ÖZKAN
Okulun bahçesinde oturmuş aldığım kahvemi içerken bir yandan da İnstagram'da geziniyordum. Aklım hâlâ Özden'deydi. Neyse ki beni sosyal medyadan engellememişti de ne yaptığını görebiliyordum. Birkaç dakika önce story atmıştı en son. Yanında bir itle!
Ne ara bulmuştu sevgili?!
İlerideki bankta oturuyorlardı. Bebenin eli, Özden'in dizindeydi. Sinirle yutkunurken parmaklarının hareket etmesiyle birlikte hızla yerimden kalktım ve oraya doğru ilerlemeye başladım. Resmen bacağını okşayacaktı kızın... Sıçardım ağzına!
"Çek lan elini!" Diye bağırdıktan sonra yakasından tutarak kaldırdığımda Özden "Sana ne?!" Diye çıkışmıştı. Ona aldırmadan kafayı gömdüm piçe. Benim sevgilime nasıl yavşayabiliyordu?!
"Ne yaptığını zannediyorsun sen?!"
"Kes sesini, yürü!" Diyerek eline yapıştım ve arka bahçeye doğru çekiştirmeye başladım. Dirense de gücü yetmiyordu. Bir süre sonra vazgeçip ilerlemeye başladı. Kimsenin göremeyeceği bir yere geldiğimizdeyse savurdum kolunu. "Kim lan o?!"
"Sana ne Özkan?! Ayrıldık biz!"
Sıkıntılı bir nefes verirken "Konuşmayacaksın erkeklerle!" Dediğimde alaylı ses tonuyla "Hadi ya..." diye mırıldandı. "Ama sen dolaşacaksın demi kızlarla?!"
"Kız falan yok Özden!"
"Yalan söyleme! Aldattın beni Eylem denen sürtükle!"
"Düzgün konuş..." diye tısladım dişlerimin arasından.
"Sen var ya... Artık kelime bulamıyorum. Defol git, karışma bana!"
Tam bana çarparak yanımdan geçecekti ki ani bir hareketle duvarla arama sıkıştırdım. Ne kadar ittirse de geri çekilmiyordum. Çok özlemiştim onu. Kollarımı beline doladım ve sımsıkı sarıldım. Sadece aklının başına gelmesi gerekiyordu. Hepsi çay kaşığının planıydı. Özden'e olan aşkımı biliyordu zaten. Onun bir şeyleri farkına varmasıni istiyordu sadece. Ve sanırım Özden, düzelmek üzereydi. Herkesten uzaklaşmıştı. Yeni arkadaşlar edinmeye çalışıyordu. O gruptan konuştuğu iki insan vardı sadece. Onat ve Oya... Yani en iyileri.
"Özkan bırak beni..."
"Hayır." Derken çırpınmalarını kesmesi için "Her şeyi anlatacağım. Sakin ol." Diyerek durdurmaya çalışmıştım.
"Neyi anlatacaksın ya?! Beni nasıl ayakta uyuttuğunu mu?!"
"Bak, gel oturalım şuraya. Söz veriyorum haklı bulacaksın beni."
Derin bir nefes verirken "Tamam, çekil." Diyerek ondan uzaklaşmamı sağladı. Hemen ardından çimenlerin üzerine oturdu ve dik dik bakmaya başladı.
"Konuş!"
"Nasıl başlayacağımı bilmiyorum..."
"Of Özkan, gidiyorum ben!"
"Dur... Tamam." Diyerek kalkmasını engelledim ve yanına oturdum.
Pekâlâ... Her şeyi anlattıktan sonra sanırım ondan büyük bir trip, çay kaşığından da dayak yiyecektim.
Korkunun ecele faydası yoktu ama. Ne yapayım?! Sevdiğim kızı başkasına kaptırmak istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
itiraf sayfası. [yarı texting]
Humor"Herkes gözlerinin önündeki bu haksızlığa susarken o bizim için bir şeyler yapmak istedi. Ne yaşadıysak, onlarında yaşaması için elinden geleni ardına koymadı. Sadece bizi düşündü. Yanımızda durdu. Ve bir şeyleri değiştirmek için uğraştı. Hepsinin h...