"Marketten dönüyordum ve ağladığını duydum, aslında ilk başta kim olduğunu anlamamıştım fakat yanına yaklaşıp sen olduğunu görünce neler olduğunu merak ettim." Bir süredir gözlerimi ayırmadan açıklama yapmasını beklediğim için bana bunları söylemişti fakat biraz yalan söylüyordu çünkü ağladığımı duyamazdı, gayet sessiz bir şekilde ağlıyordum çünkü. Hem ben burada üşürken tek başıma kalmak istiyordum, hiçbir yerde rahat da yoktu sahiden.
Ayakları ile yerden destek alırken oturduğu salıncağı benim oturduğum yere yaklaştırmış ve elini bana doğru uzatarak "Al bunu" derken elinde tuttuğu mendili birkaç kere sallamıştı. İtiraz etmeden mendili parmaklarının arasından alarak gözlerimi silerken "Teşekkür ederim" diye mırıldanmıştım fakat duyduğundan pek emin değildim.
"Neden ağladığını sorsam da cevap vermeyeceksin bu yüzden sormuyorum ama onun yerine bunu içmek ister misin diye soracağım sanırsam?" Tekrar bakışlarımı ona döndürmeme neden olan sorusu ile bakışlarım onu bulurken ismini hatırlamadığım çocuk poşetten çıkardığı çikolatalı sütü hızla bana doğru uzatarak gülümsemişti. Bir süre sonra almakta tereddüt ettiğimi fark edince bir yanağındaki gamzesini daha fazla belli edecek şekilde gülümsemiş ve "Yeğenim bunun için çok ağladığı için bu saatte markete gitmek zorunda kalmıştım ve şanslısın ki fazladan birkaç tane daha almışım. Yani bir tanesini almanda hiç sakınca yok" diyerek çikolatalı sütlerden birinin kapağını açarak elime tutuşturmuştu.
Çikolatalı süt kutusunu öylece dizlerimin üzerinde tuttuğumda ismi hâlâ aklıma gelmeyen çocuk kaşlarını çatmıştı ve pekala ismi aklıma gelmiyor falan değildi çünkü ben onun ismini zaten bilmiyordum. Uzatmaya gerek yoktu.
"İçmen için vermiştim" diyerek beni göz hapsine almasından rahatsız olarak elimdeki çikolatalı sütten birkaç yudum almak zorunda kalmıştım. "Tekrar teşekkür ederim, ıhm şey..." bu çocuk daha birçok yerden ortaya çıkacak gibi duruyordu bu yüzden ismini sorar gibi son kelimemi fısıltılı bir şekilde uzatmıştım. "Chanyeol ben. Okulun basketbol takımından." Başımı sallayarak onu onaylarken tekrar etmiştim. "Teşekkür ederim Chanyeol." Bugün daha ne kadar çok teşekkür edecektim bilmiyordum fakat Chanyeol'ü isminden tanıdığını söyleyebilirdim, sadece o kişinin şu anda yanımda oturan kişi olduğunu bilmiyordum.
"Yeğenin seni bekliyordur bence, daha fazla beklemesin." Boğazımı kısık bir sesle temizleyerek konuştuğumda Chanyeol uzun bacaklarını ileriye doğru uzatmış ve salıncağın paslı zincirlerini tutarak sallanmaya başlamıştı. Belki şu anda hiç yeri bile değildi fakat o boyu ile oldukça komik görünüyordu ve sanırım sallanmaya başlaması da yeğeninin umurunda olmadığının cevabı falandı. Başımı eğerek uyumsuzluğuna güldüğümde aklımı biraz olsun dağıtabildiği için o bilmese dahi ona minnettardım.
"Vay be, gülüyorsun." Neden bu kadar şaşırdığını anlayamasam da öyle söylediği için istemsizce dudaklarım eski halini almıştı. "Sallanmak için fazla uzunsun" diye itiraf etmekten de geri gelememiştim çünkü bu yalan değildi. "Öyleyse biraz daha sallanacağım, ya da dur! Seni sallamamı ister misin?" Başım ile beraber ellerimi de iki yana sallamadan hemen önce hâlâ elimde duran çikolatalı sütü yere bırakmıştım. "İstemiyorum."
"Hadi ama yapma! Bu gülmeni sağlayacak." Oturduğu salıncaktan ayağa kalktığında bir kez daha itiraz etmek için dudaklarımı aralarken "Hayır Chanyeol gerçekten gülmek ve sallanmak istemiyorum" demiştim fakat önüme kadar gelirken "Kabul etmiyorum" diyerek bulunduğum salıncağın paslı zincirlerini tutmuş ve geriye giderken salıncağı da kendine doğru çekmeye başlamıştı. Bir elimi pis kokan zincirden çekerek koluna tutunurken "Chanyeol istemiyorum" diye direniyordum fakat duyulmuyordum sanırım.
Biraz daha yukarıya çekilirken yüzümü asarak "Lütfen, gerçekten istemiyorum" dediğimde iç çekerek başını sallamış ve yavaşça beni tekrar aynı konuma getirmişti. "Arkadaşım için bir şey yapmama izin bile vermiyorsun." Sözlerinden sonra ellerimi pas kokan zincirlerden çekerken "Biz arakadaş değiliz" demiş ve ellerime iğrenerek bakmıştım. "Ama olabiliriz" dediğinde ise oturduğum salıncaktan kalkmış ve yere bıraktığım sütü almayarak ilerlemeden hemen önce "Hayır olamayız" diyerek eve dönmek için acele etmeye çalışmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEACHER | yoonmin
Fiksi Penggemar"Yürümeye devam etmelisin ama." O gülüyordu fakat ben sahiden donup kalmıştım. Her şey belli olsa dahi duymak çok daha farklı hissettirmişti. Öyle ki damarlarımdaki kanın sesini kulaklarımda bile duyuyordum. "Seni seviyorum. Seni seviyorum. Seni sev...