58. Bölüm (2. Kitap)

1.5K 65 2
                                    

İnstagram=_arikubra

59. Bölüm (2. Kitap)

Yarın son açık lise sınavlarım vardı ve ben çok korkuyordum. Her gün ders çalışıyor olmama rağmen yapamayacağım korkusu benim yiyip bitiriyordu. Merih, çok zorlamayacaklarını söylüyordu ama ben yine de korkuyordum. Uzun yıllar sonunda sınava girmemiştim. Bugün de son kez üzerinden geçecektim. Üniversite sınavına ise günü gününe çalışıyordum. Merih, anlamadığım yerlerde bana yardım ediyordu. Çalışmalarıma yardım ediyordu. Artık kafası ve işi daha rahat gibiydi. Eskisi kadar çok çalışmıyordu. Benim işim ise gayet yerindeydi. Çocuklarla vakit geçirmekten zevk alıyordum. Çocuklarla oyun oynuyor,, onların yemeklerini yediriyor, onlarla beraber eğleniyordum. Aslına bakarsanız bayağı bayağı stres atıyordum. Eve geldiğimde de eskisi kadar çok yorulmuyordum. Sanırım artık işime alışmıştım. Bir kez daha maaş almıştım. Aldığım her maaşta kendimle gurur duyuyordum. Babama gelecek olursak ondan hala ses seda yoktu. Bu durum beni korkutuyordum. Merih, neler yaptığı hakkında bilgi alsa da babamla ilgili kesin bilgilere ulaşmak zordu. Benden uzak olması güzeldi ama bizden bu kadar alakasız olması korkutuyordu.

Gecenin yarısına kadar gelmiştim. Merih, çoktan uyumuştu. Bana da kendimi bu kadar yormamam gerektiğini söylese de son bir tekrar yapıp öyle yatacağımı söylemiştim. Bu haftam tamamen sınavlarla geçecekti. Bu yüzden bayağı yorulacaktım. Çalıştığım yerden Merih sayesinde izin almıştım ama maaşımda kesilecekti. Bu durumda bir şey yapamazdım. Merih, ara ara üniversiteyi kazanana kadar çalışmamamın daha iyi olacağını söylüyordu. Kendimi bu kadar yormamı istemiyordu ama ben de direkt olarak onun eline bakmak istemiyordum. En azından bu şekilde yardıma ihtiyacı olanlara yardım ediyordum. Mesela son aldığım maaşımı da Agah'ın maddi durumu kötü olan bir arkadaşı vardı. Ona vermiştim. Yine de Düğün hakkında neredeyse her şeyimiz tamamdı. Davetiyeleri de ayarlamıştık. Tek ve ne önemli olan şey mekandı. Onu da uzun süredir arıyorduk ama bir türlü istediğimiz bir mekan bulamamıştık.

Onu da bulurduk. Düğüne daha çok zaman vardı ama düğünden önce çok yoğun olacağım için her şeyi daha önceden hallediyordum. Merih, muhtemelen kendi odasında uyumuştu. Ben de çalışma masamın başından kalktım. Kitaplarımı düzenli bir şekilde yerlerine koyarken gülümsedim Özlemiştim. Ders çalışmaktan zevk alıyordum. Bu kitapların bana bir gelecek vereceğini bildiğim için onlara daha çok bağlıydım. Uykum iyice gelmişti. Vücudum aynı pozisyonda kalmaktan tutulmuştu. Ders çalışırken çok hareket etmediğim için her yerim tutuluyordu. Vücudumu rahatlattıktan sonra bu sefer ağzımla esnedim. Yorgun gözlerim git gide kapanırken Merih'in çalışma odasından çıkıp kendi odama doğru ilerledim. Uzun bir koridoru hızlı adımlarla geçerken çok sessiz oluyordum. Merih'in adım seslerimle uyanmasını istemezdim. Odamın kapısını açtıktan sonra ışığı yaktığımda önce gördüğüm göz yanılsaması olduğunu düşündüm. Ardından yatağımın üzerinde uyuyan Merih'i gördüğümde gülümsemeden edemedim. Uyanmaması için ışığı hemen kapatıp yatağıma doğru ilerledim. Yorganı hafifçe kaldırıp sessiz olmaya özen göstererek yorganın içine girdim. Yüzümü Merih'e doğru döndüğümde yatağın kenarında kalmış bedenimi biraz daha içeriye taşıdım. Ona yaklaşmamla Merih'in de elini belimde hissettim. Uyanık olup olmadığını anlamak için iyice baktığımda gözleri kapalıydı. Ardından uyku sersemiyle konuştu.

"Nerede kaldın. Çok yoruyorsun kendini."

Hayır, kendimi çok yormuyordum. Bu sınav benim en büyük şansımdı. Yapmak zorundaydım. Yaşadığım her şeye rağmen böyle bir fırsatı yakalamışken tembelliğim yüzünden bu fırsatı elimden kaçıramazdım. Merih'e cevap vermeden ona doğru yaklaştım. Alnımı göğsüne yasladığımda cenin pozisyonu almıştım. Merih'in eli belimin üzerinde dururken sessizce konuştum.

Dilşah +18 (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin