*42*

4.6K 256 37
                                    

Aynı koridorda farklı insanlara ulaşmak için yürümek değişik hissettiriyordu. Heyecanla yanımdan geçen kız grubuna baktım. Lisede ilk tiyatro deneyimimiz için salona koşarak gittiğimiz gün dün gibi aklımdaydı. Güzel günlerdi. Geri gelmeyecek kadar uzak ve güzel.

"Ses ses bir ki ses." Roman hoca birazdan yapacağı keyifli konuşma için hazırlanıyordu. "Oo Ceyla buradaysa başrolü kapmamız imkansız." Sera her zamanki enerjik haliyle gelip koluma girince hafif gülümsedim. "Nasılsın?" "İyiyim heyecanlıyım, sen?" "Heyecanlı olduğun o kadar belli ki enerjimi şimdiden yok ettin." Bunu söylerken bile gülümsüyordu. O üzgün olsa da belli etmeyen tiplerdendi. Ben ise ne fark eder hep suratsızın tekiydim. 

"Yıl sonu yoktun göremedim seni baloda." Benim yürüme hızıma ayak uydurduğu için oldukça yavaş hareket ediyorduk. "Evet rahatsızdım biraz." "Hala öyle gibisin." Soru soran bakışları her konuşmada daha çok merakla bakmaya başladı. "Şimdi sırası değil." "Evet daha sonra anlatacaksın ama?" Geçiştirmek için başımı salladım. Vitesimi ileri alıp beni hızla salona doğru ittirdi. İçerisi tıklım tıklımdı. "Vay çok kalabalık bayıldım buna." Şaşırdığı kadar vardı. Sanki bir oyun sergiliyoruz ve izlemeye gelmişler gibi kalabalık vardı içeride. Hepsinin oyuncu olma ihtimali beni biraz da olsa heyecanlandırdı. 

"Kızlar hoş geldiniz." Roman hoca sahneden inmeden Sera ve bana dönerek mikrofona doğru konuşunca birden gözler bize döndü. Sera bu durumdan oldukça keyif almıştı. "Hoş bulduk hocam, harika bir yıl olacak!" "Evet çok eğleneceğiz çocuklar. Herkes yerine geçsin neredeyse tamamız. Toparlanalım artık!" Ön taraflar merakla bekleyen kızlar tarafından işgal edilmişti. Göz önünde olmamak benim de işime geleceği için arkaya doğru yöneldim.

A bloğunu geçtim, b bloğunda boşluklar var ama geçtim, c bloğu, d bloğu ve e bloğu. En arka tercih sırasında en son yer olurdu her zaman. Oyunu göremezsin bazen, sadece seslerini duyarsın. İnsanlar güler ama sen göremediğin için onların güldüğüne gülersin. İşime geldi. En karanlık köşeye yerleştim. 

+90 534 123 ** **: Saklanmak için güzel yer.

+90 534 123 ** **: Yanına gelmek isterdim eğer izin vereceğini bilseydim...

Telefonum titreyince yan koltuğa bıraktığım çantadan telefonumu alıp mesajları hızla okudum. Kalabalık salonda kimden geldiğini anlamak oldukça zor ve salakçaydı. Salonun yarısı elinde telefonuyla oynuyordu. Yine de bana bakan bir göz var mı diye herkesi hızla kontrol ettim. Gözüm merdivenlerden çıkan kısa saçlı uzun boylu çocuğa kaydı. Kaşındaki piercingi ışıklar sayesinde parlıyordu. 

"Hoş geldiniz arkadaşlar. Geçen sezon oldukça az kişi olmamıza rağmen bu sezon kalabalık ve eğlenceli bir kadro topladığımıza inanıyoruz. Birlikte çok eğleneceğimize eminim. Burada amacımız sadece var olan yapıtları sergilemek değil aynı zamanda kendi yazdığımız oyunları da sergilemek olacak. Unutmayın tiyatroyu herkes oynayabilir ama hayallerini tiyatroya yansıtmak sadece sanatçıların işidir. Şimdi birlik olup herkese sanatçı nasıl olur gösterelim." Herkes sevinçle ayağa kalkıp havalı konuşmayı alkışlarken Kaya memnun bakışlarla salonu süzüyordu. 

+90 534 123 ** **: Sence de Romeo ve Juliet'i yeniden yazmanın vakti gelmedi mi?



#

LACİVERT 2 * textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin