37- Kollarımın arasına girdiği an mayışan sana benziyor

3.7K 363 184
                                    

İlk dönemin puanları elimize ulaştığında bundan hoşnut olmayan ve okuldan ayrılırken notlarının yazdığı küçük kağıdı çöpe atan kişileri bile görmüştüm. Ya gerçekten umursamıyordu ya da dönem boyunca çalışmamasına rağmen aldığı puan hoşuna gitmemişti. Hangisi olduğunu bilemezdim ve açıkçası beni de ilgilendirmezdi, onun aksine her dersim çok iyi olmasa da önemli olan dersleri iyi bir şekilde geçtiğim için şu anda hiçbir sıkıntı görmüyordum önümde ama ikinci dönemi daha iyi bir puan ile bitirebilirdim. Fakat şu anda bunları düşünmek gereksizdi çünkü sanki ilkokula gidiyormuşum gibi kafeye girdiğim anda elimdeki kağıdı görmek isteyen Sunmi noona'nın yanında bekliyordum. Hemde neredeyse yarım saattir.

O küçücük kâğıtta nelere bakıyordu hiçbir fikrim yoktu fakat geldiğimden bu yana böyle ayakta duruyor ve bekliyordum. Jimin de yanımda duruyordu çünkü aslında benim tatilde birkaç gün kafeye gelemeyeceğim için izin almak istediğimizden burada duruyorduk fakat Sunmi noona konuşmaya her başladığımda beni dinlemediği için susmak zorunda kalıyordum.

En sonunda Sunmi noona eli ile kalbini tutarmış gibi yaparken "Çok duygulandım" dediğinde kafam karışmış bir şekilde bana uzatılan kağıdı alarak bir kere katlamış ve cebime sıkıştırmıştım. "Noona artık beni dinleyecek misin?" Oyuncu bir şekilde burnunu çekerek akmayan göz yaşlarını da aynı oyunculuk ile sildikten sonra "Dinliyorum" diyerek bana dönmüştü.

"Hani okullar tatil oldu ya şimdi biz diyoruz ki-" sözümü keserek bir anda araya atlarken "Sen olmadan ne yapacağız, çok alıştık sana" dediğinde araya girmeye çalışmış fakat "Beni bu insanlarla tek başıma mı bırakıyorsun" diyerek yine beni durdurduğunda yine sözümün kesilmemesi için bir süre tekrar konuşup konuşmayacağını beklemiştim. "Noona sadece birkaç günlüğüne" dedikten sonra "Yoksa sen benim izne çıkmamı istemiyor musun?" diyerek benim ile oynamasını engellemeye çalışmıştım.

Gitmeme izin verecekti ama şu anda sadece kendine eğlence çıkarmaya çalışıyordu, onu tanıyordum artık.

Gardını indirerek en sonunda derin bir nefes vermiş ve "Normalde seni ben kovuyordum zaten kafeden şimdi neden tutayım ki. Sadece bir şartla gitmene izin veriyorum ve o şart da arada sırada beni araman oluyor" dediğinde başımı sallayarak "Sadece bu mu gerçekten?" diye sorduğumda gülmüştü. "Başka söyleyecek bir şey bulamadım fazla takılma onun yerine şimdiden gidin siz. Nereye gidecekseniz hazırlanın işte. Beni istemeyeni ben de istemiyorum git hadi."

"Üzülüyorum ama." Ona uyarak yüzümü astığımda beni yanına çekerek "Beni terk edip gidiyorsun ve yine üzülen sen misin yani?" dediğinde gülerek Jimin'e bakmış ve başımı sallamıştım. "Gidin artık tamam gereksiz kalabalık yapmayın kafemde." Gülerek geriye çekildikten sonra Jimin ile kafeden çıkarken diğerlerine de bir süre burada olmayacağımı söyleyerek yanlarından ayrılmıştım.

Şimdi ise dağ evi için uygun eşyaları almak üzere annem ile beraber yaşadığımız eve gidiyorduk. Kısa bir konuşmanın üzerine Jimin'in bana büyük gelen kıyafetlerinin orası için uygun olmadığını düşünerek haraket etmiştik. Zaten yeterince üşüyen biri olduğum için evde her türlü kalın kazak veya pantolon vardı.

Diğer yandan ise annemin geri dönüp dönmediğini bile bilmiyordum, onun ile olan aile bağlarımız gerçekten zayıftı hatta zayıf olduğunu düşünmüyordum artık çünkü o bağın ben doğduktan sonra zayıflamadan koptuğunu kabullenebilecek anlayışa sahip olabilmiştim.

Belki biraz zor olmuş olabilirdi ama başarmıştım.

"Aslında benim kıyafetlerimi de giyebilirdin" diyerek tekrar aynı konuyu açtığında evin önünde durmuş olan arabanın kapısına uzanmışken "Senin kadar geniş omuzlarım olmadığı için çok büyük oluyorlar" diyerek duraksadıktan sonra arabadan inmeye hazırlanan ben değilmişim gibi ona doğru dönmüş ve "Ama uyurken yine senin kıyafetlerini giyebilirim çünkü sen bana sarıldığında üşümüyorum" diyerek hafifçe gülümsemiştim.

TEACHER | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin