55. Bölüm (2. Kitap)

1.4K 67 4
                                    

İnstagram=_arikubra

55. Bölüm (2. Kitap)

"Dilşah, emin ol, seni en iyi ben anlarım. Benim eğitimime de yıllarca Tankut Aras destek çıktı. Ben o adam sayesinde okudum. Senin maddi yönden yaşadığın tüm sıkıntıları ben de yaşadım. Ailecek yeri geldi, abartısız söylüyorum, bir dilim ekmeği bulamadık. Benim de elimden Tankut Aras tuttu."

Biraz durduktan sonra hiçbir şey söylemedi. Benim bu tepkilerimden yorulmuş gibi duruyordu. Bu anlattıklarını az çok biliyordum ama Merih'in ailesinin bu kadar kötü durumda olduğunu bilmiyordum. Ben sadece Tankurt Aras'ın herhangi bir öğrenciye burs vermek istediğini ve başarılarından dolayı Merih'e verdiğini düşünüyordum. Yani maddi durumlarının bu kadar körü olduğunu bilmiyordum. Merih onun evine yaklaştığımızda konuşmasına devam etti.

"Kendini ezilmiş hissediyorsun, hatta bana muhtaç olduğunu hissettiğin için kendinden nefret ediyorsun. Dilşah ikimiz arasında çok büyük fark var."

Söylediklerini sonuna kadar dinledim. Son söyledikleriyle aramızdaki o çok büyük farkı merak ederek gözlerinin içine baktım. Merih, evinin önüne arabayı parketti. Emniyet kemerini çözdü ve bana doğru dönerek gözlerimin içine baktı.

"Ben, benim hiçbir şeyim olmayan bir adamdan yardım aldığım için eziliyordum. Sen bu hayatta en çok güvenmen gereken, sırtını ona yaslaman gereken kocandan yardım alıyorsun ve aslına bakarsan bu durumda bunun adı yardım da olmuyor. "

Sözleri...

Etkilenmiştim. Gözlerimin içine uzun uzun baktıktan sonra onu anladığımı, artık bu konuyu kafama takmayacağıma dair ben de söz beklediğini hissettiğimde başımı salladım. Bu sorunu da hallettikten sonra Merih arkadaki tüm paketleri eline alıp arabadan aşağıya indi. Paketleri almak için ısrar ettiğimde de kızmıştı. Bu duruma sessiz kalıp yönlendirmesiyle cebinden uzaktan kumanayı alıp arabayı kilitledim. Beraber siteye doğru ilerledik. Onu sonunda paketleri taşımasına yardım etmeme ikna ettiğimde bana sadece iki paket vermişti. En hafiflerinden. 

"Sen de paketleri alırsan kapıları kim açacak?" diyerek beni ikna etmişti. Daha doğrusu ikna olmak zorunda kalmıştım. Sonunda evimizin kapısını da açtığımda beraber içeriye geçmiştik. Paketleri benim kaldığım odaya koyduktan sonra kendi odasına üzerini değiştirmeye gitti. Ben de kendi odama geçip üzerime pijamalarımı geçirmiştim. Merih'in de kıyafetlerine baktığımda onun da pijamalarını giymiş olduğunu görmüştüm. Halbuki akşam ezanı daha yeni okunmuştu. İkimizde yemeğimizi yerken önce Merih konuştu.

"Günün nasıldı?"

"Çocuklarla beraber vakit geçirmek çok eğlenceliydi ama ne yalan söyleyeyim bu kadar yorulacağımı düşünmemiştim."

Merih bir yandan yemek yiyip bir yandan da beni can kulağıyla dinliyordu. Ona bütün gün yaptıklarımı tek tek anlatmıştım. Hiçbir zaman bir insana bütün günümü bu kadar ayrıntılarıyla anlatmamıştım. Hayatım gerçekten güzelleşiyordu. Ben gerçekten hayal ettiğim o hayata adım adım kavuşuyordum. Kardeşlerim ve ben mutluyduk. Buruk yanlarımız olsa mutluluğumuz vardı. Çayından bir yudum aldıktan sonra konuştu.

"Tabii ki yorulursun. O kadar çocukla uğraşmak kolay mı?"

Onu onaylarcasına başımı salladıktan sonra bugün işten erken ayrılmasının korkusunu yaşıyordum. Bahsettiği o adamlarla ilgili bir sorun mu olmuştu? Gerginliğimi gizlemeye gerek görmeden konuştum. "

"Merih!"

Merih ağzındaki lokmayı bitirdikten sonra "Efendim." dedi.

Ekmek arası yaptığım yağ ve peynirden bir ısırık aldıktan sonra çiğnedim. Ardından sevdiğim adamın bal renkli gözlerinin içine bakarak konuştum. Kocamın gözlerine...

Dilşah +18 (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin