"Nasıl hissediyorsun?" Korseyi sıkmak için nefesimi içime çektim. Gülerek bana bakıyordu. Kıyafetimi giymeme yardımcı olan kadın korseyi bağladıktan sonra nefesimi sesli bir şekilde dışarıya verdim. "Nefes alamıyorum." "Normal ama çok şık görünüyorsun." Omuzlarımda tutup aynaya doğru döndürdü. Gerçekten de tuhaf anlamda güzel görünüyordum.
"İşte şimdi oyunun baş karakteri gibi oldun." Tanışalı birkaç gün olmuştu ama bu konuda bana yardım eden Nevin ablayı çok sevmiştim. Tam üzerime göre bir elbise ayarlamıştı bana. "Keşke biraz daha sade olsaydı." Fazla cafcaflı şeyler ilgimi çekmiyordu. "Hayır! Tam sana göre oldu." Elimi tutup güven verir gibi sıktı.
"Saçını nasıl yapacağız?" Dudağımı büzdüm. "Bunu hiç düşünmedim." Başını salladı. İçeri kuaför girmişti. "Serkan aklında bir fikir yok. Elbisenin son hali böyle. Omuzlarından düşen detaylara göre bir şeyler yapalım." Adının Serkan olduğunu öğrendiğim genç adam yanıma gelip saçlarımdaki tokayı çözdü. Saçlarım neredeyse belime geliyordu ama çok ince yapılıydı. Dudağını büzdü, saçımı bir sağa bir sola yatırıp durdu. Sonunda bakışları aynadan gözlerime kayınca hafif gülümsedi. "Tamam o iş bende."
***
Saatler dakikaları dakikalar heyecanımı kovalarken saat çoktan altı olmuştu. Henüz kimseyi görmemiştim. Büyük odanın içinde yalnız kaldığımda oturduğum yerden kalkıp boy aynasına doğru ilerledim. Beni ilk defa böyle göreceklerdi. En son amcamın düğününde saçımı topuz yaptırmıştım. O zamanlar da beş ya da altı yaşındaydım.
Her zamanki gereksiz alışkanlıkla elimi kulak kenarlarındaki saçlara götürdüm. Oradan birkaç tel saç çıkarmasam kesinlikle ben, ben olamazdım.
Aynada bozduğum saça baktım. Bozuk ama bu kesinlikle daha bendi.
Masaya bıraktığım telefon titremeye başlayınca rahatsız topuklu ayakkabılarımla ilerledim. Arayan Gülnaz'dı.
'Neredesin?'
'Hazırlanıyorum hala.'
'Yuh,' Kesin hepsi kulaklarını telefona dayamış konuşmayı dinliyordu. 'Anca oluyor beğenemedim bir türlü.'
'Neredesin biz gelelim.'
'Henüz kuafördeyim.' Kapı çalınca telefonu yanağıma indirip kapıya doğru döndüm. Saat altı buçuğu gösteriyordu.
'Çok az kaldı hemen gel.'
'Tamam.' Telefonu kapatıp koltuğa fırlattım.
"Vakit geldi." Uzakta kalan aynadan son kez kendime bakıp kapıya doğru ilerledim.
Vakit geldi.
#
SON 1.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LACİVERT 2 * texting
HumorKerem: Sana bugün akrostiş şiir yazdım.. Cin gibidir o cin gibi Eşek gözlü sevgilim benim Yine mi saçlarını boyattın Lan bir gün tanıyamıcam seni Aşkım canım bitanem Kerem: Nasıl olmuş? (Mesaj gönderilemedi.) Kerem: Ceyla? (Mesaj gönderilemedi.) Ker...