Bölüm 6 – Çekiliş
“Evet.” dedi Misty dizimin dibine iyice yaklaşarak. Gözlerindeki ışıltı ve yüzündeki meraklı ifade Camden hakkında bildiği şeyler olduğunu kanıtlıyordu.
Öyle şaşkındım ki bir şey söylemek için açtığım ağzımdan yalnızca bir kelime dökülmüştü.
“Nasıl…”
“Ay, özel hayatına burnumu falan sokmuyorum değil mi?” dedi Misty yapmacık bir utanç ifadesiyle. Ardından ayakları üzerine zıplayıverdi. Parıltılı terlikleri zemine dökülen mavi sıvının bir kısmını üzerime sıçrattığında şaşırarak ona doğru baktım. Yerdeki ıslaklığı umursamıyormuş gibi görünüyordu. Hızlı adımlarla az ötedeki komodine doğru ilerlemeye başladığında konuşmaya devam ediyordu.
“Yani, sonuçta herkes hakkındaki her şeyi biliyor.”
Misty şimdi komodinin en alt çekmecesini açmıştı. Ne yaptığını göremiyordum fakat az sonra doğrularak bana döndüğünde elinde bir ayakkabı kutusu tutuyordu. Yüzüne yerleştirdiği muzip ifadeyle neredeyse sekerek tekrar yanıma ulaştı.
“Hatırladın mı?” dedi kutuyu kucağıma bırakırken.
Yer yer soyulmuş ayakkabı kutusunun üstüne pembe tükenmez kalemle yazılmış “Reena” yazısına dokundum. Bana hiçbir şekilde tanıdık gelmemişti, fakat adıma yazılmış bir kutunun aradığım cevapları içeriyor olması muhtemeldi. Ben kutuyu incelediğim sırada Misty tekrar yere çökmüştü.
Kolunu dizime yasladıktan sonra sabırsızca “Açsana!” dedi. Onun temasından tedirgin olsam da bunu umursamamaya çalışarak kutuyu açtım.
Gözüme çarpan ilk şey açık mavi kaplı bir defterdi. Bunun sıradan bir defter olmadığını hatırladığımda içim kıpır kıpır oldu. Bu defter her sayfasına anılarımı büyük bir titizlikle işlediğim gökyüzü rengindeki günlüğümdü. En büyük sırdaşımdı; sayfalarına mürekkep kokusu sızan arkadaşımdı. Bu defter kimsenin bilmediklerini, benim ise unuttuklarımı biliyordu. Titreyen ellerimle ona uzanacağım sırada hemen yanında duran bir yığın sararmış zarfı fark ederek duraksadım. Her birinin arkasına tanıyamadığım bir el yazısıyla “Reena’ya” yazılmıştı. Adıma yazılmış mektupları işaret parmağımla tek tek kaldırarak sayarken zarfların altındaki soluk sarı renk kumaş dikkatimi çekti. Hiç düşünmeden kumaşı kavradım. Onu yukarı doğru hızla çekerken ne olduğunu çok iyi biliyordum; bu bilgi uzun zamandır zapt etmeye çalıştığım gözyaşlarımı serbest bırakmıştı. Birinin, hele ki Misty gibi birinin, önünde ağlamak istemiyor olsam da şimdi kendime hâkim olamıyordum. Tiitreyen ellerimde tuttuğum kumaşı kat yerlerinden açtığımda bir tişört halini aldı. Hatırladığımın birebir aynısı olan tişörtün üzerindeki soluk turuncu harflerle yazılmış yazıyı okuduğumdaysa hıçkırıklara boğuldum.
“Babasının kızı.” dedi Misty, başını tuhaf bir açıda eğmiş, tişörtteki yazıyı okuyordu. Başımla küçük bir onay işareti verdikten sonra yüzümü ellerimin içindeki yıpranmış tişörte gömerek kontrolsüzce ağlamaya devam ettim.
Ne kadar ağladığımı bilmiyordum, fakat Misty’nin omzuma dokunmasıyla ağlamayı kesmiştim. Başımı kaldırıp endişeli yüzüne baktığımda “İyi misin?” diye sordu. “Bir an kendinden geçtiğini düşündüm.”
Şimdi yer yer ıslanmış olan tişörtü sanki yitirdiğim geçmişimi yakalamaya çalışırmış gibi avuç içlerimde büzerken başımı aşağı yukarı sallayarak onayladım.
Boğazımdaki ıslaklığı gidermek için öksürdükten sonra “Bunlar,” dedim kutuyu işaret ederek. “nasıl çürümediler?” Evet, merak ettiğim şey tam da buydu. Ailem, sevdiğim herkes, bildiğim her şey, geçmişim ve tüm gerçekliğim çürüyüp gitmişken bunlar neden hâlâ varlardı?
![](https://img.wattpad.com/cover/23469736-288-k101393.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A0023
Bilim KurguOn altı yaşındaki Reena zamanda donduruldu. Yıllar sonra gözlerini yeni bir dünyaya açtı. Ait olduğu medeniyet yok olmuş ve geriye yalnızca bir ülke kalmıştı; Ocria. Reena, geçmişinin sır perdesi aralamaya çalıştıkça kendisini daha büyük bir çıkmazd...