Gardaşım oy verir misin beğendiysen gardaşım.

Just a Teacher | Tamamlandı |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin