Derin bir nefes aldığımda yüzümde belki de şimdiye kadar ki en içten gülümsemem vardı. Kalbim hâlâ daha az önceki yakınlığımızdan ötürü hızla atıyorken yavaşça boğazımı temizledim.
"Merhaba. Hoşgeldiniz." Dediğimde Bartu'dan biraz uzaklaşarak elimle kadının geçmesi için işaret ettim. "Buyrun içeri geçelim lütfen."
Soğuktan kızaran kadında beni başıyla onayladığında yüzünde tıpkı benim gibi bir gülümsemesi vardı. O yanımızdan geçip eve doğru ilerlerken Bartu'nun sesiyle birlikte bende ondan tarafa döndüm.
"Tüh ya!" diyen adam yalandan dudaklarını büzüyordu. Evet evet. Tam olarak Bartu Kara şu an dudaklarını sarkıtarak bana bakıyordu.
Anlamayan bakışlarla ona bakarken bir yandan da önümüzde ki kadını takip ediyorduk. Onun cevap vermeyeceğini anladığımda bir iki adımda ondan uzaklaştım ve kadının da önüne geçerek zaten ulaştığımız kapıyı açtım.
"Tekrar hoşgeldiniz."
Ellerim titriyordu heyecandan.
"Hoşbuldum."
Hepimiz içeri girdiğimizde tek bir ortak noktada buluşmuştu bakışlarımız. Şöminenin hemen yanında yatağının içinde uyuyan bebeğe odaklıydık hepimiz.
"Kabanınızı alayım ben."
Bartu bu anı bozarken kadında kabanını çıkarak Bartu'ya uzattı.
O kadın kaşlarını mı çatıyordu?
"Öncelikle kendimi tanıştırayım. Ben Seher Tunç. Devletin belirlemiş olduğu süreç boyunca size eşlik edecek yetkili danışmanınızım."
Hepimiz yerlerimize oturduğumuzda dikkatle karşımda ki kadını dinliyordum. Tabii onu incelemeyi bırakırsam söylediklerine daha iyi adapte olacaktım.
Esmer tenli ve hafif bir kilosu vardı. Çıkıntılı burnu kilolu yüzünde çok göze çarpmıyordu ama koyu gözlerinin çevrelediği gür kaşları ve kirpikleri oldukça dikkat çekiciydi.
"Gelmeden önce sizleri araştırma fırsatım oldu. Maysa hanım siz ebeydiniz öyle değil mi?"
Bana yöneltilen soru karşısında düşüncelerimden sıyrıldım.
"Şimdilik ebeyim desek daha doğru olur. Aynı zamanda bir öğrenciyim."
"Öyle mi, ne kadar güzel."
"Ebeliği çok severek yapıyorum ama aynı zamanda da kadın doğum uzmanlığında gözüm var." dediğimde gülüyordum.
Belki de sadece şu an ki gerginliğimi konuşarak azaltmak istiyordum.
Biz Seher hanımla konuşurken Bartu'da bir çok kez sohbetimize dahil olmuştu. Kısa bir sessizlik oluştuğunda karşımızda oturan kadın bir nefes verdi ve çantasından bir not defteri ve kağıt çıkardı.
"Bebeği burada yalnız bırakıp dışarıda olmanız aslında doğru bir davranış değil."
Bakışlarım hızla Bartu'yu buldu. Sanırım korktuğum şey başıma gelmeye başlıyordu.
"Ama yüzünüze bakarak söylüyorum ki bu süreç sanırım o kadar da uzun değildi. Soğuktan kızarmış gibi durmuyordunuz."
Ben yavaşça yutkunurken göz ucuyla Bartu'ya baktığımda o ise gülmemek için kendini tutuyor gibiydi.
Evet kızarmıştım ama bu kesinlikle soğuktan değildi.
Oturduğum yerden yavaşça kalktığımda hâlâ uyuyan bebeğin yanına gittim. Bu zamanlarda bu kadar süre uyuması gayet normaldi. Sadece karnı acıktığında uyanıyor doyduktan sonra geri uyuyordu. Normal olan buydu ama... sanırım en kısa zamanda Banu'yla konuşmam gerekiyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAYSA
Fiksi UmumUmutsuz bir kadın ve hırsız bir adamın hikayesi. Kitap en başından değiştirilerek yeniden yazılıyor...