60. Bölüm (2. Kitap)

1.6K 69 7
                                    

İnstagram=_arikubra

60. Bölüm (2. Kitap)

Gönlümün Şahıma...

Seni elimden gelenin en saf haliyle sevmeye çalıştım. Belki de seni hak ettiğin gibi sevmeyi başaramadım. Yıllarımı uğruna harcamaktan hiç gocunmadım. Deniz gözlüm...

O gözlerinde boğulmayı çok isterdim. Şu an bu satırları okuyorsan ben çoktan tahtalı köyü boylamışım demektir. Giderken hayatını güzelleştirmek istedim. Bu yüzden hapse girmemen için bütün önlemleri almıştım. Baban ölseydi bile para karşılığında tüm suçu başkasının üstüne atacaktım. Tek istediğim karım olmandı. Seni sevdiğim gibi beni sevmendi. Seni hiçbir zaman hak etmedim. Hak etmek için uğraştım ama hak edemedim.

Bundan sonraki hayatında ben olmayacağım. Sanki daha önceki hayatında olmuşum gibi, peh! Gönül şahım, hiç kimsenin seni üzmesine asla izin verme! Sen güçlüsün. Kimsenin gücünü emmesine izin verme. Merih denen o avukat bozuntusunun seni sevdiğini biliyorum. Ne yazık ki seni gerçekten seviyor. Onunla mutlu ol. Bir katilim, evet. Sana kanlı ellerimle dokunmaya kalkıştım, affet. Sen bunları okuduğunda ben bir kefene sarılmış olarak yerin altında öyle uyuyacağım. Tahtalı köyü boylamış olacağım. Hiçbir zaman iyi biri olmadım, hiçbir zaman seni hak eden bir adam olmadım. Tek amacım sana daha güzel bir hayat yaşatmaktı, beceremedim. Sana gelmek için çok geç kaldım. Biliyorum, beni kötü bir adam olarak tanımış olmana rağmen vicdan azabı çekiyorsundur şimdi. Bilmiyorum, belki de kendimi böyle avutuyorum. Eğer, vicdanında bir azaba neden olduysam özür dilerim. Dilşah, nerede, kiminle, nasıl olur bilmiyorum ama mutlu ol. Gönlümün şahı sen hep mutlu ol. Ne yalan söyleyeyim beni hiç unutmanı istemiyorum ama beni iyi hatırlatmana sebep olacak anılar bırakmadım hafızana. Bu yüzden unut beni sevgilim. Hayatına bak ve mutlu ol.

Seni seviyorum.

Kağıtta yazılanların hepsini okumuştum. Merih bu sırada yanıma gelmişti. Sanırım kağıtta yazılanları o da okumuştu. Elimdeki kağıdı çekip aldığında ben hala aynı yerimde dikiliyordum.

"Merih, ne oluyor oğlum?"

Tankut Aras'ta yanımıza geldiğinde masadakilerin telaşlandığını biliyordum. Gözlerimi kapattım. Elim ayağım boşalmıştı. O günü, yaşadıklarımı ve onu unutmuştum ama bugün gelen o mektup her şeyimi altüst etmişti. Merih, Tankut Aras'la konuşurken gözlerimin önünde aylardır oynamayan o sahneyi tekrar izledim. Beni sevdiğini söyledikten sonra kendini öldürmesiyle çektiğim vicdan azabı yine yerine geldi. Dolu gözlerimi kimseye çevirmeden kendi odama doğru adımladım.

"Dilşah, nereye gidiyorsun, ne oluyor anneciğim?"

Annemle beraber herkes masadan kalkarak bana doğru gelmeye başladığında ellerimi onlara doğru uzattım ve onları oldukları yerde durdurdum.

"Sadece yalnız kalmak istiyorum. "

Sözlerimle beraber herkes kalktığı yere geri oturdu. Ağır adımlarımı odaya doğru taşırken yalnızca Pamir'in kendini öldürdüğü sahneyi izliyordum. Gözlerimden bir bir yaşlar süzülürken sonunda kendi odama gelmiştim. Kapıyı aralayıp içeriye girdikten sonra kapımı ardımdan kapattım. Işık açık değildi, açmak için bir girişimde bulunmadım. Sonunda yatağıma kadar geldiğimde yorganımın altına girdim.

Yaşlarım bir bir süzülürken kaçtığım acılarımla yüzleştim. Ağlıyordum çünkü bir adam beni sevdiği için kendini öldürmüştü. Ağlıyordum çünkü o adam onu sevmeme rağmen bütün hayatımı kurtarmıştı. Kardeşime kan vermiş, iki kez hapse girmemi önlemişti. Babamı beni dövmemesi için uyaran bir adamdı.

Dilşah +18 (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin