110

2.3K 199 270
                                    

Evet Sonat'tan azcık sıkılanlara azcık Efe'yi gösterivericem. Tabii azcık siniriniz bozulabilir. Ve bazılarınız azcık Efe'ye sövebilir. Bu da azcık benim yorumlarımı arttırırsa azcık sıralamalarda öne çıkabiliriz.

Bu yüzden azcık yorum bekliyorum.

400 kadar bdnxxindb

Çok uzatmayacağım. Herhangi bir ihtimale karşılık açtığım yedek hesabı Sonat'da ki istikrarla takip etmeyenler görüyorum hâlâ. Hadi ama kırmayın beni. Alt tarafı bir bu profili birde aleynaozgul2 yi takip edeceksiniz. Mutlaka bekliyorum. Küserim he hducbd

Neyse keyifli okumalar ❤

"Eylem doksan altı."

Tarih sınavının sonuçları açıklanırken herkes sözel okuduğuna sövüyordu. Efe'de dahil. O da pek memnun değildi. Aslında benim zorumla bu bölümü seçmişti. Normalde sayısalcıydı ve mühendis olmak istiyordu. Kabul, bencillik etmiş ona zorla sözel yazdırmıştım. Çünkü matematiği de ben yapamazdım.

"Sonat..."

Tam sıra onun kağıdına geçmişti ki  öğretmenin önce kaşları çatıldı. Sonra "Senin kağıdında adından başka hiçbir şey yok. Tek çizik bile..." dediğinde cevap beklercesine bakıyordu.

"Boş vermiştim çünkü."

"Bu gidişle sözlülerinin de zayıf olacağını biliyorsun değil mi?"

Omuz silktiğinde oflayarak ona baktım. Onun tercihinin nedeni kolay olmasıydı. Eşit ağırlık falan seçseydi halledemeyeceğini biliyordu. En azından burası ezberdi. Ama onu da yapmamıştı. Cidden planı neydi ki?

"Efe 45."

"Hocam yine mi geçemedim ya?"

İsyan edercesine söylenirken "5 Puan verseydiniz ne olurdu ki?" Diye eklediğinde hoca elindeki tahta kalemini fırlattı kafasına.

"Oğlum senin aldığın nota şükretmen gerekirken fazlasını istiyorsun birde!"

"Hep böyle dersiniz zaten..." diye söylendiğinde kısık sesle hepimiz gülmüştük. Benim önümde Efsun'la oturuyorlardı. Onların önümdeyse Onat ve Oya. Erdem, Ece'yle cam kenarı en ön sıradaydı. Normalde ikizim hayatta hocanın dibinde oturmazdı ama Ece'nin okul aşkı malum. Zorla oturtturmuştu işte. Sonat'sa tam çaprazımda tek başındaydı. Yanında oturmak isteyen o kadar çok kişi vardı ki... Ama hiçbirini istemiyordu. Bu sonradan olmamıştı. En başından beri yalnızdı zaten.

Ve sürekli uyuyordu.

Normalde her sınıfın en arka dörtlüsü horlar. Bu bir kural gibidir. Ama o, hocanın gözünün önünde yatıyordu direk. Ve kimse sesini çıkaramıyordu. Onat'ın gözüyse arada bir kayıyordu ona. Fark etmedim değil. Kötü bir niyeti yoktu ki. Sadece yardım etmek istemişti. Hem ayrıca burada Sonat kesinlikle yanlış yapmıştı. Kızmış olabilir. Ama ittirip canını yakma hakkını nereden buluyor?! Bende öfkelenip sen düzelmezsin demiştim. Çünkü gün geçtikçe umutlarım azalıyordu. Aslında bana bir şans verse halledebilirdim her şeyi. Cidden. Tek istediğim bu kadar ters davranmamasıydı.

Biraz sonra tenefüs zili çaldığında artık son derse girecektik. Bu gün okula geç kalmamıştı Sonat. Ve geldiğinden beri sırasından hiç kalkmadı. Acıkmış olmalıydı. Aslında hemen yemek alıp getirebilirdim. Belki bu sayede konuşma fırsatı bulurdum. Hemencecik ayaklanıverdim ve cüzdanımı aldım. Zil çalmadan yetişmem gerekiyordu. Sınıftan çıkar çıkmaz asansörlerin dolu olduğunu gördüğümden mecburen merdivenlerden inmeye başladım. Kantin giriş kattaydı. Bizse iki. Okulun büyük olması mesafeyi arttırıyordu ama. Az sonra inebilmiştim işte. Neyse ki kalabalık değildi. Sıraya girmeme gerek yoktu. Sonat en çok ayvalık tostunu sevdiğinden ondan istedim. Birde kola yanında. O kadar acele etmiştim ki kadının elinden direk kaptım uzattıklarını. Umarım bizimkiler çıkmışlardır dışarı. Gerçi sınıfta olsalar bile pek takmıyorum ama Ece'nin görmesini istemiyorum. Aklı yeniden karışacak ve Erdem'i bırakacak diye çok korktuğumu inkar edemem. Çünkü ikizim ona körkütük aşık. Ve asla canını yakmaz. Bundan eminim. Benden bile daha çok önem veriyor. Aynı ilgiyi asla Sonat'tan göremeyecek. Erdem ve Sonat birbirlerinin tam zıddı.

itiraf sayfası. [yarı texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin