27. Bölüm

2.6K 96 14
                                    

İnstagram=_arikubra

27. Bölüm

FİNAL

2 YIL SONRA

Güneşin ilk ışıklarında açılan gözlerimi ellerimle ovuşturduktan sonra vücudumu gerdirdim. Tüm vücudum tutulmuştu. Bugün uykumu çok güzel almıştım. Karnıma kadar açılan badimi kapattıktan sonra esneyerek yan tarafa döndüm. Mira uzun saçlarıyla yanımda uyurken benimkilere tıpa tıp benzeyen saçlarına onun hissetmeyeceği şekilde dokundum. Tam altı yaşındaydı. Zamanın geçtiğini kardeşlerimin büyümesiyle anlıyordum neredeyse.

Agâh on altı yaşına girmiş, bende tam yirmiydim artık. Mira'nın siyah saçlarında dolanan parmaklarıma baktığımda dudaklarımın kıvrılmasına engel olamadım. Sol elimdeki yüzük parmağımda yaklaşık üç aydır duran yüzük, her zaman takılıydı. Elimden geldiğince çıkarmıyordum. Evet tam üç ay önce ona evet demiştim.

3 AY ÖNCE

Gözlerimi hızla açarken kulağımı dolduran bu sesin nereden geldiğini anlamaya çalışıyordum. Etraf karanlıktı. Gecenin bir vakti olduğunu anlamak uyku sersemliğinden dolayı zamanımı anlamıştı. Yanımda uyuyan Mira'nın uyanmaması için hızlıca cevapla tuşuna bastım. Merih'in telaşlı sesi korkmama neden olurken odayı sessizce terk ettim.

"Efendim aşkım. "

Aşkım...

Evet artık ona bu şekilde hitap edebiliyordum. Gerçi hâlâ utanıyordum ama eskisi kadar çok değildi.

"Dilşah, kapınızın önündeyim. Hemen giyin ve yanıma gel! Çok önemli bir işimiz var."

Gecenin bu saatinde Merih'le ne işimiz olabilirdi ki... Hem babam evde yoktu. Kardeşlerimi evde yalnız bırakamazdım.

"Merih, neler oluyor? Nereye gideceğiz gecenin bu saatinde? Mira ve Agâh'ı bırakamam. Hem neden sesin böyle geliyor?"

Merih derin bir soluk verdikten sonra onun gerginliği canımı daha çok sıkıyordu. Birkaç dakika sonra kapımız çalınca Merih'in daha sakin bir tonda "Kapıya bak." dediğini duydum.

Uzun koridoru birkaç saniye geçtikten sonra önce anahtarla kilidi açtım. Kapıyı hızlıca açarken telefon hâlâ kulağımdaydı. Karşımda ise gecelikleriyle Nükhet Abla duruyordu. Telefonu kulağımdan ayırdıktan sonra ben ona soru sormadan o konuşmaya başladı.

" Hadi kızım hızlıca hazırlan da bekletme Merih Bey oğlumu."

Neler olduğu hakkında bir fikrim olmasa da korkmaya başlamıştım. Merih'e herhangi bir şey söylemeden telefonu kapattım. Nükhet Abla benim hareket etmediğimi görünce ite kalka odama götürdü. Dolabımdan beraber aldığımız siyah tulumumu çıkarttı. Çok saçmaydı. Allah aşkına aceleyle bir yere gidiyorduk ve tulum mu giyecektim?

"Nükhet Abla şurada kotum ve kazağım var. Onu giyip çıkarım." diyerek dolabıma yöneldim. Ellerim titremeye başlamıştı. Hızla dolabımın içinde kazak bulmaya çalışırken dolabımda sadece geceliklerimin olduğunu gördüm.

Nükhet Abla'ya döndüğümde "Kızım ben onları yıkarım diye götürmüştüm bugün. Kusura bakma." dedi. Bu durum canımı sıksa da ona kızmamak için kendimi tuttum. Hem kıyafet seçimimden daha önemli bir mesele vardı. Her ne kadar o meseleyi bilmesem de...

Siyah tulumumu giydikten sonra saçlarımı öylesine bir topuz yaptım. Merih'le nereye gideceğimizi bilmiyordum. Toplu olmaları daha iyi olurdu.

Hızlı hızlı merdivenlerden inerken içimden dua ediyordum. Gecenin bu saatinde beni aradığına göre gerçekten önemli bir mesele vardı. Sokağa çıktığımda Merih'in arabasını gördüm. Derin bir soluğu verdikten sonra üzerime bir ceket almadığım için kendime kızdım. Kapıyı açıp yolcu koltuğuna oturduğumda gözlerim direkt Merih'in yüzünde dolandı. Gerçekten çok sinirli görünüyordu. Bu kadar önemli ne olabilirdi ki benim hakkımda? Çok uzun zaman önce babamı da öğrenmişti. Ortada bana kızacağı bir şey kalmamıştı.

Dilşah +18 (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin