"Kapıyı kapatır mısın?" Üzerimdeki tişörtü tutarak çıkarmak üzere olduğum sırada içeriye girerek odanın kapısını açık bırakan Jimin'e döndüğümde ailesinin evde olduğunu hatırlayarak dışarıya doğru baktıktan sonra ilerleyerek kapıyı kapatmıştı. Saatler öncesinde tam tahmin ettiğim gibi bir süre boyunca Jimin'in o kadar büyük konuştuktan sonra aşık olması ile dalga geçmelerinin üzerine biraz gayet normal şeyler hakkında konuşmuştuk. Bir ara konu ailemden açıldığında Jimin başka bir şeyler söyleyerek bu soruyu geçiştirmeye çalışsa da ben söylemekte bir sorun görmediğim onların ayrıldıklarını ve benim de normalde annem ile beraber yaşadığımı söylemiştim fakat daha ilerisini anlatmanın zamanı hiç değildi. Konuştuğumuzda onlara selam söylememi isteyerek bir gün tanışmak istediklerini kendi aralarında konuştukları sırada ileride tanışmak istediklerinde herhangi bir zorluk yaşamak istemediğim için ailem ile konuşmadığımı söylemiştim.
Annemin ilgisinin üzerimde olmadığını bilsem de babamın hiç arayıp sormuyor olması durumuna bile alışmak zorunda kalmıştım. Elbette ki ben onu arayabilirdim fakat eğer aradığımda bir şey olur da açmazsa gerçekten çok üzülürdüm bu yüzden babamı aramak için gereken cesaret bende yoktu.
"Hera'yı annemlerin odasına bıraktım bakalım onlardan birini de bana yaptığı gibi uyandıracak mı" diyerek yeni giymiş olduğu kıyafetler ile yatağın içerisine girerek telefonunu eline aldığında ona doğru ilerlerken gözlerime dökülerek beni rahatsız eden saçlarımı geriye alırken bileğimdeki tokayı kullanarak topladığım saçlarımı sabitleyerek yanına uzanmıştım. Ailesi Busan'da yaşadığı için bu gece burada kalacaklardı fakat torunlarını da görmek istedikleri için yarın sabah Jimin'in ablasının evine geçeceklerinden bahsetmişlerdi. Yani sadece iki günlüğüne hem benim ile tanışmaya hemde çocukları ve torunlarını görmeye gelmişlerdi.
"Biliyor musun bugün sana çok sinirlendim çünkü beni yalnız bıraktım. Arkadaşların ile tanışırken yanımdaydın fakat ben annenin yanında o kadar gerginken yanımda değildin. Bunu senden annenin istediğini biliyorum ama yine de sinirlendim işte, özür dile benden" dediğimde telefonunu bırakarak bana döndüğü için ben de ona doğru dönmüş ve "Dondurmamı da yiyemedim zaten, sürpriz falan da yapmadın iyice yalancı oluyorsun" diyerek konuşmaya devam etmiştim. Gülümseyen yüzüme baktığı için kaşlarımı çattığımda elini uzatarak bağlamış olduğum saç tutamlarına dokunurken "Seni ciddiye alamıyorum çok üzgünüm" dediğinde elini tutarak saçlarımdan uzaklaştırmış fakat bırakmamıştım.
"Saçlarım uzadığı için topladım beni ciddiye al" dediğimde başını sallamış ve dudaklarını birbirine bastırdıktan sonra "Özür dilerim güzelim ama annem istedi sonuçta ne yapabilirdim ki" dediğinde haklı olabilirdi belki ama yine de ben annesini karşımda görünce ne yapacağımı bilemeyerek o kadar tuhaf olmuştum ki hatırlayınca deli gibi kendime gülesim geliyordu.
Sessiz kaldığım sırada Jimin telefonunu kaldırarak yüzüme doğru tuttuğu için başımı çevirip yüzümü boynuna gömerken "Fotoğrafımı çekme lütfen" dediğimde omuzumu tutarak beni geriye çekmeye çalışırken gülüşünü duyabiliyordum. "Video çekiyorum Yoongi ve bunların hepsi birer anı, ileride işimize yarayacak." Başımı geriye çektiğimde kolunu omuzumdan çekmeden yanağımı iki parmağının arasına alarak çekiştirdiğinde "Ne işimize yarayabilir ki? Sadece uyuyalım artık, çok uykum var" diyerek telefonunun ekranından kendimi izlerken başımı ona doğru yaslamıştım.
"Çocuklarımız şu anda sana çok kırıldılar çünkü onlara geçmişten bir öpücük yollamıyorsun" dediğinde ona baktıktan sonra kameraya dönmüş ve istediğini yaparak gelecekteki çocuklarımıza kocaman bir öpücük atmaya çalışmıştım. "Bu yetmez" diyerek bana döndüğünde başımı sallamış ve telefona yaklaşarak kamerayı öpüyormuş gibi yaptığımda "Tamam bu daha iyi ama çocuklarımız için sadece bu kadar mı yani" dediğinde başka ne yapacağımı bilemeyerek ona dönerken "Daha fazla ne olabilir ki?" dediğimde gülümseyerek yüzüme yaklaşırken dudaklarını benim dudaklarımın üzerine bastırdığında gülümseyerek karşılık verirken elimi uzatarak telefonu bulmaya çalışmış ve biraz geriye çekilirken "Çocukların bunu izleyebileceğini pek sanmıyorum" diyerek telefonu indirmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEACHER | yoonmin
Fanfiction"Yürümeye devam etmelisin ama." O gülüyordu fakat ben sahiden donup kalmıştım. Her şey belli olsa dahi duymak çok daha farklı hissettirmişti. Öyle ki damarlarımdaki kanın sesini kulaklarımda bile duyuyordum. "Seni seviyorum. Seni seviyorum. Seni sev...