27- Bu kadar uykucu olduğunu bilmiyordum

5K 448 523
                                    

"Evinizin ışıkları yanmıyor." Eve vardığımız için mutsuz bir şekilde başımı sallayarak botlarım ile ayağımın altındaki karları iki yana savurmaya devam ederken "Annem burada değil çünkü" demiş ve ince olan kar tabakasını aşındırdığımı görünce kenara ittiğim karları tekrar küçük çukura doldurmaya çalışmıştım.

"Tek mi kalıyorsun?" Tekrar başımı sallarken biriktirdiğim karların üzerine basarak bakışlarımı yukarıya kaldırırken "Bugün gitti yani ilk kez bu gece tek kalacağım" demiştim.

"Pekala o zaman artık tek kalmıyorsun çünkü beraber kalacağız."

Bir an için evine dönmesini söyleyecekken bundan vazgeçmiş ve "Tamam beraber kalalım" diyerek kabul etmiştim. Hem evde tek kalmamış olacaktım hem de Jimin ile beraber kalmayı ben de istiyordum. Muhtemelen ilk kez bir şeyi diretmeden kabul ettiğim için gülümseyerek kolunu omuzuma attığında evin kapısının önüne ilerlerken anahtarlarımı çıkararak önünde durduğumuz kapıyı açtığımda kapıyı ileriye iterek içeriye girmiştik. Ayakkabılarımızı kapının önünden alarak girişteki dolaba bıraktıktan sonra Jimin'in yanına geçerek salona ilerlemiş ve koltuklardan birine otururken montumu kucağıma çekmiştim.

"Sence de çok tuhaf değil mi?" Önümde olan boş duvara bakarken sorduğumda ona bakmasam daha oturduğu yerden biraz daha bana yaklaştığını hissedebiliyordum. "Tuhaf olan ne?" Soruma karşılık tekrar bana bir soru yönelttiğinde ona dönerek "Biz" diyerek tek kelime ile açıklamıştım.

Eğer duyulursa çok kötü şeyler yaşayacağımız bir yola girmiştik ve açıkçası bu tuhaftan çok korkutucu bir şeydi. "Neyimiz var bizim?" Böyle sorular sormaya devam etmesini istemiyordum çünkü şimdiden içime kocaman bir korku birikmişti ve olacaklar beni korkutuyordu. Şu anda olmasa dahi bir gün biri bir şekilde öğrenecekti ve o zaman da hiç iyi şeyler olmayacaktı. Bundan emindim.

Kötü şeylerin olmasını istemiyordum ama hiçbir zaman da istekleri gerçekleşen biri olmamıştım.

"Sen benim öğretmenimsin sonuçta. Her şey bir anda tersine dönünce dengem bozuldu biraz." Aklımdakileri söylemeye gerek yoktu. Zaten ben bu konuda yeterince huzursuz olmuşken onunda olmasına gerek yoktu. "O kadar dalıp gittiğin ve endişe ettiğin bu muydu?" Keşke sadece bu olsaydı. "Evet, buydu."

"Değildi."

Başını iki yana sallayarak kesin bir şekilde benim cevabımın tam tersini söylediğinde koltukta biraz daha kayarak ona bakmıştım. "Yalan söylemiyorum Jimin sahiden buydu." İsmi ile seslenmek gerçekten çok farklı hissettiriyordu. "Neyi düşündüğünü anlamak benim için zor değil Yoongi. İnan bana, ne hissettiğini anlayabiliyorum." Anlamamasını kesinlikle daha çok isterdim bu yüzden de o tekrar konuşana kadar konuşmamıştım. "Kimse şu anda hiçbir şeyi duymayacak Yoongi. En azından şimdilik bunu düşünmemize gerek yok."

"Sen de şimdilik olduğunu söylüyorsun işte. En sonunda olacağını biliyorsun, bu yüzden korkuyorum." Sesimdeki titremeyi duyduğu gibi kollarını iki yana açarak beni çağırdığında ona doğru uzanıp kollarının arasına girmiştim. Her şeyin iyi olacağını düşünerek kendimi kandırmaya çok ihtiyacım vardı. "Ne olursa olsun üstesinden geleceğiz. Ben seni koruyacağım Yoongi, kimsenin sana zarar vermesine izin vermem. Ben her zaman yanında olurum sevgilim, bunları düşünme." Öyle güzel sevgilim diyordu ki söylediği her şeye bir an için inanmıştım.

Ben de geri ona sarılarak başımı omuzuna koyduğumda sırtımı sıvazlayarak "Uyumak ister misin artık?" demiş ve saçlarımdan öpmüştü. Başımı sallayarak kollarının arasından çıkarken "Önce kıyafetlerimizi değiştirmemiz gerekiyor" dediğimde bu nedense onu güldürmüştü fakat ben ona bakmadan ayağa kalkmış ve odama geçerek bir süre boyunca Jimin'e olabilecek birkaç parça eşya arayarak en sonunda bulduğumda dolabımı kapatarak arkama doğru döndüğüm gibi kapıya yaslanmış olan Jimin'i gördüğümde elimi kalbime çıkararak gülmüştüm.

TEACHER | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin