14. Bölüm

5.3K 147 39
                                    

İnstagram=_arikubra

14. Bölüm

Pamir Baştemir

Bembeyaz kabarık gelinliğinin içinde biricik sevgilim bana aşkla bakıyordu. Nihayet Gönül Şahıma kavuşmuştum. Ona attığım her adımda daha çok titreyen ellerini bakış açımdan çıkarmıyordum. Hafızama kazıyıp ömrümün sonuna kadar hatırlayacağım. O kadar güzel olmuştu ki... Dilşah şimdi tamamen benimdi. Yalnızca benim. Sevgilimi daha fazla bekletmek istemesemde kendimde heyecanlı olduğum için adımlarım ağır çekimdeymiş gibi yavaştı. Ona attığım her adımda, adımımın hemen yanında aynı adımları görüyordum. Sanki karşımda ayna varmış gibi. Kapının arkasında aynanın ne işi olduğuna anlam veremeyince Dilşah'ın yüzüne takılı kalan gözlerimi zorlanarak yan tarafıma çevirdim.Ve...

Merih Veziroğlu.

Saçmalık. Hem de ne saçmalık. Merih Veziroğlu'nun benim düğünümde ne işi vardı. Düğünümüze gelmesine sinir olsamda bunu belli etmemeye çalıştım. Sevgilim eminimki bu özel günümüzde sorun çıksın istemezdi. Bu yüzden bu ayrıntıyı görmezden gelerek melek yüzlü gelinimin masmavi gözlerine baktım. Ama ama... Hayır. Hayır. Gönül Şahım bana bakmıyordu. Gönül Şahım bana değil avukat bozuntusuna bakıyordu. Sinirimi yatıştırmak için yan tarafımda asılı kalan ellerimi yumruk yaptım. Gönül Şahım da onun burada ne işi olduğuna anlam veremediği için ona bakıyordu. Ya da ben öyle düşünüyordum. Saçmalama Pamir, Dilşah senden başka kimseyi sevmez, sevemez ki. Merih Veziroğlu yavaş adımlarla ileriye doğru giderken bu yanlışa dur demek için yürümeye çalışıyordum ancak; ayağımı bile yerinden kıpırdatamıyordum. Avukat ilerledi, ilerledi, ilerledi ve...

Durdu.

Sevgilimin tam karşısında. Aralarında neredeyse hiç mesafe yoktu. Benim sevgilime zor kullanarak yaklaşıyordu. Yoksa ben anlıyorum. Dilşah'ın yüzünden her şeyi anlıyorum. O da istemiyor. Avukatın elleri benim sevgilimin -benim sevgilim- yüzüne dokunduğu an tamamen kendimden geçmiştim.

Ayaklarım zemine yapışmış gibi bir türlü oynatamıyordum. Koşup sevgilimi o pisliğin elinden almak istiyorum ama sanki ayaklarımı zeminde tutan bir şey vardı. Koşmaya çalıştığım zaman dizlerimin üzerine çöktüm. Sevgilim beni seviyor onu değil. Onu en çok ben sevebilirim o değil. Tekrar ayağa kalkabildiğimde Merih iti onun yanaklarını okşuyordu. Öldüreceğim seni!

Tekrar koşmaya çalıştığımda yeniden düştüm. Hayır, hayır ,hayır!

Haykırışlarım odada yankılanırken onlar beni görmüyor, duymuyorlardı. Merih benim sevgilimin tam karşısındayken ve birbirlerine bu kadar yakınken benden önce söyledi o iki kelimeyi.

Seni seviyorum.

Hayır!

Gözlerim biraz önce yaşadıklarıma tezatlıkla yavaşça aralanırken kulağıma aşinası olduğum sesler geliyordu. Gözlerim tamamen açıldığında önce her şeyi bulanık görüyordum. Gözlerimin bulanıklığını gidermek için elimi gözlerime götürdüğümde koluma bir iğne batmış gibi hissettim. Bulanık gören gözlerimi o tarafa çevirdiğimde hâlâ neler olduğunu, nerede olduğumu anlayamadım. Diğer elimle gözlerimi ovaladıktan sonra acıyan koluma baktım. Kolumda herhangi bir şey yoktu. Gözlerimi elime indirirken iğnenin batma acısını kolumda değil de elimde hissettiğimi fark ettim.

Neyin kafasını yaşıyordum ben acaba? Elime bir serum bağlanmış ve ben tek başıma bir hastane odasında hasta kıyafetlerimle yatıyordum. Ellerimi gözlerime götürüp gelen ışığı önledikten sonra düşünmeye başladım. Gözümün önünde birden fazla resim beliriyordu. Kulağımda ise değişik bir şarkı ağır ağır çalıyordu. Kendime biraz daha zaman verip düşünmeye çalışırken odamın kapısını açıldı.

Dilşah +18 (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin