Beyazlık hep saflık ve temizlik olarak bilinirdi. Oysa şuan tüm şehrin üzerine çöken bu beyazlık kir ve kötülük doluydu. Neden bilmiyordu Maysa ama hep böyle düşünüyordu. Belki de şu an karla karışık çamurun görüntüsü ona böyle düşündürüyordu.
Dün yağmurdan sonra su damlaları bir bir kar tanesine dönüşmüş tüm şehrin üzerine gri halı gibi örtülmüştü. Hiç bir zaman karın o -televizyonlarda görünen- bembeyaz halini görmemişti. Onun gördüğü ya yol kenarına birikmiş çamurlu kar yığını oluyor, ya da ayak basılmayan yerlerde artık beyazlıktan yoksun koyu gri hali oluyordu.
Trafik lambası kırmızıdan yeşile döndüğü esnada düşüncelere dalan Maysa'yı uyandıran şey hemen arkasında bulunan ve başka bir arabadan yükselen korna sesi olmuştu. Maysa kendine kızarak camını biraz açtı ve kolunu çıkararak arkasında ki arabaya geçmesi için yol verdi. Hemen ardından derin bir nefes çekti ciğerlerine. Az önce yol verdiği araba sanki tüm öfkesini kusarmışcasına yanından hızla geçtiğinde yol üzerinde ki tüm suyu Maysa'nın arabasına sıçrattı. Oysa Maysa buna kızamadı bile. Hatalı olduğunun o da farkındaydı.
Sahi bu sabah uyandığından beri hep bir dalgınlık vardı üzerinde. Nedenini bilmediği bir şekilde gergindi ve bu da ister istemez her hareketine yansıyordu. Sanırım bu akşam özel bir randevusu olduğu için panik ve heyecan yapıyordu. Ya da başka bir şeyler, bilmiyordu.
Hastanenin park alanına arabasını bırakarak sıkıca sarıldığı kabanı ile birlikte asansöre doğru yürüdü.
"Günaydın Maysa."
Kendisine kocaman gülümsemesi ile bakan adama karşılık "Günaydın." dedi Maysa. Gökhan'da tıpkı Maysa gibi bu hastanede çalışıyordu. Tek fark ikisinin de ilgi alanlarının birbirinden bağımsız olmasıydı.
İkisi birlikte kapısı açılan asansöre bindi. Kumral tenli ve orta boylarda olan adam yakışıklı değildi. Fakat tatlı dilli oluşu ve girdiği her ortamda kendini sevdirmesi onu diğer kızların gözünde iyi yerlere getiriyordu. En azından Maysa böyle düşünüyordu. Ondan henüz iki yaş büyüktü ve buna rağmen çoğu zaman Maysa'dan küçük gibi bile davranıyordu. Kısaca çocuk ruhlu sempatik bir adamdı.
"Bu kış çabuk başladı." diyen adam ortamdaki sessizlikten rahatsız olarak bulduğu ilk konuyu Maysa'nın önüne açtı.
"Bence tamda zamanında başladı." diyen Maysa elini kabanının ceplerine tıkıştırdı. Bir an önce bu dar alandan kurtularak kendini odasına atmak istiyordu. Neyse ki asansörün içinde yankılanan ses istedikleri kata geldiklerini duyurduğunda ikisi birlikte ferah koridora adım attılar.
Bölümlerinin olduğu koridor boyunca sessizce yürüdüklerinde nihayet ayrılma vakti gelmişti.
"İyi çalışmalar, kolay gelsin." diyen Gökhan bir elini havaya kaldırarak Maysa'yı selamladığında Maysa'da aynı şekilde ona karşılık verdi.
"Size de kolay gelsin." dedikten sonra kendi bölümüne doğru yol aldı.
Banu'nun odasının önünden geçerken aklına dün akşamki yaşadıkları gelmişti. Kısa bir an durduğunda ne yapacağını bilmedi. 'Nasıl olsa birazdan buluşuruz.' diye düşündü. Ne de olsa Banu'dan her gün düzenli olarak öğrenmesi gereken konular vardı. Gökçe ve diğer iki kişinin daha kaldığı ortak odalarının kapısını açarak içeri girdi. Gökyüzünde güneş olmadığı için etraf koyu bir tondaydı. İlk olarak ışıkları açtı Maysa ve ardından da üzerindeki kabanı çıkararak beyaz önlüğünü üzerine geçirdi.
Doğumlara genellikle Banu ve Gökçe ile birlikte giriyordu. Çok nadir Banu'suz doğuma girmişti. Onun dışında yine gününün bir çoğunu Banu'nun odasında geçiriyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/208658705-288-k519414.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAYSA
General FictionUmutsuz bir kadın ve hırsız bir adamın hikayesi. Kitap en başından değiştirilerek yeniden yazılıyor...