"Seç birini" diyerek elindeki iki gömlek ile yanıma yaklaşan Jimin'in gösterdiklerine bakarken tezgaha doğru yaslanarak elimde tuttuğum su dolu bardağı bırakmadan siyah olan gömleği işaret etmiştim. Sadece dakikalar öncesinde uyanmıştık ve ben su içmek için mutfağa gelmişken onun hemen ne giyeceğine karar vermeye çalışmasına gülerken bardağı kaldırmış ve birkaç yudum almıştım.
"Kurabiye yemek ister misin?" dediğinde başımı sallayarak bardağımı tezgaha bırakmıştım ve Jimin'in elindeki gömlekleri sandalyelerden birinin üzerine bırakmasını izlediğim sırada Jimin yanıma yaklaşarak tezgahın bir ucunda kalan kavanozu kendine çekmişti. "Buzdolabından neyi çıkarman gerektiğini biliyorsun" dediğini duyduğumda tezgaha tutunan ellerimi kendime çekerek buzdolabına yönelmiş ve cam şişedeki sütü elime alarak tekrar aynı yerime geçmiştim.
Hemen üzerimde bulunan dolabı açarak içerisinden iki tane bardak çıkarırken "Sende içmek zorundasın" diyerek bardakları yan yana tezgaha bıraktıktan sonra cam şişeyi iki elim ile tutarak bardakları doldurmuştum. Ben cam şişeyi tekrar yerine koyarken Jimin kurabiyeler ile dolu olan tabak ile birlikte bardakları da alarak masaya bıraktığında ayaklarımın altında dolaşan Hera'ya bakarken sandalyelerden birini çekerek oturmuştum. Jimin'in bana uzattığı kurabiyenin yarısını kırarak Hera'ya verirken diğer yarısını bardağın içerisinde bulunan soğuk süte batırmış ve ağzıma atmıştım.
Bugün için ne kadar endişeli olduğumu belli etmemeye çalışmak gerçekten zordu çünkü Jimin'e gerçekten güveniyor olsam bile işlerin ters tepmesi olasılığı vardı ve ben her an o okuldan eşyalarımı alarak ayrılabilirdim. Dün oldukça kendimden emin olarak öne atılsam dahi korkuyordum ve bunu hiçbir şey durduramıyordu.
"İstediğim bölümü kazanabilirim değil mi?" Bu yüzden sanki dün hiç yaşanmamış gibi yapmaya çalışarak sanki okul hayatı tehlikede olan ben değilmişim gibi üniversite hayalleri kurmak moralimi biraz da olsa düzeltiyordu. İstediğim yeri kazanarak başka bir şehire gidersem Jimin'in burada kalmayacağını bilecek kadar anlayabilmiştim her şeyi ve bu beni gerçekten heyecanlandırıyordu çünkü okul hayatıma herkesten uzakta başka bir şehirde devam etmek benim buraya geldiğimden bu yana en büyük hayalimdi. Şimdi eğer başka bir yere gidersem benimle beraber gelerek gerideki her şeyi en az benim kadar bırakacak olan birinin olduğunu bilmek insana öylesine çok güven veriyordu ki kendinizi asla yalnız hissetmiyordunuz.
Ben sadece bir sene öncesine kadar üniversite yurtlarında kalacağımı düşünerek kendimi buna hazırlarken olurda seneye bir yerleri kazanarak buradan ayrılırsam muhtemelen Jimin ile beraber oraya yerleşerek yeni bir ev kiralardık ve Jimin orada eminim ki daha güzel bir okulda işe girerdi. Ben bu şehirde yaşadığım her şeyi olmasa da benim canımı yakan şeyleri unutmaya hazırdım.
"Daha önce hiç hangi bölümü istediğini konuşmadık." Sahiden bundan hiç bahsetmemiştik ve sanırım ben okumak istediğim bölümü ilk kez Jimin'e söyleyecektim, daha önce kimse hangi bölümü okuyacağımı merak etmemişti. "Psikoloji okumayı gerçekten çok istiyorum fakat yapamayacağımı bu yüzden vazgeçmem gerektiğini düşündüğüm zamanlar da oluyor." O anlarda tam anlamı ile arada kalıyordum çünkü bu bölüm haricinde diğer hiçbiri benim ilgimi bu kadar çok çekmiyordu bu yüzden arada sırada aklıma nereden geldiğini bilmediğim negatif düşünceler girse de ben bu bölümü okumak istiyordum, babamın istediği gibi hakim olmak değil.
Hakimler ne yaparlarsa yapsınlar hiçbir zaman tam anlamı ile içlerinden gelen kararları veremediğini düşünüyordum çünkü onların üstünde olan kişiler onları yönetiyordu. Çoğu zaman bir kitapta yazan maddeler değil de devletin belirli yerlerine gelmiş olan kişilerin uydurduğu yazısız kanunlara göre hareket ediyorlarmış gibiydi çünkü, ben pedofili veya kadın cinayetleri yüzünden karşılarına çıkan insanlara kalplerinden geldiği gibi ceza verdiklerine inanamıyordum. Takım elbiseden, temiz bir yüzden ve yapılanların üzerini birazcık bile örtemeyen o baştan savma bir şekilde dilenmiş olan özürden yırtıyorlar ve cezalarında indirim sağlıyorlardı çünkü. Bu yüzden ben hakim olursam oturduğum rahat yerden de gece başımı koyarak uyumaya çalıştığım yastıktan da rahatsızlık duyardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEACHER | yoonmin
Fanfic"Yürümeye devam etmelisin ama." O gülüyordu fakat ben sahiden donup kalmıştım. Her şey belli olsa dahi duymak çok daha farklı hissettirmişti. Öyle ki damarlarımdaki kanın sesini kulaklarımda bile duyuyordum. "Seni seviyorum. Seni seviyorum. Seni sev...