EFSUN EKİCİ
Sabah kalktığımda cidden fazla ateşim vardı. Halsizdim de. Grip Efe'den bana bulaşmıştı herhalde. Zaten salgın vardı etrafta. Onun gibi sürekli hapşurup duruyordum. Bu yüzden rapor alacak ve okula gitmeyecektim. Zaten dermanımda yoktu.
Pijamalarımla beraber yatağıma uzanmış çizgi film izliyordum. Eski animasyonları yeniden seyretmeyi o kadar çok seviyordum ki... Sanırım çocukça gelse de hiçbir zaman azalmayacaktı onlara olan ilgim.
Kapım tıklatıldığında tam "Gel." Diyecektim ki hafifçe aralandı ve dondurma kutuları uzatıldı. Sonra göz kırparak Efe baktı. Hemen yerimden doğrulurken kocaman gülümsemiştim. Beni merak edip gelmişti işte.
"Dedim benim sevgilim sümüklü böceğe dönüşmüş. Biraz daha hasta edeyim de onu, iyi dalga geçeyim."
"Ya... Gelsene."
Kapıyı kapatarak içeri geçtiğinde elindekileri dolabın üzerine bıraktı ve yanıma oturdu. Hemen ardından ateşime bakarken sessiz bir küfür savurduğunu duymuştum. "Sen yanıyorsun ama."
"Yok bir şeyim."
"Birde yorganı çekmiş..." diye söylenerek üstümden yorganı alırken her ne kadar dirensem de fayda etmemişti. Oflayarak kollarımı birbirine doladım. Üşüyordum.
"Donuyorum ben."
"Isıtırız güzelim." Deyip pis pis sırıtırken omzuna hafifçe vurmuştum. Kolunu omzuma atarak beni kendine çekti ve göğsüne yasladı. Ardından yatağıma uzandık. Benim gözümse dondurmalardaydı.
"Hani yiyecektik?"
"Şaka yaptım. Ben yiyeceğim."
"Of Efe!"
Omuz silindiğinde kıkırdayarak iyice ona sokuldum. Bence ateşi olan oydu. Çünkü vücudu daha sıcaktı. Kalp atışları da hızlı gibiydi.
Sanırım stresliydi.
"Efsun... Seninle bir şey konuşmam gerek."
Bir anda ciddileşmişti. Parmaklarıyla saçlarımla oynarken "Artık hoşlanma aşamasını geçtiğini farkındayım." Dedi. "Yani beni seviyorsun, demi?"
Sorduğu soru karşısında şaşkınlıkla kalakalsamda başımı salladım. Biraz utanmış olabilirim. Böyle şeylerden normalde etkilenmem ama... Haklıydı. Cidden ona aşık olmuştum.
"Peki ya sen? Beni seviyor musun?" Diye sordum tedirgince. İçimden cevabının benimkiyle aynı olmasını istiyordum. Ve tamda tahmin ettiğim gibi başını salladı aynı şekilde. Sonra seslice yutkundu. Hareket eden adem elmasindan anlamıştım bunu. Bir şeyler söylemek istiyorda söyleyemiyor gibiydi.
Ve sonra bir anda hiç beklemediğim bir şeyi söyledi.
"3 yıldır..."
Fal taşı gibi açılan gözlerimle beraber kollarından kurtulup doğrulurken "Nasıl?!" Diye sordum hayretle.
Ne demişti az önce?!
Dudağının kenarı kıvrıldı yavaşça. Benim aksime sakin bir şekilde "Evet." Dedi. "Aslında çocukluktan beri ama... Biz ona üç diyelim. Fazlası abartı olur."
"Efe ne diyorsun?! Hiçbir şey anlamıyorum."
İç çekti. Hemen ardından sıkıntılı bir nefes verirken "Anlatacağım." Dedi titreyen sesiyle.
"Her şeyi anlatacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
itiraf sayfası. [yarı texting]
Humor"Herkes gözlerinin önündeki bu haksızlığa susarken o bizim için bir şeyler yapmak istedi. Ne yaşadıysak, onlarında yaşaması için elinden geleni ardına koymadı. Sadece bizi düşündü. Yanımızda durdu. Ve bir şeyleri değiştirmek için uğraştı. Hepsinin h...