6.Bölüm

9.8K 279 46
                                    

6.Bölüm

DİLŞAH'TAN

Sessizce süren araba yolculuğumuza kısık sesle çalan Sinan Akçıl eşlik ediyordu.

Hadi şimdi istediğin kadar özgürsün

Artık bana tutsak değil tam hürsün

Şarkı hayatım boyunca dilime alamayacağım kelimeleri notalarında saklıyordu.Şarkı arka planda çalmaya devam ederken avukatın sesini duydum.

"Merak ettiğim bir husus var. İzin verirseniz sorabilir miyim? Cevap vermek istemezseniz anlarım."

Avukat konuşurken yüzümü ona çevirmiştim. Soracağı sorunun davayla ilgili olduğunu düşünüyordum. "Tabi sorabilirsiniz." dedim, anlayış içeren yüz ifademle.

Arabaya bindiğinde beri yüzünü yalnızca benimle konuşurken anlık olarak bana çeviriyor sonrasında hemen yola döndürüyordu. "Kardeşiniz ve babanız hastanedeydi. Siz de karakolda... Küçük kardeşiniz de komşunuzdaymış. Peki anneniz..."

Böyle bir soruyla karşıma geleceğini hiç beklemiyordum. Avukatın sözünü tamamlamasına izin vermedim. Bu konuyu burada kapatabilmek için kıs ve net olarak cevabımı söyledim.

"Yok."

"Öldü mü?"

Yıllardır kapatma için uğraştığım yaralarım, savaşmaya mecali kalmayan bedenime yük oluyordu. Avukat, büyük savaş verdiğim duygularımın kalbimi deşerek boğazımda oturmasını sağlamıştı. "Konuyu kapatabilir miyiz lütfen?" dedim titreyen sesimle. Avukat da iyi olmadığımı ses tonumdan anlamış olmalıki dikkatini önünde akan trafiğe verdi. Biraz evvel konuşmalarımızla bastırdığımız müzik, tekrardan arabanın içini doldurmaya devam etti. Ne yazıkki biz konuşurken bayılarak dinlediğim müzik de bitmişti. Aslında avukatla yaptığımız konuşma tüm hislerimi gün
yüzüne çıkarmıştı. Radyoda yeni bir şarkı belirince başımı cama yaslayıp dışarıyı izlemeye başladım. Sokak lambalarının ve farların aydınlattığı caddede ilerliyorduk. Ağır ağır açıp kapattığım gözlerimle, ağaçlarında bizimle beraber hareket ediyormuş hissine kapılıyordum. Avukatın sorduğu sorular adeta içimde kopan fırtınaların dile gelmiş haliydi. Fırtınalarım yaşlarimdan birini yanaklarımla kavuşturdu.

Penceresiz kaldım anne
Penceresiz kaldım anne
Uçurtmam tel örgülere takıldı
Hani benim gençliğim anne

Radyoya hükmeden bu şarkı hayatim boyunca çekeceğim hasretimi haykırıyordu. Avukat daha fazla kötü olmayayım diye radyoya elini uzattığında ben de kapatacağını anlayınca engellemek için elimi uzattım. Anlık gerçekleşen bu durum karşısında işaret parmaklarımız birbirine çarpmıştı. Ateşe değmiş gibi elimi hızla çekip "Özür dilerim. Değiştirmeyin diye elimi şey etmiştim. Ben yani şey kusura bakmayın." dedim. Avukatta benimle aynı esnada elini çektikten sonra "Asıl ben özür dilerim. Dinlediğiniz müziği kapatmak kabalıktı. Ben ağladığınızı görünce ağlamayın diye şey etmiştim." dedi. yaptığımız bu tuhaf açıklamalardan sonra, göz temasımızı kopartıp yeniden dışarıyı izlemeye başladım.

Hastaneye geldiğimizde arabanın kapısını açmadan hemen önce "Tekrardan çok teşekkür ederim her şey için. Hastaneye bıraktığınız içinde ayrıca teşekkür ederim." dedim, dağınık saçlarına bakarak. Avukat her teşekkürüme ufak tebessümlerle karşılık verdikten sonra ilave etti: "Bugün çok fazla teşekkür ediyorsunuz. Ayrıca unutmayınki savunmak, yasalar doğrultusunda masumun yanında olmak benim görevim. Baktığımız zaman bana teşekkür edeceğiniz bir durum yok. Hem beni de size Tankut Aras yönlendirdi. Bence asıl teşekkürü o hak ediyor." dedi, dudaklarını küçük bir açıyla yana kıvırarak. Kafamı sallayıp arabanın kapısını da ardımdan kapattım. Haklıydı avukat. Tankut Aras'a teşekkür borcum vardı ve bunu en kısa zamanda ödemeliydim. Hastaneye hızlı adımlarla yürüyordum; zira soğuğun bedenime bıraktığı etki göz ardı edilemezdi.

Dilşah +18 (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin