*24*

5.5K 305 30
                                    

"Ne yapacaksın o fotoğrafları?" Kare masanın etrafına her birimiz bir kenarına gelecek şekilde oturduk. Telefonum masanın ortasında duruyordu. Kimse görmesin diye masaya doğru eğilmiştik. "Bilmiyorum." "Dağıtacak mısın yoksa!?" Elif'in şaşkın sorusuyla gözlerimizi ona çevirdik. Benden ses gelmeyince merakla bu sefer bana döndüler. "Öyle bir şey yaparsam Beril'den ne farkım kalır?" Beril'in bizim Keremle olan fotoğraflarımızı tüm okula yaydığı günü hatırlayıp suratımızı ekşittik. "Abime inanamıyorum nasıl yapar bunu?"

"Sadece abin değil her erkek yapar bunu." Kerem'i şu pozisyonlarda başka kızla hayal edince anlık olarak elimi yumruk yapıp masaya vurdum. Şaşkınlıkla bana bakmaya başlamışlardı. "En iyisi sil."

"Bence Keremle konuş."

"Abinle konuşman daha mantıklı."

"Hiçbirini yapamam şu an kafam çok karışık. Bu kız Kerem'in peşinde ve bize yakın olmak için kolay lokma olan abimi kullanıyor. Hem de zaaflarını eline alarak kontrol ediyor onu." Kahvemden büyük bir yudum aldım. Yanaklarımın şişkinliğini kahvemi yavaş yavaş boğazımdan geçirerek indirince telefonumu masadan alıp fotoğraflara sırayla tekrar baktım. "İğrenç görünüyor."

"Ne yapacaksın?"

"Oraya gideceğim." Üçü de aynı anda bana baktığında onları da götürme kararı aldım.

"Hazırlanın direk dansı izlemeye gidiyoruz."

***

"Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum." Gülnaz ilk defa korkuyor gibiydi. "Organize işlerle uğraşmıyoruz alt tarafı şov izlemeye geldik." "Görende tiyatroya geldik sanır. Direk dansı izleyeceğiz aynen şov bence de." Ada'nın söylediğine gözlerimi devirip yürek yemiş gibi mekanın sahibi geldi girişiyle mekana giriş yaptım. Kapının üstünde duran fan saçlarımı savurunca kendimi çok havalı hissettim. Striptiz kulübüne girerken havalı olmayan da ne bileyim.

"Buyurun size nasıl yardımcı olabilirim?" Burada ne işimiz olduğunu merak eden görevli birkaç dakika bakıştıktan sonra gülümseyip bizi baştan aşağı süzdü. "Siz iş görüşmesine mi geldiniz?"

"Biz öyle takılmaya geldik." Elif eliyle montunun önünü kapatıp arkamıza doğru sindi. "Biz birine bakıp çıkacağız." Ben ilerleyince kızlarda arkamdan gelmeye başlamıştı. "İçimde kötü bir his var."

"Yemin ederim şimdi aklımdan o geçiyordu." "Abartmayın alt tarafı girip kıza bakacağız ne olabilir ki?" Perdeyi aralayıp kıvrak dudağımla gülümserken içerideki herkesin bakışının aydınlanan tarafa dönmesiyle olduğum yerde durdum. Karanlık büyük mekanda her masa doluydu. HER YERDE ERKEK VAR. Hayır hayır, her yerde amca var daha doğru olacak.

"Üç deyince koşalım."

"Merak etmeyin direktekini yemeyen bizi hiç yemez." Direğe sarılıp dönen kıza hayretle baktık. "Hipnoz oldum sanırım."

"Yuh bacağa bak."

"Gülnaz bacak boyu sen kadar resmen." Gülnaz Elif'in koluna sertçe vurup etrafta gözlerini gezdirdi. "En öndeki masamız boş buyurun sizi oraya alalım." Daha deminki çocuk elindeki tepsiyle bardak bardak içki taşırken abaza amcaların arasından geçip masaya doğru ilerledik. Direkteki kızın Gizem olmaması dışında şimdilik sorun yoktu.

"Şey pardon biz burada çalışan bir kızı arıyoruz." Garson yanımızda durup herkese birer tane içki bırakıp gülümseyerek bana baktı. "Kimi?"

"Gizem."

"Gizem?"

"Evet."

"İyi de soyadı ne? Burada en az on tane Gizem var."

"Yuh."

"Beni arıyorlar sanırım." Hepimiz aynı anda bakışlarımızı sol tarafa çevirdiğimizde karşımızda bikinili bir kız görmeyi beklemiyorduk elbette.

"E-evet seni arıyoruz." Arka masadan izin almadan bir sandalyeyi alıp yanımıza geldi. Tam karşıma oturmuştu. "Sen Ceyla olmalısın." Başımı salladım. Az önceki cesaretim yerle bir olmuştu. "Ben Gizem abinin sevgilisiyim, tabii sen de bunu biliyorsun." Elini uzattığında Keram'in omzunu tutan uzun parmaklarına baktım. Bakımlıydı, benim erkeksi elimin yanında bir kuğu gibi duruyordu. Yavaşça elimi uzatıp elini tuttum. Gözlerime kilitlenen bakışlarını bir dakika bile çekmemişti.

"Neden geldin?"

"Beni buraya sen çağırdın." Gülümsedi. Gülümserken bile çok güzel oluyordu. Yüzünde fazla makyaj yoktu ve belirgin çilleri vardı. Kerem'in çilleri sevdiği aklıma gelince iyice nefret ettim kızdan.

"Doğru seni ben çağırdım ama o gün gelmedin."

"Gelmesem senin Gizem olduğunu nereden öğrensin?" Ada yine ortamdaki en mantıklı kişiydi. Canım arkadaşım.

"Doğru." Gülnaz'ın önünden tiksinerek baktığı içkiyi alıp yarısına kadar duraklamadan içti. "Ne istiyorsun bizden?"

"Sizden?"

"Ben, Kerem ve abim." Dudağını büzdü. "Hiçbir şey istemiyorum. Aslına bakarsan Kerem'i çok istedim." Öncesinden içtiğini belli eden çakırkeyif halleri vardı. Yetmezmiş gibi önümüze konulan bardakları da içmeye devam ediyordu. Kendi bardağımı ondan uzak tutup konuşmasına devam etmesi için bekledim. "Seni araştırdım biraz o sırada abini gördüm, hoşuma gitti." "Her hoşuna gideni elde eder misin?" Belirgin şekilde gülümsedi.

"Genelde." "Belli oluyor."

"Beni niye buraya Kerem gibi çağırdın?"

"Siz burada ne yapıyorsunuz?" Yan dönüp omzumun üstünden elinde tepsi tutan sevgilime baktım. "Beni izlemeye gelmişler." Kerem sinirle masaya gelip tepsiyi sertçe masaya bıraktı. "Sen Gizem'i nereden tanıyorsun?" Sorgulayıcı bakışlarını gözlerime kitlemiş mantıklı bir açıklama bekliyordu. "Gerçeği anlat Ceyla." Ada'nın dediğini yaptım.

"Sen aklını yitirmişsin." Gizem'e bakarken nasıl tiksindiğini gördükçe keyfim yerine geliyordu. Gizem'den nefret ediyordu. "Sen niye gülüyorsun?" Sıra bana gelmişti. Bana ona baktığı gibi bakmıyordu ama sinirliydi. "Siz niye bu salağa uyup geldiniz kızım delirtecek misiniz beni?" 

"Biz de nasiplendik şükür." Elif direğe bacağını dolayan kızı izliyordu hala. "Kalkın lan şu masadan geri zekalılar elimde kalacaksınız." Belindeki önlüğü çıkarıp sertçe kolumdan tuttu. Kızlar vakit kaybetmeden arkamızdan gelirken kısa süre Gizem'i merak ettiğimi fark ettim. Ne kadar da aptalım. Sevgilimi elimden almak isteyen kızı merak etmiştim.

"Şey Kerem Nihat'a söylemezsin değil mi?" Yarım saattir durmadan yürüyorduk. "Nereye gidiyoruz?" "Striptizciye gitmek isterdiniz biliyorum ama maalesef Allah'ın salakları." 

Beş dakikalık mesafe daha yürüyüp aniden durup kolumu bıraktı. "Ceyla sonunda istediğin dövmeye kavuştun bak." Elif'in söylediğiyle Kerem'in bıraktığı koluma baktım. Resmen derim içine çökmüş kolum kıpkırmızı olmuştu. "Acıyor mu?" Saniyelik insafa gelen Kerem kolumu tutup geldiğimiz evin zilini çaldı. "Acımıyor." "İyi sıkamamışım demek ki." Kolumu tekrar aynı yerden tutup açılan kapıdan içeriye sürüklemeye devam etti.

"Nereye geldik ya?"

"Cehenneme." Çocuklar kapıda durmuş bize bakıyordu.

"Çok tövbe annecim."



#

LACİVERT 2 * textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin