"İyi ama neden sadece biz gidiyoruz" derken belki de bu cümleyi konu açıldığından bu yana yüz kere falan sormuş olabilirdim. Gece rahat bir yerde yatmadığımız için sabah güneş ışıklarının bizi yeterince rahatsız ettiğini düşünerek her yerimiz ağrılı bir şekilde uyanmıştık fakat bence buna değmişti çünkü dün gece gerçekten çok eğlenmiştim. Ardından iş dağılımı yaparak kahvaltı hazırlamaya başladıktan sonra hep beraber bir şeyler yemiştik ve ilerleyen saatlerde Hoseok bugün gezmek istediği hakkında bir şeyler söylediğinde anlayamadığım bir şekilde hepsi bir bahane uydurarak dışarıya çıkmak istemediklerini söylemişlerdi. Daha önce hiçbir konuda hepsinin bu kadar isteksiz olduğunu hiç görmediğim için ise bu duruma oldukça şaşırmıştım.
Sonrasında ise bir anda ne olduğunu yine anlayamadığım bir şekilde Hoseok ile benim dışarıya çıkacağıma karar vermişler fakat asla bunu bana sormamışlardı. Bir anda bizim dışarıya çıkacağımız kesinleşmiş ve az önce istemeyen kişilerin hepsi buna onay vermişti. İşte ben de neden sadece ikimizin dışarıya çıktığını sormaya devam ediyor ve kimseden asla mantıklı bir cevap alamıyordum.
"Gezin işte biraz, nasıl arkadaşsınız siz."
"Birincisi siz de benim arkadaşımsınız, ikincisi ise burayı o kadar bilmiyorum kaybolursak ne yapacağız biz" dediğimde hepsi bir an duraksamış olsa da Taehyung elindeki telefonu kaldırıp sallarken "Buna sahipsen asla kaybolmazsın" demişti bu yüzden aklıma gelenler ile imalı bir şekilde başımı sallayarak Jimin'e doğru dönmüştüm. Buraya geldiğimiz ilk birkaç günün sonunda biraz etrafta neler olduğuna bakmak için dışarıya çıkmıştık ve hiçbir yeri bilmediğimiz için tabii ki kaybolmuştuk. Yol boyunca etrafta dolanan insanlardan birine eve nasıl döneceğimizi sormak istesem dahi Jimin bunu yapmamı her şekilde engelleyerek kendinin halledebileceğini söylemiş ve telefonunda kullandığı uygulama yüzünden bizi saatlerce yürütmüştü fakat yine de evimizi bulamamış ve daha çok kaybolmuştuk. En sonunda ısrarlarıma dayanamayarak birine yol tarifini sorduğumuzda ise olmamız gereken yerden çok daha fazla uzaklaştığımız için geri dönmemiz oldukça uzun sürmüştü.
"Bence hiç telefon falan kullanmasınlar. Etraf Yoongi'ye çok farklı geldiğinde birini durdurup sorarlarsa daha iyi olur" diyen Jimin de düşündüklerimi anladığı için böyle söylemişti muhtemelen bu yüzden akıllanmış olmasına sevinmiştim. "Ben ne yapmaya çalıştığınızı anlayamıyorum." Omuzlarımı düşürerek konuştuğum sırada salondaki açık renk koltuklardan birinin köşesine doğru bir bacağımı atmış şekilde oturuyordum ve açık konuşacağım ki dışarıya çıkmayı da pek istemiyordum doğrusu.
"Bir şey yaptığımız yok Yoongi" diyen Namjoon'a doğru dönerken inanmış rolü yaparak başımı sallamış ve "Bu tarz bir şeyi en son duyduğumda Jimin'in annesi ile tanışmıştım" derken o gün hissettiğim tüm o gerginliği tekrar hatırlayınca gözlerimi bir süre birbirine bastırarak sakinleşmeye çalışmıştım. O gün elim ayağım birbirine dolanmış olduğu için hâlâ aklıma gelince bi tuhaf hissediyordum.
"Yoongi bunlardan hayır yok, sen gel işte benimle. Zaten çalıştığım yer yüzünden her zaman kapalı alanda olduğum için biraz dışarıya çıkmak istiyorum." Pekala, işte sadece bu yüzden bile dışarıya çıkabilirdim çünkü diğerlerinin aksine gayet sakin ve inandırıcı bir şekilde konuştuğu için yelkenlerimi çoktan suya indirmiştim bile. "Ama kaybolursak insanlar ile sen konuşursun, ben baştan söyleyeyim bunu da ona göre çıkalım" diyerek oturduğum yerden kalktığımda hepsi bir anda ayaklandığı için onlara dönmüş ve tekrar bir şey söylemeden bakışlarımı üzerimdeki kıyafetlerime çekmiştim.
Bence gayet iyi oldukları için çıkarmama gerek olmadığını düşünerek Hoseok ile evden ayrıldığımızda nereye gideceğimizi hiç düşünmediğim için öylesine bir şekilde yürümeye başladığımız sırada daha önceden bahsettiğim yan komşumuz bana seslendiği için ikimizin adımları da oraya doğru ilerlemeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEACHER | yoonmin
Fanfiction"Yürümeye devam etmelisin ama." O gülüyordu fakat ben sahiden donup kalmıştım. Her şey belli olsa dahi duymak çok daha farklı hissettirmişti. Öyle ki damarlarımdaki kanın sesini kulaklarımda bile duyuyordum. "Seni seviyorum. Seni seviyorum. Seni sev...