NOT: KURGUNUN SAĞLIĞI VE OLAYLARI DAHA KOLAY ANLAYABİLMENİZ AÇISINDAN ŞİMDİYE KADAR Kİ TÜM BÖLÜMLER İLAHİ BAKIŞ AÇISI İLE YAZILMIŞTI.
FAKAT BUNDAN SONRA 'MAYSA' OLARAK DEVAM EDECEĞİZ.
KEYİFLİ OKUMALAR 💜
___________________
'o zaman bizde evleniriz'
Belki de dakikalardır aklımda dönüp duran yalnızca bu dört kelimeydi. Daha doğru dürüst tanımadığım bu adam hem bir anda ortadan kayboluyor hemde bir anda evlilik teklifi ediyordu ve doğrusu bu onu gözümde hiçte iyi yerlere getirmiyordu. En başından da içimde ona karşı bir güvensizlik oluşturuyordu.
Şimdi o kapkara gözlerini kırpıştırarak bana bakıyor dakikalardır sürdürdüğüm sessizliğimi bozmamı istiyordu. Oysa yalnızca "Caddeye çıkınca ben sana yolu tarif edeceğim." dedim.
Bunun üzerine sert bir soluk verirken arabasını çalıştırdı."Sağdan."
Neredeyse yarım saat boyunca onu saçma sapan hiç bilmediğim yerlere götürdüm. Hiç birine de inkar etmedi. Ben ne tarafa dediysem o tarafa sürdü aracı. Kendi evimden çok uzaklaştığımı anladığımda biraz daha yakınları tarif etmeye başladım.
Ee Bartu bey, siz bana oyun oynarsınız da ben oynayamaz mıyım?
"Burası." diyerek üç katlı bir evi gösterdim. Buradan evime kadar yürüyerek gidebilirdim çok uzak değildi.
"Teşekkür ederim." derken kemerimi çözdüm. Ardından arabadan inmeden önce son bir kez bakışlarıyla karşı karşıya geldim.
"Ben ciddiyim." dedi korkak adam.
Cevap vermedim.
"Sana evlenelim o zaman derken gerçekten ciddiydim." dedi bir kez daha. Boş gözlerle izledim onu. Ne de olsa daha tanışalı iki gün olmuş bir adamdan kısmen de olsa evlilik teklifi alıyordum. Peki bu ne kadar inandırıcıydı? Hiç.
Derin bir nefes aldı, sanki arabada bulunan tüm oksijeni kendisine ait kılmak istermiş gibi kocaman çekti ciğerlerine. Ardından tekrar bana dönerek daha kısık tuttuğu sesiyle "Aramanı bekliyorum." dedi.
Çok beklersin!
"Seninle konuşacak çok şeyimiz var."
"Evet. Mesela sen korkaklık yapıp gitmeseydin bizden ne olacağını ya da gerçek anlamıyla bir ilişki yaşayıp yaşayacağımızı konuşurduk."
Benim uzun cümlelerimden sonra şaşkınlıkla mı yoksa kızgınlıkla mı araladığını bilmediğim kara gözleriyle öylece bana baktı.
"Ama sen o gecenin sabahına adına korkaklık diyerek beni bırakıp gittin." Elimi uzatıp kapı kilidine dokundum. "Ve bana asla unutmamam gereken bir ders verdin." dediğimde arabadan inmek için bir hamle yaptım. Oysa söyleyeceklerim bitmemişti. Tamamen bedenimi dışarı çıkardığımda eğilip onun çattığı kaşlarıyla beni izleyen meraklı yüzüne baktım. "Kimseye-özellikle de sana güvenmemem gerektiğini korkak bir adamdan öğrendim."
Kapıyı hızla kapattığımda sessiz sokakta yankılanan ayak seslerimle birlikte daha önce hiç gelmediğim bu eve doğru adımlar attım. Biliyordum, henüz gitmemişti. Muhtemelen benim eve girmemi bekliyordu. Merdivenleri çıkarak rastgele bir zile dokundum. Umarım kapıyı açan olurdu.
Kollarımı göğsümde birleştirip beklemeye başladım. Neyse ki çok geçmeden otomatiğin sesi duyulmuştu.
Arkamı dönmedim asla. Az önceki söylediklerimden sonra içim yangın yeri gibi olmuştu. Rahatlamıştım. Hemde çok.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAYSA
Fiksi UmumUmutsuz bir kadın ve hırsız bir adamın hikayesi. Kitap en başından değiştirilerek yeniden yazılıyor...