Bölüm 44 - Hazırlık

4.9K 511 165
                                    

Bölüm 44 - Hazırlık

Aynaya baktım ve kendimi tanımaya çalıştım.

Siyah giysiler, siyah gözler, ışıltılı bir ten. Ben olmayan bir ben. Bir yabancıya bakıyormuş gibiyim; gözleri duygusuz ve ifadesi acımasız. Öte yandan, belki de bu gerçekte olduğum kişidir. Çünkü artık kendimi tanıyamıyorum. Ne olduğumu, ne olmadığımı bilmiyorum. Bazen bir şey yapıyorum ama neden yaptığımı bilmiyorum. Yüreğim anlamsız kaygılarla dolu, yine de çoğunlukla bir şey hissetmiyorum. Bir ağaç kovuğu kadar boş ruhum.

Tören için hazırlanmama yardım eden örgüt üyeleri odamdan çıktığından beri aynanın önünde, aynı pozisyonda duruyor ve ifadesizliğimde mana arıyordum. Bir şey bildiğime inanmak istiyorum. Henüz farkında olmasam bile, davranışlarımın ardında bir sebep olmalı, çünkü eğer hissizliğin perdesine gizlenerek ve düşünmeden hareket ediyorsam, bu bir facia olurdu. Bir facia o kadar kötü mü olurdu? Belki de tek ihtiyacım olan şeydir. Beni buradan söküp atacak bir şey, bir kıyamet.

Aynaya baktım ve bir zamanlar olduğum kişiyi hatırlamaya çalıştım.

Hepsinden önce, Gaskellçip'den bile, bir Reena vardı. Her an öleceğini sanıyor, daima korkuyordu. Hastalığı günden güne ağırlaşıyordu. İyileşemeyeceğini adı gibi biliyordu ama karamsarlığını ailesine hissettirmemek için her gün rol yapıyordu. Bir yalanı yaşıyordu. İmrenilecek bir tarafı yoktu ama ben, ben şimdi sadece yeniden o olmak istiyorum. O yalanı kaldığı yerden devam ettirebilirim. Kendimi ölmediğime inandırabilirim, ya da ölmenin o kadar kötü bir şey olmadığına. Çünkü sevdiğim herkesten önce can vermek, onları teker teker kaybetmekten daha zor değil. Tekrar o kız olabilseydim, ecel beni yakalayana dek günleri saymaya devam ederdim. Ben yavaş yavaş sona yaklaşırken, sevdiklerimin gözlerindeki yaşam parıltısı yolumu aydınlatırdı. Onlar ışıldadığı sürece kendi karanlığıma gömülmekten korkmazdım.

Ama artık o Reena yok. Ruhu parça parça öldü. Onu ben öldürdüm, ben; aynadaki siyahlı kız, bundan sonra olmam gereken kişi, olmamı istedikleri kişi. O bir katil, gerçek bir katil hem de. Zihni unutmuş olsa bile titreyen elleri ne yaptığını hatırlıyor; silahın ağırlığını, kanı, hepsini. Neden bir katil olduğunu da.

İçim birden buz gibi oldu. Bir katil olduğumu kabullenemiyorum. Bir an bile düşünmeye fırsatım olmamıştı. Sadece ateş ettim. İşin en ürkütücü tarafı, bunları hatırladığımda bile pişmanlık duymuyor olmam. Sanki kalbimde acımaya yer yok. Yaptığım şeyle kirlendiğimi hissediyorum ama bir yandan da daha fazlasını yapmadığım için pişmanlık duyuyorum. Yetmedi. Bana yaşattığı acıya karşılık bir kurşunla yere serilmesi adil değildi. Ona eziyet etmiş olsaydım... Bilmiyorum, bu beni tatmin etmeye yeter miydi? O zaman intikamımı almış olur muydum? Hiçbir zaman öğrenemeyeceğim.

Kapı bir anda açılınca kendimi suçüstü yakalanmış gibi hissettim. Gelen kişi düşüncelerimi bütün çıplaklığıyla görecek diye korktum.

"Ah, mükemmel!" dedi Jen ve kapıyı aralık bırakıp yanıma geldi. Beni omuzlarımdan tutup kendine çevirdi ve yüzünde mağrur bir ifadeyle tepeden tırnağa süzdü.

"Harika bir iş çıkarmışlar, öyle değil mi?"

Harika. Jen benim görmediğim neyi görmüştü? Aynadaki yansımama şöyle bir baktım. "Ürkütücü görünüyorum."

"İyi görünüyorsun."

"Gerek var mıydı? Alt üstü oraya çıkıp bir şeyler okuyacağım."

Jen iç geçirdi, yaklaşıp ellerimi yakaladı. Uzun zamandır bana bu kadar samimi davranmıyordu, bu yüzden afallamıştım. "Biliyorum, konuşma yapmaya zar zor ikna oldun." dedi kısık bir sesle, "Seni anlıyorum. Zor bir dönem geçiriyorsun. Ama Reena, biraz denesen, olmaz mı? Bu öylesine bir şey değil. Oraya çıktığında herkesin gözü üzerinde olacak. Seni neredeyse bir ilah gibi görecekler."

A0023Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin