Yemeğin Salçalısı Kadının Kalçalısı grubundan yeni mesaj.
Gülnaz: @Ceyla yeni açılan simetri kafedeyiz sen de gel.
Elif: Evet ceyloş bekliyoruz.
Ceyla: Takip ediliyorum.
Gülnaz: Ne nerdesin?
Ceyla: Okuldan çıktım şimdi.
Gülnaz: Yakınsın hemen buraya gel koş.
Elif: Kim takip ediyor?
Telefonu cebime atıp koşarak kafeye gitmeye başladım. Evde tek kaldığım zamanlarda bile bu kadar korktuğumu hatırlamıyordum. Kalabalık caddeye çıkınca boş bir banka yaslanıp derin bir nefes aldım. Arkama baktığımda kimse yoktu. Aslında okuldayken de yoktu, sanırım bilemiyorum.
Terleyen saçlarımı alnımdan ve boynumdan kaldırıp enseme soğuk havanın çarpmasını sağladım. Şimdi daha iyi ve güvende hissediyordum. Gülnaz'ın bahsettiği kafe birkaç metre ötemde duruyordu. Sakinleşmeye çalışarak yavaş adımlarla kafeye doğru ilerledim. Kapısı ve camları filmle kaplıydı. İçerisini akşamları görmek neredeyse imkansızdı.
Derin bir nefes alıp içeri girdim. "İşte geldi." Gülnaz telaşla oturduğu yerden kalkıp yanıma gelirken masaya bakıyordum. Hepsi buradaydı. "Titriyorsun, iyi misin?" Başımın dönüyordu. İçerisi leş gibi sigara kokarken tutanacak bir yer arayıp Gülnaz'a yaslandım. "Kimdi gördün mü?" Başımı olumsuz anlamda sallarken Ali de yanımıza gelmişti.
"Niye aramadın?"
"Vaktim yoktu." Eliyle saçlarımı düzeltip koluma girdi. "Bir daha yalnız gitme oraya beraber gidelim, Talha ile git ya da ne bileyim." Sadece başımı sallamakla yetindim. Masaya ilerlemek için adımladıklarında olduğum yerde durup masaya kısa bir bakış daha attım. "Ben eve gitmek istiyorum." "Otur az soluklan." Kapüşonunun şapkası başında eliyle telefonunu oynayan çocuğa baktım. "Hayır kalmak istemiyorum."
"Eninde sonunda bu olacak biz ortak arkadaşınızız." "Ali haklı." Zorla yutkunup onlarla beraber masaya doğru ilerledim. "İyi misin?" Mert telaşla bana bakıyordu. Sadece başımı sallamakla yetindim. Gösterdikleri yerin tersine yüzünü görmemek için onunla aynı sırada bulunan boş sandalyeye oturdum. "Ne içersin diye soracağım ama?" Ali'ye baktım. "Canım bir şey içmek istemiyor." "Ah be." Emre ve Mert aynı anda tepki verinde onlara baktım.
"Yine mi yattı iddia?"
"Yaktın bizi Ceyla." Onların bu haline gülümsedim. İki sıra solumda sürekli aşağı yukarı hareket eden bacağı görmemem imkansızdı. Dizi yırtık siyah kottan bakışlarımı çekip saçlarımı sol omzuma topladım. Bu sayede görmeyeceğimi düşünüyordum.
"Al su iç heyecanın yatışır." Gülnaz'ın uzattığı suyu alıp bir yudum içtim. Fark etmesem de susamışım. Ardından bir yudum, bir yudum daha derken şişeyi yarıya kadar bitirdim.
"Ceyla." Tanıdık sesle bakışlarımı sola çevirmek zorunda kaldım. "Kaya?" Hepimizin bakışları Kaya'nın üzerindeydi, bir kişi hariç. Bacağı daha fazla sallanmaya başlamıştı. "Müjdemi isterim Roman hoca senaryonu kabul etti." Ayağa kalkıp sevinçle Kaya'ya baktım. "Sahi mi?" Bugün aldığım en güzel haberdi.
"Ne senaryosu?" Akıllarda dolanan soruyu Elif sorunca Kaya gülerek Elif'e baktı. "Ceyla günlüğünü senaryo yapmak istedi hoca da kabul etti." Şimdi bakışlar bana dönmüştü. "Şu lacivert kaplı olan mı?" Gülnaz'ın kısık sesini duyacak kadar sessizdi ortam. "Evet o."
Sol tarafta hareket eden bacak durunca bakışlarım o tarafa kaydı. Kerem şaşkın bakışlarını bana dikmişti.
#
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LACİVERT 2 * texting
ComédieKerem: Sana bugün akrostiş şiir yazdım.. Cin gibidir o cin gibi Eşek gözlü sevgilim benim Yine mi saçlarını boyattın Lan bir gün tanıyamıcam seni Aşkım canım bitanem Kerem: Nasıl olmuş? (Mesaj gönderilemedi.) Kerem: Ceyla? (Mesaj gönderilemedi.) Ker...