59. Bölüm (2. Kitap)

1.5K 62 11
                                    

İnstagram=_arikubra

59. Bölüm (2. Kitap)

Merih'le beraber düğün salonunun her yerini gezmeye başladık. İçeirye döner kapılardan geçiyordunuz. Açıkçası burasının pahalı olduğunu düşünüyordum. Mekanın iç kısmı oldukça şatafatlıydı. Göz alıcıydı ama göz alıcılığı kadar beni aynı zamanda korkutuyordu da. 

Alan çok genişti. Elim Merih'in avuçlarındayken mekanın içini gezmeye başladım. Çok ama çok büyüktü. Işıklandırmaları, masaları ahşaptan ama çok şıktı. Mekan krem ve bordo renklerinin uyumundaydı ama bu uyum çok güzeldi. Mekanı basmamıştı. Aksine bordosuyla şık, krem rengiyle sade bir hava katmıştı. Mekan çok şık olmakla sadeliğin arasındaydı ve bence çok güzel bir uyumdaydı.

"Merih, burası çok güzel."

Yanımıza garson kıyafetlerinin içinde bir adam geldiğinde "Merih Bey hoş geldiniz. Patronum birazdan gelecek. Şimdilik size ben eşlik edeceğim." diyerek tokalaştı. Merih bir sorun olmadığını belirttikten sonra adam benimle de tokalaşmıştı. Ardından mekanı anlatmaya başladı.

Adam önde bize hem nereyi nasıl dekore edeceklerini söylüyor, hem de mekanın içini iyice gezdiriyordu. Merih, zaten mekanın sahibiyle daha önce bakmaya geleceğimiz için görüşmüştü. Bundan dolayı adam ismini de biliyordu. Mekanın neredeyse her yerini gezmiştik. Sonlarına doğru mekanın sahibi olan adam geldiğinde Merih'le biraz daha konuştular. Mekanı çok beğenmiştik ama bunu sahibi olan adama çok belli etmemiştik. Merih maddi konuları konuşmak için bana "Dilşah, sen sahneye bir kez daha bakar mısın?" demişti. Bunu anladığım için gitmemiştim. Bu düğünü kendi paralarımızla yapacaktık. Kimseden destek almak istemiyorduk. Daha doğrusu Merih'in maddi anlamda kendine güvenmesinden dolayı biraz daha bu konuda özgüvenli davranıyordum. Annem de Merih'in ısrarlarına rağmen kına gecesini kız tarafı olarak kendisi yapmak istemişti. Merih gittikten sonra anneme böyle bir şey yapamamasını söylediğimde "İzin ver, kızım için bir şeyler yapayım." demişti.

Daha fazla bir şey söyleyememiştim. Ne yapacağımı bilmiyordum. Çalışarak Merih'e destek çıkmak istemiştim ama o daha güzel bir teklifle karşıma gelmişti. Söylediğine göre fazla paraya ihtiyacımız yoktu. Hatta benim çalışmama da gerek yoktu ama sırf ben çalışmak istediğim için karşı çıkmadığını söylemişti. Bu yüzden de bana kazandığım paraları bağış yapma önerisinde bulunmuştu.

Kabul etmiştim. Bence çok iyi bir fikirdi. Yani artık Merih'le aramızdaki maddi durumlara daha fazla kafa yormamaya çalışıyordum. Adam bizi kendi odasına yönlendirdikten orada ücreti de konuşmuştuk. Söyledikleri miktar biraz pahalıydı. Merih'e vazgeçmemiz gerektiğini söylemek istiyordum ama Merih hiç benim yüzüme bakmadan "Kabul ediyoruz." demişti.

Adamın yanında bozmak istememiştim. Bu yüzden dışarıda görüşmemiz gerektiğini söyleyerek adamla el sıkışmadan onu odanın dışına çıkarmıştım.

"Merih sen ne yapıyorsun? Sence de biraz pahalı değil mi?"

Tamam, burayı çok beğenmiş olabilirdim ama düğün için bu kadar masraf etmek doğru değildi. Daha uygun, daha makul bir yer bulabilirdik. Merih, yanaklarımı ellerinin arasına aldıktan sonra hizama kadar eğildi.

"Dilşah, burayı ikimizde çok sevdik. Girdiğinde mekana nasıl hayran kaldın? Ben de öyle çok sevdim. Hem bak uzun zamandır arıyoruz. Bir türlü bulamıyoruz. Hiç beğenmediğimiz yerlere bile ne kadar para istediler? Burası onlardan daha makul işte. İçimize de sindi. Hem birikmişim var. O parayı burada kullanırız. Dilşah, zaten her şeyimiz var. Allah'a şükür paraya ihtiyacımız yok. Bence burayı tutmalıyız."

Dilşah +18 (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin