5. Bölüm

15.1K 1.5K 306
                                        

Hayal kırıkları ile bezenmiş duygularının aldatıldığı kör bir kuyuya düştü Maysa.

Ağzını açsa bağıracak onu o kuyudan kurtarması için yardım çığlıkları atacaktı. Ama gelin görün ki ne ağzını açıyor ne de bağırıyordu. İçine düştüğü çaresizlik kuyusu onu her geçen gün biraz daha derinlere sürüklerken o yalnızca elinden kayıp giden bu geleceğe bakmakla yetiniyordu.

Son yoluda denemişti işte. Hayatını bir erkeğe açmayı denemişti. Peki sonuç neydi? Koca bir hüsran.

Aklı hâlâ almıyordu Bartu Kara'nın ona böyle bir oyun yapacağını. Madem gidecekti o zaman ne diye
o buluşmaya gelmişti ki? Neden onun için uygun eş adayı olmuştu? Neden Maysa'yı tanımak istemişti? Neden dün gece çok güzel geçmişti? Neden o gecenin sonunda veda etmemişti de böyle bir veda etmişti?
Neden, neden, neden...

Aklındaki sorulara bir türlü cevap veremiyordu Maysa. Aklı hâlâ kabul etmiyordu böyle bir şeyi. Dün geceyi hiç yaşamamış olmayı bile diliyordu.
Keşke o gece Maysa için bir rüya olsaydı.

Tıpkı her şey dün sabah olduğu gibi olsaydı. Tek fark Bartu Kara eksik olsaydı.

Derince bir iç çekti saatlerdir izlediği tavanına karşı. Kupkuru gözleri bile ağrımıştı bu durumdan. Islanmak istiyordu o gözler temizlenmek yıkanmak istiyordu. Fakat Maysa böyle bir şeyi yapmayacaktı. Şuan bile varlığı şüpheli olan hayatında hiç olmamış biri için ağlamakta ne demekti? Asla yapmazdı bunu. Eğer ağlayacaksa bile bu kaçırdığı son çaresi için olurdu. Bir kez denemişti evlenme yolunu ama bir kez daha deneyecek cesareti kesinlikle yoktu.

Sabaha kadar kapatmadığı gözlerini yatağının baş ucundaki dijital saate çevirdi. Neredeyse sabah olmak üzereydi. Kalkıp hazırlanmalı ve Banu'nun yanına gitmeliydi. Dahası en yakın arkadaşı Gökçe'de bugün geliyordu. İkisiyle de oturup konuşmalıydı.

Tavanına veda ettikten sonra yattığı yerden doğruldu. Dün eve geldiğinden bu yana aynı pozisyonda yatıyordu. Kemikleri sızlıyordu. Saatler sonra ayağa kalkarak dengesini sağlamaya çalıştı. İlk işi kapalı perdelerini açmak olurken karlı bir sabaha daha günaydın dedi.

Üzerinde ki ölü deriyi atacağını düşünerek banyoya girdi. Nasıl olsa vakti vardı oldukça uzun süre kaldı duşta. Ardından tekrar odasına dönüp yatağını düzenledi. Kaç yaşında olursa olsun hep nefret etmişti dağınıklıktan. İşini bitirince bu kezde dolabının karşısına geçti. Geçen ay beğenerek aldığı kalın örgü elbisesini çıkardı. Saçlarını kurularken bir yanda da hazırlanıyordu. Dar elbisesini üzerine geçirdikten sonra uzun çizmelerini de giydi. Saçlarını tarayıp doğal haline bırakırken çantasını da alarak odasından çıktı.
Muhtemelen büyükannesi uyuyordu. Sessiz olmaya özen göstererek kabanını aldı ve evden çıktı.

Hava her zamankinden daha soğuktu bugün. Çoğu yerdeki su birikintisi buz bile tutmuştu. Neyse ki Maysa düşmeden sağ salim arabasına ulaşmış ısıtıcıyı açarakta yola koyulmuştu.

O ana caddeye çıktığında peşinde onu takip eden arabadan bir haberdi. Belki de bu kadar dalgın ve düşünceli olmasa çok rahat fark ederdi fakat şuan Maysa'nın zihni çevresine dikkat edemeyecek kadar doluydu.

Tabii bu çevrede hamile ve yardıma ihtiyacı olan bir anne yoksa.

Kırmızı ışıkta durduğu sırada kaldırım kenarında bir mağazanın kapalı kepenklerine yaslanmış kadın ile dikkatini o tarafa verdi Maysa. Kadın hamileydi ve iki büklüm olmuş kolunun birini göbeğine sarmıştı. Hemen arkasını kontrol etti. İleride yaklaşmakta olan bir araç dışında cadde bomboştu. Açtığı kapısı ile hızla yola fırlarken doğruca kadının yanına koştu.

MAYSAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin