Bölüm 48

60 4 0
                                        




Melis'in pişmanlığı ses tonundan belli oluyordu. İçeri girdiklerinde baş başa bir masa bulunca kalbinin kırıklığı geçmişti. Ama bunu Melis'e çaktırmaya hiç niyeti yoktu. Elindeki poşeti masaya bıraktı, " üstümü değişip geliyorum" dedi. Melis poşeti açtığında bugün işyerinde yiyemediği pasta olduğunu anladı. Hemen servis tabağına koydu, şöyle bir sofrayı inceledi. Bir eksiklik bulamadı, yerine geçip Yiğit'in inmesini bekledi.

Yiğit, altına rahat bir eşofman giymiş, üstüne de kapüşonlu bir sweatshirt çekmişti. Melis onun yanında gereksiz şık kalmıştı. Hiç bozuntuya vermeden, Yiğit'in tabağına servis yaptı. Yiğit şaşkınlıkla izledi Melis'i; Melis bu tür hareketlerden son derece rahatsız olur, Emine'yi bile herkesin eli kolu var diye uyarırdı. Melis Yiğit'in gönlünü almak istiyordu. Melis konuşmaya başladı:

- Eve gelir gelmez hemen söylediklerinin üzerinde çalıştım. Bazı noktaları nasıl kaçırmışım, bende anlamadım. Sanırım haftalardır aynı konu üzerende çalışmaktan oldu. Biraz durup çalıştıklarını bir gözden geçirmeli insan, o zaman daha nesnel yorumlar yapabiliyorsun.

Yiğit yemeğini yerken Melis'i dinliyor, hiçbir tepki vermiyordu. Melis'in nefes arası verdiği bir anda araya girdi:

- Bunları eşim Melis olarak mı anlatıyorsun yoksa Melis Kara olarak mı? Ona göre dinleyeceğim.

Melis Yiğit'e bir şey demeden mahcup gözlerle baktı. Yine beyninin durduğu anlardan biriydi bu.

- Bir de ben tam olarak işten gelen eş miyim yoksa holding patronu mu? Ona göre yorumlamam gerek. Kafam karışıyor sonra.

Yiğit içine atmamaktan, kırgınlıkları kızgınlıkları paylaşmaktan yanaydı. Melis bir şeye kızsın hiç acımıyordu, iyi de yapıyordu. O da kendi kırgınlığını konuşacak içine atıp büyütmeyecekti. Bir dahakinde herkes adımını ona göre atacaktı. Birbirini sevmek her şeyi her haliyle kabul etmek kırgınlıkları yutmak değildi çünkü. Melis bir açıklama yapma gereği duydu:

- Eşin olarak değil de iş insanı olarak beni görmeni istedim, tüm çabam bunun içindi. Kendimle o kadar ilgiliydim ki senin ne hissedeceğini hiç hesaba katmadım. Sonuçta ilk defa iş yerine geliyordum, insanlar niyetimi bilemezler. Haklısın, özür dilerim.

Yiğit uzatmadı, karşısındaki kadın neye kırıldığını anlamış af dilemişti. Kafasıyla özrü kabul etti. Melis kendisiyle yarın için randevu aldığını ve çok güzel hazırlandığını söyledi. Yarın çok suratsız bir adama sunum yapacağını gergin olduğunu ekledi. Yemekten sonra işi yoksa ona bir sunum yapmak istediğini ekledi. Yiğit istemsizce bir kahkaha attı. 

Melis'le evcilik oynuyorlardı, resmiyette evliydiler, herkes onları karı koca biliyordu. Birbirlerini seviyorlar, ortak bir yaşam sürüyorlardı. Artık eş kelimesini mecbur olmadıkları zamanda kullanıyorlardı. Geleceğe dair hayaller kuruyorlar, mutluluklarını da hüzünleri de paylaşıyorlardı. Ama hala gerçekten evli değillerdi. Yiğit sıradaki hedefi Melis'le gerçek bir aile olmak, onun içinde kalanları gerçek yapmaktı. 

MİLATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin