"Bir şeyler yemek isteyen var mı? Erken çıktık kahvaltı yapamamıştır kimse" diyerek arka taraftaki başka bir çantanı yanına çeken Hoseok hyung'a baktığım sırada Jimin "Neler aldınız?" diye sorduğunda Tae hyung başını telefondan kaldırırken "Bu sefer yanımızda hazır ramen bile var, sırf onun için bizimkilerin termosunu çaldım. Ne isterseniz yiyebilirsiniz yani" dediğinde Hoseok hyung açtığı çantayı göstermek için bana uzattığında koca çantanın tamamiyle dolu olduğunu gösterirken "Beş gün yolda olacağız sanki" dediğinde gülerken neredeyse marketteki her şeyden bir tane alınmış olan paketli yiyeceklere bakarken "Beş güne bile bitmez ki bunlar" dediğimde gülerek başını sallamıştı.
Sanırım bunları almaya giden kişiyi kendini kaptırarak işi bayağı abartmıştı.
"O zaman bana bir şeyler versenize oradan" diyen Jimin'i duyduğumuzda Hoseok hyung gözlerini kapatarak elini çantaya daldırmış ve biraz elini oynattıktan sonra tuttuğu paketi çıkararak Jimin'e uzatmış ve tekrar elini çantaya sokarak başka bir şeyi çıkarırken "Sen de ister misin?" diye sorup meyveli keklerden birini bana uzattığında başımı iki yana sallamıştım.
"Teşekkür ederim ama pek aç değilim ben."
"Hoseok dinleme onu." Tae hyung'un oturduğu koltuğa kolumu koyarak ikisinin arasından başımı ortaya sokarken "Yeni uyandığımı biliyorsun Jimin gerçekten aç değilim" dediğimde "En azından benim için bir tane yesen olmaz mı" diyerek bana bakan Jimin'e bakmayı keserek geriye çekilirken hâlâ elinde tuttuğu keki bana uzatan Hoseok hyung'un elinden alarak paketini açmaya çalışırken "Başka bir şey yemem ama" dediğimde gülerek "Tamam şimdilik yeme başka bir şey" dediğinde ters bir şekilde ona baktığımı fark edince daha fazla gülmeye başlamıştı.
"Yoongi'nin elindeki keki Jimin'in suratına yapıştırmasını bekliyorum" diyerek bana dönen Tae hyung'a karşılık "Meyveli keklere yazık" dediğimde hepsi gülmüştü fakat bahsettiğim şeyi sadece Jimin'in anladığını onun "Chanyeol ve dondurmaları" dediğinde daha iyi fark etmiş olmuş ve daha çok gülmeye başlamıştım.
"Kim ve neyleri?" diyerek araya giren Hoseok hyung'u duyduğumda cevap vermek için gülmemi kesmeye çalışırken Jimin "Yoongi'nin gerizekalı arkadaşı" dediğinde elimdeki meyveli keki fark ettirmeden tekrar çantaya atarken gülümseyerek "Chanyeol gayet akıllı bir insan" dediğimde Tae hyung'un telefonu çalmaya başlasa da Jimin gülmeye devam ediyordu.
"Sus iki dakika hoparlöre alacağım" diyerek telefonu açan Tae hyung ile birlikte Jimin kendini durdururken telefonun diğer ucundan Jungkook hyung'un sesi duyulmuştu.
"Diğer yoldan gideceğiz hızlı ilerlemeyin."
Ben ilk kez onlarla gittiğim ve yol hakkında en ufak bir fikrim bile olmadığı için sessiz kaldığımda Jimin başını sallasa da hafifçe kaşlarını çatarak yola doğru bakınmış ve "Neden her zaman olduğu gibi devam etmiyoruz" demişti."Dün gece yolun yanındaki tepeden taşlar düşüp yolu kapatmış sanırım. Emin değiliz ama riske atmak yerine diğer yola gireceğiz, oraya kadar gidip geri dönmekten iyidir."
"Namjoon yolu kaçırmasın o zaman peşinizdeyiz biz" diyerek telefonu kapatan Tae hyung ile beraber Jimin öndeki araç ile aramıza başka bir arabanın girmemesi için biraz hızlanarak Namjoon hyung'un arabasının arkasından gitmeye başlamıştı.Yolun sessizce geçmemesi için rastgele bir şarkı açtıklarında başımı yana çevirerek geçtiğimiz yolları izlerken bir süre sonra söyledikleri diğer yola girdiğimizi anlamıştım çünkü düz yoldan ayrılarak ormanın içerisinde doğru ilerleyen ve bir seferde sadece tek bir arabanın geçebileceği bir yola doğru girmiştik. Az önce ilerlediğimiz düz yolun aksine burası daha taşlı olduğu için araba hafifçe sallanıyordu fakat geçtiğimiz yolun iki yanındaki ağaçlar etrafımızı sardığı için burası çok daha güzel görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEACHER | yoonmin
أدب الهواة"Yürümeye devam etmelisin ama." O gülüyordu fakat ben sahiden donup kalmıştım. Her şey belli olsa dahi duymak çok daha farklı hissettirmişti. Öyle ki damarlarımdaki kanın sesini kulaklarımda bile duyuyordum. "Seni seviyorum. Seni seviyorum. Seni sev...