67

4.8K 603 622
                                    

ERDEM

O piçin söylediği sözlerden sonra Efe dayanamayıp yumruğu atarken bende girişecektim ki kavgaya Ece'nin koşarak çıktığını gördüm. Peşinden gitmem lazımdı. Berbat haldeydi. Şerefsizin biri yüzünden kendine zarar falan verirse... Zaten onu sevdiğimi de söyleyememiştim daha. Arkasından koşmaya başladım. "Ece!" Diye sesleniyordum fakat durmuyordu. Hıçkırıklarının sesini duydukça yüreğim parçalanıyordu sanki. Birden yola atladı. Bir araba son sürat geliyordu üzerine. "Ece dikkat et!" Diye bağırdım. Fark ettiğinde öylece durdu kaldı ama.

Kahretsin, bu kız ne yapıyordu?!

Arabanın korna sesini duydukça koşmaya başladım. Lanet olsun! Kendini öldürtecekti! Son dakika, kıl payıyla yetişip kolundan tutarak çekmiştim. Bu yüzden üzerime düşerken araba geçti gitti. Ama o hâlâ tepkisizdi. Yerimden doğrulurken "Güzelim..." diye mırıldandım. "İyi misin?"

"B-Ben... Güzel değilim ki." Dediğinde yüzünü ellerimin arasına aldım. İkimizde yerdeydik. Gözyaşlarını silmeye başladım. Ben ona, o it gibi kıyamazdım ki. "N-Neden değilim?" Diye sordu hıçkırıklarının arasından. "A-Abim bile okulda gelmiyor yanıma... Herkes ne-nefret ediyor benden. Niye kurtardın ki?! Ölecektim işte."

"Saçmalamayı keser misin?!" Diyerek sarıldım ona. Başını göğsüme bastırırken saçlarını öpmüştüm. "O aptalın sözüne ne bakıyorsun ki?! Şerefsizin teki. Ne anlar güzellikten?! Sen... Benim gözümde dünyanın en güzel kızısın tamam mı?"

"Değilim..."

"Öylesin. Burnun mesela, fındık gibi. Küçücük. Üşüyünce kıpkırmızı oluyor. O zamanki tatlılığını bilemezsin. Gözlerin simsiyah, boncuk gibi. Öyle güzel bakıyorsun ki, bunu da bilemezsin. Dudakların pespembe.... Eminim ki yumuşacıktır. Ne kadar öpmek istediğimi de bilemezsin."

Son cümlemle birlikte şaşkınlıkla kafasını kaldırıp gözlerimin içine baktı. "Ne?" Diye sorarken sesi fısıltıdan farksızdı. Elimle yanağını okşadım. Sonra baş parmağım alt dudağının üzerinde gezindi. Piç Sonat sivilcelerin var demişti. O sivilceler dahi Ece'ye yaklaştığından benim için sorun bile değildi.

"Ece." diye mırıldandım. Anlımı anlına yaslamıştım. "Sevme onu. Çok üzülüyorsun. Dayanamıyorum buna. Beni sevsene... Ben üzmem seni. Yemin ederim."

"Erdem... Sen ne diyorsun?"

"Duydun işte. Bir şans ver bana. Söz veriyorum gözünden tek damla yaş düşmesine izin vermem."

"A-Ama içerde birine aşık olduğunu söylemiştin."

"O sendin."

"Ben mi?"

Başımı salladım. Şaşırdığı belliydi. Hatta şok olmuş gibiydi. Yavaşça geri çekildi. Başını öne eğerken "Ben, onu seviyorum." Dedi. Çenesinden tutarak hafifçe kaldırdım ve göz göze gelmemizi sağladım.

"Beni de seversin. Unuttururum sana onu."

"Ya olmazsa?"

"Deneyelim... Belki olur ha?"

Tam bir şey diyecekti ki gözleri arkama takıldı. Baktığı yere döndüğümde Efe'yi gördüm. Yaka paça dağılmıştı. Sonat'da karşılık vermişti sanırım. Ama Efe onun ağzına sıçardı. Derin nefesler alıp veriyordu. Gözleri ikimiz üzerinde gezindi. Başını aşağı yukarı sallarken "Tamam..." diye mırıldandı. "Deneyin, ben izin veriyorum."

O da yorulmuştu artık. Kardeşinin daha fazla geri zekalının biri için ağlamasını istemiyordu. Benim onu üzmeyeceğimi bildiğinden emindim. Sonra Ece'ye  baktım. Son söz ona kalmıştı. Tamam derse dünyalar benim olurdu. Onu öyle güzel sahiplenirdim ki... Asla bırakmazdım. Gözüm başkasına kaymazdı bile. Kimsenin üzmesine izin vermezdim. Ve asla değişmesini istemezdim. Hem diğer kızlar gibi olsa ne olacaktı ki?! Herkes ona bakardı. Kıskanırdım ben. İstemiyordum diğerlerinin kusur deyip iğrendiği şeylerin yüzünden gitmesini.

Ben onu böyleyken sevmiştim.

Makyaj yapınca, giyim tarzını değiştirip diğerleri gibi olunca veya sırma gibi saçlarını kısaltınca sevgim değişmeyecekti ki... Bunlara gerek yoktu. O bana yeterdi.

"Olur..." diye mırıldandı. "Ama yapamazsam bana kızma tamam mı?"

Gülümserken "Ben sana kızamam ki." Dedim. Ve hemen ardından birkez daha sarıldım. Şu saatten sonra onu hayatta bırakmazdım. Karşılık verip kollarını boynuma doladığımda mutlu anımızı bozan Efe'nin homurdanmasıydı.

"Deneyin diye izin verdikte yakınlaşın demedik. Ayrılın bakıyım. Abin burada Ece. Terliği yersin bak popona! Erdem... Sıçtırma lan ağzına. Bırak kardeşimi, sülük gibi yapıştın."

itiraf sayfası. [yarı texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin