4. Bölüm

16.5K 1.5K 339
                                    

Kar tanelerinin yuva yaptığı yol kenarında durdu iki insan. İkisi de sanki sabaha kadar oturup konuşan kendileri değilmiş gibi konuşmaya yer arıyordu. Benzetme olsun diye değil, saat neredeyse beş olmak üzereydi ve ikisi de bu saate kadar oturup en saçma konulardan bile konuşmuştu. Onları sabırla bekleyen mekan sahipleri bu iki çiftin arkasından umutla baktılar. Onlara göre ciddi bir ilişki için ilk adımı atmışlardı.

Maysa karşısında ki adamın gözlerinin içine baktı. Saatlerdir bakıyordu o kara gözlere fakat şimdi sanki ilk defa görüyormuş gibi büyük bir ciddiyetle inceliyordu. Bartu Kara ile bir çok ortak noktası vardı. Bu geceki muhabbetinden anladığı kadarıyla yanında sıkılacak biri değildi. Tamam dışarıdan bakılınca oldukça ciddi bir ifadesi ve sert duruşu vardı. Lakin öyle güzel konuşuyordu ki az önce masada kendisine şakalar yapan adam ile karşısında dikilen suratsız adam arasında epey bir fark vardı.

Gecenin soğuğu Maysa'nın içini titretirken biraz daha sarıldı kalın kabanına. Oysa arabası hemen önünde duruyordu. O halde neden gitmiyordu? Sanırım kendini büyük bir ciddiyetle izleyen kara gözlerin yüzündendi. Derin bir nefes alarak dudaklarının arasından sıcak nefesini üfledi. İstemeyerek de olsa bir elini öne doğru uzattı.

Sıcak ellerini kavrayan soğuk parmaklar ile dudakları aralanırken "Görüşmek üzere." dedi yalnızca. Yüzüne engel olamadığı küçük bir tebessüm yerleşti. Tıpkı karşısında ki adamda onun gibi tebessüm ettiğinde gecenin sessizliğine karışan sesiyle "Görüşmek üzere." dedi.

Maysa elini geri çekerken çantasından çıkardığı uzaktan kumanda ile arabasının kilidini açtı. Görünürde yalnızca kendi arabası vardı. Acaba Bartu ne ile gelmişti?

"Evin buraya yakın mı?" diye sordu kendini tutamayarak.

Genç adam kadının sorusu ile bir an afallasa da kendini kurtarmak adına "Taksiyle geldim." dedi fakat nasıl yanlış bir cevap verdiğini anlayınca sinirle yanak içlerini ısırdı.

"Bu saatte taksi bulman zor. İstersen seni gideceğin yere kadar ben bırakabilirim."

Kadın bunu söylerken öyle bir ses tonu kullanmıştı ki genç adam bu soğukta bile eridiğini hissetti.

Bir sigara yakmak istedi o an. Burnunun ucu kızarmış, ışıltılı gözlerle ve pembe yanaklarla kendini izleyen kadına karşı bir sigara... Ne vardı sanki Bartu Kara olsaydı ve bu kadını sıkı sıkı sarsaydı, ama değildi. Sıkıntıyla bir nefes verdi. Dudaklarının arasından ağır ağır çıkan dumanla birlikte ne diyeceğini düşünüyordu.

Adresini vereceği bir evi bile yoktu.

"Ben üşüdüm. Gel hadi."

Maysa bu soğuğa daha fazla dayanamayıp arabasına bindi. Anahtarı çevirdikten hemen sonra klimayı açarak titreyen bedenini ısıtmaya çalıştı. Bu sırada genç adam hâlâ o soğukta dışarıda bekliyordu. Maysa eğilerek diğer tarafın camından adama gel işareti yaptı. Genç adamda soğuğa daha fazla direnememiş olacak ki açtığı kapı ile birlikte arabaya bindi. Sanki içeri sıcakmış gibi üzerindeki deri ceketi çıkararak kapı tarafına bıraktı.

Maysa yüzünde oluşan memnuniyetle yanında oturan adama döndüğünde "Ne taraftan?" diye sordu.

Genç adam ise hüzünle başını öne eğmişti. Bu iş beklediğinden de zor olacaktı.

"Kağıt kalem var mı?"

Maysa adamın sorusu ile önce şaşırsa da ardından çantasına uzanarak ufak bir not kağıdı ve kalem çıkardı. Genç adama uzatırken merakla ne yapacağını izliyordu.

Uzatılan kağıt ve kalemi alan adam Maysa'nın gözlerine bakarak "Yolun krokisini çizeceğim." dedi sahte bir gülücükle. Bunun üzerine arabayı saran kahkaha ile genç adamın bakışları Maysa'nın gülücüğünde kayboldu. Bakışlarını kadından zar zor alıp kağıda çevirdi. Önce bir şeyler çiziyormuş gibi yaptı. Bu sırada kadın çoktan aracı çalıştırmış ana cadde üzerinde ilerliyordu. Bunu fırsat bilerek boş sayfaya tek bir kelime yazdı ve yavaşça sayfayı kopardı. İkiye katladığı kağıdı koltuğun kenarına bıraktı usulca. Ardından boş sayfada bir şeyler karalayıp konuşmaya başladı.

MAYSAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin