51- Neymiş bakalım bizim şu işimiz

2.7K 280 185
                                    

Bu şehirde senelerce yaşamış olsam dahi gidip görmediğim hatta önünden bile geçemediğim sokakları ve birçok farklı yeri vardı şimdi ise önünde durduğumuz eski okul binasını da ilk kez görüyordum. Eğer sınava burada girecek olmasaydım muhtemelen hiç de görmeyecektim fakat birazdan içerisine gireceğim okul binasına bakarken burada sınava girmek daha iyiymiş gibiydi. Eğer başka bir şekilde olsa da kendi okulumda sınava girseydim eminim ki güzel saatler geçirmezdim çünkü o okulun her köşesinde iyi veya kötü birer anım olduğu için sınav esnasında bakışlarımı farklı bir yere çekersem o an dalıp gitmekten korkuyordum.

"Sana söylediklerimi hatırlıyor musun?" diyerek saçlarımı geriye doğru atan Jimin'e oturduğum yerden bakarken başımı sallamıştım. Dün uzun bir konuşma yapmıştı ve onun bana bu kadar güveniyor olması sayesinde kendimi kasmak yerine daha çok güvenim yerine gelmişti. Gerçekten çok çalışmıştım ve Jimin'in, tüm o uykusuz kaldığım gecelerin geçmişte kaldığını ve o geceler sayesinde istediklerimi başaracağımı söylemesi ile de en az onun kadar kendime güvenmeye başlamıştım. Sunmi noona kafedekileri de yanına toplayarak beni görüntülü arayarak moralimi daha çok yerine getirirken dün yine hiç tahmin etmeyeceğim bir şekilde Jimin'in annesi bile arayarak beni tanımadığı ve çalışıp çalışmadığımı bilmediği halde bana güvendiğini söylemişti.

Minki'nin hiçbir şeyden haberi olmasa bile annesi sayesinde benim ile konuşması bile o kadar iyi gelmişti ki her bir kişi sayesinde daha çok rahatlamıştım, gecenin bir vakti uyumaya hazırlanırken arayan babam sayesinde ise uykularım iyice kaçmıştı fakat yarın geleceğini söyleyerek nerede sınava girdiğimi sormuş olması herkesten çok daha iyi hissettirmişti. Şimdi ise biz okulun bahçesinde beklerken babam daha gelmemişti fakat zaten biz çok erken gelmiş olduğumuz için bekliyorduk sadece.

"Bana bak" diyen Jimin ile beraber bakışlarımı ayaklarımdan çekerek gözleriyle buluşturduğumda gülümseyerek az önce kendi elleri ile düzelttiği saçlarıma ellerini yine daldırarak karıştırırken "Birazdan içeriye girecek ve tüm soruları cevaplayıp geri geleceksin anlaştık mı?" diye sorduğunda başımı sallamış ve "Babam daha gelmedi ama" diyerek etrafıma bakınmıştım. Söylediği gibi birazdan okula girmek zorundaydım ama babam geleceğini söylediği halde gelmezse tüm moralim düşermiş gibi hissediyordum. "Tamam bak ben sana söz veriyorum, birazdan gelecektir eminim bundan." Umarım söylediği gibi olurdu sahiden.

Birkaç kişiyi içeriye aldıklarında etrafıma son kez baktıktan sonra ben de gidebilmek için ayağa kalkarken "Gidiyorum ben" diyerek Jimin'e baktığımda kollarını iki yana açtığı için yanına yaklaşarak ona sarılmıştım. "Sana çok güveniyorum ben, sen de kendine güveniyorsun değil mi?" Ona bakarken gülümsediğim sırada kimseyi umursamadan dudaklarını alnıma bastırdığında "Güveniyorum" demiş ve kollarının arasından çıktıktan sonra tanımadığım birinin ardından giderek okulun merdivenlerine ulaşmıştım.

Önümdeki iki kişi kontrol ederek içeriye almalarını beklerken okulun bahçesine doğru baktığım sırada babamın bahçe kapısından içeriye girdiğini gördüğümde bana bakan Jimin'e babamı işaret ederek yanına gitmesini anlatmaya çalışmıştım. Jimin biraz etrafına bakındıktan sonra bahsettiğim kişiyi fark edince başını sallayarak etrafta beni arayan babamın yanına gittiğinde gülümseyerek önüme dönmüş ve üzerimi aradıktan sonra kimliğime bakarak beni içeriye alan güvenlik görevlisinin yanından ayrılmıştım.

Gelmiş olduğunu görmek beni rahatlatırken sınava gireceğim sınıfı bulabilmek için biraz uğraşmak zorunda kalmış fakat en sonunda aradığım sınıfı bularak yerime geçmiştim.

Her şeyin güzel olacağına her ne kadar inanmış olsam da heyecanlanmamak elimde olan bir şey olmadığından kendimi bu konuda durduramamıştım.

TEACHER | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin