*88*

4.1K 228 7
                                    

"Önümüzde hiçbir engel kalmadı, oh be." Gergin geçen yemeğin ardından içilen çay ve kahve merasiminden sonra kalkmıştık. Kerem'in neden ailesiyle yaşamadığını merak etmiştim hep. Artık o aileye karşı hiçbir merakım kalmadı.

"Beni sevmedi."

"Evet." Durup üzüntüyle yüzüne baktım. Ceketini ağır abiler gibi işaret parmağında taşıyordu. "Yani sevdi bence ama ilk görüşmeden böyle giyinmen olmadı tabii." "Lafı kıvırma." "Nefret etti senden. Çok uğraşacak bizimle." "Of." Kolunu omzuma atıp ikimizi de sol doğru döndürdü. 

"Eve gitmek istiyorum." "Bir şeyler içelim öyle gideriz erken daha." "Yeterince doyduk zaten." "Bakışları yetti değil mi?"

"Baban nerede?" Adımlarını yavaşlatıp soruyu duymamış gibi davrandı. Biraz ani sordum herhalde. Üzerine gitmemek için soruyu tekrarlamadım. Kafeye gittiğimizi anlamıştım. Elimi beline sardım, ışıklarda bekliyorduk. Kerem'e kalsa hemen karşıya geçmeliydik ama ben inatla yeşil ışığı bekliyordum.

"Annemi aldattı." Söylediğiyle hiçbir şey demeden belindeki elimi sıktım. "Sorun yok bunları konuşmamız gerekiyor zaten." "Üzüldüm." "Ben de başlarda üzülüyordum ama sonradan geçti." Gülümsedi. Acıyla gülümseyince bile çok yakışıklı oluyordu. Kolunun altında ayaklarımın üzerinde uzayıp yanağına sulu bir öpücük kondurdum. Sulu öpülmekten nefret ederdi. Sinirle baktı ama silmedi. Geniş gülümsememle daha çok uyuz olmasını sağlamıştım. "Gülme." 

"Annen neden orada yaşıyor?" Kaşlarını çattı. "Orada yaşamıyor ben söyledim hepsini bir arada çıkaralım diye." "Nerede yaşıyor peki?" "Bir gün de oraya gideriz görürsün." Bir nevi 'konuyu kapat' dedi. Susup dediğini yaptım. Bugün yeterince ekşınlı bir gün olmuştu. Bir ekşına daha kalbim dayanmayacaktı.

Kafeden içeri girip kalabalık ortamda bizimkileri aramaya başladık. Korku dolu anlarımızı kahkaha atarak dinleyeceklerdi. "İlerideler." Yavaş adımlarla yanlarına gidip boş kalan sandalyelere kendimizi attık. Yorgunluktan ölmek üzereydim. 

"Nasıldı?"

"Babaannesi beni gelin değilde tavuk olarak görüyor."

"Allah herkesi Azize teyzenin gazabından korusun." 

"Amin." Hepimiz aynı anda konuşunca kafedekiler susup birkaç saniyeliğine bize baktı. 

"Ee düğün ne zaman?" 

"Sabahtan beri ne giyeceğimizi düşünüyoruz."

"Nerede olacak oğlum ona göre kıyafet bakarız."

Elimi alnıma koyup Kerem'e baktım. Aynı şekilde bana bakıyordu. Keşke kimseyi kırmadan uzaklara gitsek, yalnızca ikimiz kalsak. Böyle şeyleri düşünmek zorunda kalmasak. 

"Gelinlik diktirmek lazım."

"Aa tabi şart."

Kerem yerinden kalkıp elimi tuttu. "Nereye lan?" "Yorulduk biz en iyisi gidip yatalım." "İyi geceler gençler." Başka hiçbir şey demeden çantamı alıp peşine takıldım. "Biz var ya boku yedik."

"Sayende." 



#

LACİVERT 2 * textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin