"Düşünceli görünüyorsun." Aslı yanıma oturunca elinde tuttuğu senaryonun kopyasını gördüm. "Biraz kafam karışık." "Benimde." Merakla ona baktım. "Ceyla neden Kerem'i seviyor?" "Bilmem." "Böyle diyeceğini biliyordum. Gece boyu tam üç kere baştan sona kadar okudum. Kerem şerefsizin teki ama Ceyla'yı ölesiye sevdiği belli. Üstelik ilk başlarda umursamaz görünse de sonlarda tam bir aptal aşık rolünde. Kerem'in Ceyla'yı sevmek için binlerce sebebi var. Ceyla neden seviyor? Düşünüyorum ama yok bulamıyorum."
"Onu hala seviyorsun." Bunu yüzüme vurması canımı acıttı. "Ceyla, eğer ben Ceyla olsaydım onu affederdim. Bilmiyorum neden ama sevgisi yeterdi. Sadece sevgisi için sevebilirdim onu." iyi ki Ceyla değilsin. O kadar zor ki. Dışarıdan yorum yapmak kolaydır belki de.
"Aptal olduğumu düşünme. Şu haline bak bir de Kerem ile beraber olduğun haline bak. Bir insan neden 'selam canım ben amcanım' esprisine kahkaha ile güler ki? Sadece sevdiği ve onunla eğlendiği için." O gün aklıma geldi. O hali tavırları o kadar tatlıydı ki yeniden gülümsedim.
"Aptal aşık." Yanımdan kalkıp gittiğinde mesajlara girdim. Anonimin attığı mesajları yeniden okudum. İçimden bir ses git diyordu. Git Ceyla o bunu hak etti.
Oturduğum yerden kalkıp botaniğe doğru ilerledim. Daha fazla ne kaybedebilirdim? Nefesimi gibi vasıfsız bir cevap vermek istemezdim.
Tabelaları geçip dümdüz ilerledim. Birkaç metre ileride botanik önümde duruyordu. İçerisi geçen güne nazaran daha soluktu. Havalar soğumaya başlamıştı. Botaniğe arkamı dönüp kaldırıma oturdum. Bacaklarımı kendime çekip başımı bacaklarıma dayadım.
Canım acıyordu. İçimde kötü bir his vardı. Gir diyordu içimdeki ses. Gir kim olduğunu gör belki daha iyi olur. Sonra Kerem geliyor gözümün önüne. Burnumu öpüşü, kokusu. Yine her şeyi mahvetti. Yine hayatımı yoluna koyacakken üç katlı pastanın içinden dansöz gibi kıvrıla kıvrıla çıktı.
"Senden nefret ediyorum." Sesim tenha alanda yankılandı. "Yalanlarından nefret ediyorum." Gözlerim doldu. Her konuşuşumda gözlerim doluyordu. "Geçecekti hani, unutacaktım. Hayatıma devam edecektim. Herkes yalan söyledi bana. Herkes terk etti beni. Yalanlarla yaşamak istemediğim için herkes bıraktı beni." Arkamdan ayak sesi gelince duraksadım. Büyük ihtimalle anonim sesimi duyup dışarı çıkmıştı.
"Giremem." Gözyaşlarımı tutamıyordum artık. "Giremem anladın mı? Ben unutamıyorum onu." Akan burnumu çektim. "Çok salakça neyle dalga geçtiysem hepsini yaşadım. Ben asla bir erkek için ağlamazdım. Gülme bana yapamıyorum."
"İçeri giremem söz veremem. Kendime verdim o sözü işe yaramadı. Çok denedim yemin ederim. Yüzüne bakmayacağıma yeminler ettim ama olmadı. Tek bakışına yenildim. Aptalın tekiyim evet ama böyle."
"Kimsin bilmiyorum ama özür dilerim. Gerçekten özür dilerim." Hıçkırıklarımı gizlemek için başımı bacaklarıma gömdüm. Böyle ağlamayalı uzun zaman olmuştu. Serin hava vücuduma çarptıkça ağlayasım geliyordu. Ayak sesi duymamıştım hala arkamda duruyor olmalıydı. Utanıyordum, yüzüne bakmaya cesaretim yoktu.
"Kerem." Nefes almayı bırakıp sessizleşen ortamda rüzgarın sesini dinledim. Ne dediğini anlayabilmek için kafamı kaldırıp bekledim. Belki tekrar söyler diye. Ses gelmeyince korkarak arkamı döndüm. Kerem gözleri yaşlı bana bakıyordu. Ayağa kalkıp arada mesafe bırakarak karşısına dikildim.
"Bendim o."
"Sen olsan bilirdim."
"Bilemedin ama. Ben hep buradaydım. Aynı okulda seninle beraberdim. Ölü gibiydin, kimseyi görmüyordun. Defalarca karşına çıktım. Defalarca baktın bana ama tanımadın. İlk defa araba çarpacağı zaman dokundum sana. O zaman uyandın sanki. Tam üç ay izledim seni."
"Saçlarını bu yüzden mi kestin tanımayayım diye." Başını sağa sola salladı. "Saçlarımı sen seviyorsun diye seviyordum." İçimde biriken hıçkırıkları yalnız olmanın verdiği rahatlıkla bıraktım. "Özür dilerim evet eski sevgilimdi o geldi bana söyledim ona olmaz dedim senden bahsettim. İnan karşına çıkacağı gelmedi aklıma kuzeniz dediğinde ben de şaşırdım ama seni kaybetmek istemedim Ceyla. Ben onunla görüşmedim ne olduysa senin yanında oldu. Seni severken başka birine bakmadım." Bana doğru bir adım attı. "Ne zaman mutlu olsak geçmişim hep ayaklarıma dolandı. Gülmek bile haram oluyordu artık bana. Ya Ceyla bunu da öğrenirse ya giderse diye her telefonu korkarak açıyordum."
"Ben senden uzak kalamıyorum. Beni sensiz bırakma Ceyla. Lütfen."
"Ananı s*keyim dayanamıyorum ağlayacağım sanırım." Arkamdan gelen sesle korkarak döndüm. Buğulanan gözlerimi silip çalıların arkasından çıkan çocuklara baktım.
"Nihat ne salak adamsın olum romantizmin içine sıçtın."
"Allah belanızı versin ya." Kızlar da sağdaki çalılardan çıkınca hayretle onlara baktım. "Ceyla aşkım valla hepsi Kerem'in fikriydi. Ne yapalım barışın diye hepsi." Gülnaz otomatik savunmaya geçmişti yine.
Burnumu çekerken iki kol etrafıma dolanıp beni hapsetti.
"Özür dilerim. Artık yalan yok yemin ederim." Kolları arasında dönüp başımı boynuna gömdüm.
Ben hiç akıllanmayacağım sanırım.
#
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LACİVERT 2 * texting
HumorKerem: Sana bugün akrostiş şiir yazdım.. Cin gibidir o cin gibi Eşek gözlü sevgilim benim Yine mi saçlarını boyattın Lan bir gün tanıyamıcam seni Aşkım canım bitanem Kerem: Nasıl olmuş? (Mesaj gönderilemedi.) Kerem: Ceyla? (Mesaj gönderilemedi.) Ker...