İçeriye girdiğinizde geniş bir yer ile karşılaşıyordunuz ve görebildiğim kadarıyla burada sadece üç tane kapı bulunuyordu. Birinin lavabo olduğunu düşünüyordum ve diğer ikisi de yatak odaları olabilirdi fakat tam olarak emin değildim tabii ki.
Tam karşıda görünen salonun etrafı açıktı ve orayı şu anda bulunduğumuz yerden ayırmayı sağlayan şey oraya giderken iki küçük adım atarak inmemiz gereken basamaklardı.
"Odaları ayırırken taşırız valizleri önce şömineyi yakalım, içerisi gerçekten soğuk."
"Centilmen bir erkek olarak sen yakarsın bence şömineyi, biz de o sırada Yoongi ile beraber evi dolaşırız." Jin bir elini omuzuma doğru koyarak önüme geçtiğinde Jimin başını sallayarak zaten hazır olan şöminenin önüne doğru ilerlemişti. "Biz küçük bir ev turu yaparken o halleder şömineyi" diyerek bulunduğumuz yerdeki ilk kapıya yaklaştığında ardından ilerleyerek açtığı kapıdan içeriye doğru bakmıştım. İki tane tek kişilik yatak karşılıklı duruyordu ve odanın bir duvarında küçük bir kapı vardı. Muhtemelen dışarıya çıkıyordu hatta belki de küçük bir balkonu da olabilirdi. Bulunduğumuz girişteki diğer iki odanın şekli de aynıydı ve salonun geri kalan kısmında bir mutfak bulunuyordu.
"Buralar güzel değil mi?" diye sorduğunda benden önce bastığı basamakları çıkarken güzel olduğu hakkında bir şeyler söylediğimde üst kattaki kısa koridoru geçerek ilerideki kapıya ilerleyip içeriye girerken "Bu odayı daha çok seveceksin o zaman" demişti. Açtığı kapıdan geçerek odaya girdiğimde diğer odalara göre biraz daha büyük olan odayı incelemeye başlamıştım.
Evin çatısı üçgen biçiminde olduğu için odanın tavanı yukarıya doğru daralıyordu ve çift kişilik yatağın üzerinde dışarıya doğru açılan küçük bir pencere bulunuyordu. Odanın bir tarafında yerlere kadar uzanan camlar vardı ve içerisi bu sayede daha aydınlık görünüyordu.
"Burası gerçekten güzelmiş" diyerek Jin'e doğru döndüğümde başını sallamış ve gürültülü bir şekilde yanımıza yaklaşan Jungkook'a baktığında kapının yanından başımı çıkararak oraya dönmüştüm. "Gelin de kimin nerede kalacağına karar verdikten sonra akşam yemeğini hazırlayalım." Kapıyı açık bırakarak odadan çıkarken üçümüz beraber aşağıya inmiş ve şömine yeni yandığı için hâlâ montlarını çıkarmamış olan kişilerin yanına ilerlemiştik.
"İsimlerimizi yazarak kura mı çekeceğiz?" diyerek geriye yaslanan Taehyung'a bakarken Jimin'in yanına oturduğumda Namjoon telefonunu yere bırakırken "Yoongi ilk kez bu sene bizim ile geldiği için ben hiç uğraşmadan onun çatı katındaki odayı almasını öneriyorum" dediğinde normalde olsa itiraz ederek onların almasını söylerdim ama bu sefer geriye çekilmiş ve montuma gömülerek onların neler konuşacağını dinlemek istemiştim. Bazen bir ortamda yeni olmak işe yarıyordu sahiden.
"Onun sayesinde Jimin de orada kalacak demek oluyor bu ve ben diyorum ki Yoongi'ye o odayı verelim ama Jimin'i başka bir yerde yatıralım" Taehyung oturduğu yere eli ile birkaç kere vurduktan sonra gülerek "Mesela koltuklar gayet rahat" dediğinde büyük montum ağzımı kapatsa da gülerek biraz daha aşağıya kaymıştım.
"Sizce beni hiçbir kuvvet burada yatırabilir mi?" diye sorarak araya giren Jimin'e baktığım sırada Hoseok ona baktıktan sonra bana doğru dönmüş ve "Yoongi seni yanından kovarsa yatmak zorunda kalırsın" dediğinde bana baktıktan sonra kolunu omuzuma atan Jimin'in yanında küçülmüştüm.
"Sadece birkaç saatliğine burada oturur sonra Yoongi uyuyunca tekrar yanına giderim ben."
"Bekleyin birkaç dakika beni hemen geliyorum" diyerek ayağa kalktığı gibi mutfağa doğru koşan Jin'in arkasından bakmaya çalışırken beni çok yormadan geri geldiğinde elindeki kağıdı kaldırarak "O kadar endişe etmemize gerek yok zaten bu sene Jimin'in sırasıymış. İyi ki bu kağıdı atmamıştım, bir de atmamı istemiştiniz. Bakın ne kadar işe yaradı" dediğinde Jimin yüzünü asmıştı. Anladığım kadarıyla hepsi sırayla o odada kalıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEACHER | yoonmin
Fanfiction"Yürümeye devam etmelisin ama." O gülüyordu fakat ben sahiden donup kalmıştım. Her şey belli olsa dahi duymak çok daha farklı hissettirmişti. Öyle ki damarlarımdaki kanın sesini kulaklarımda bile duyuyordum. "Seni seviyorum. Seni seviyorum. Seni sev...