Jihoon ile o şekilde yüzleşmemin üzerinden aylar geçmişti ve ben tabii ki o gün dayanamayarak eve döndüğümüzde her şeyi yine Jimin'e anlatmıştım, en son olanlardan sonra artık en küçük şeyi bile anlatmazsam rahat olamıyordum ve böylesi bence ikimiz için de daha iyiydi.
Jihoon ile o günden sonra pek konuşmamıştım ve Jimin de sınıf öğretmenimizden izin alarak yerimi değiştirirken kimse üzerinde fazla durmasın diye birkaç kişinin daha yerini değiştirmişti. Böylece artık Jihoon ile değil de sınıfta pek konuşmayan bir kız ile oturmaya başlamıştım ve kız gerçekten çok sessiz olduğu için ilk zamanlarda kendimi biraz gergin hissederek konuşma ihtiyacı duyuyordum ama eğer bir şey söylersem rahatsız olur diye düşünerek herhangi bir soru sormamıştım. Fakat bir süre sonra kendisi derse giren öğretmen ile ilgili bir şeyler söyleyip güldüğünde benim de gülerek ona katılmama biraz şaşırmıştı. Neden öyle bir tepki verdiğini sorduğumda sesli söylediğinin farkında olmadığını söylediği için tekrar gülmüş ve bu şekilde hakkında konuştuğumuz öğretmenden sessiz olmamızı söyleyen bir uyarı almıştık.
İyi ve eğlenceli biri olduğu için konuşmaya devam etmemizin üzerinden haftalar geçerken bir gün sanki bir şeyi sormak ile sormamak arasında kalmış gibi ağzını açıp kapattıktan sonra etrafına bakınarak kulağıma biraz daha yaklaştığında asla ondan "Bay Park ile sahiden de çıkıyor musunuz?" gibi bir cümle duymayı beklemiyordum hatta bir an için tıkanmış olduğumu bile söyleyebilirdim çünkü nasıl bir cevap vermem gerektiğini bilememiştim. Bana bakarken o kadar heyecanlı görünüyordu ki o an ben farkına bile varmadan başımı çoktan sallamış olduğumu da yanımdaki Dahyun'un tuhaf bir tepki vermesi sayesinde anlamıştım. Bana tam olarak "Tanrım! Sen ciddisin değil mi? Ablama çıktığınızı söylediğimde bana inanmamıştı ama yanılmıyormuşum işte" dediğinde ise o gün olacak başka bir şeyin hiçbir şekilde beni şaşırtamayacağını düşünmüştüm çünkü sıra arkadaşım ablası ile bizim ilişkimizi mi konuşuyordu gerçekten? Bu bilgi fazlasıyla tuhaftı.
Dahyun'un bize ait olan bu bilgiyi öğrenmesinin üzerine tüm fizik dersleri onun için tam bir eğlence aracı olarak geçmeye başlamıştı çünkü ne zaman odaklanmaya çalışarak soruya yoğunlaşsam gülerek kolumu dürterken "Sana bakıyor" veya "Hep seni izliyor Yoongi, çok sevimli" diyerek beni utandırmaya çalışıyordu. Her fizik dersinde aynı şeyleri duymak ve tahtada olan soruyu çözdükten sonra yerime otururken Dahyun'un imâlı bakışlarına maruz kalarak bana "Bir an bile ayrı kalamıyorsunuz değil mi?" diyerek gülmesine alışmak yine de zor olmamıştı. Hatta arada sırada evdeyken Jimin ile beraber bu durumun muhabbetini açarak gülüyorduk.
Diğer tüm öğrenciler hayatlarını nasıl yaşıyorsa aynı şekilde yaşıyordum sadece bir fark vardı o şey de beni fizik sınavlarına Jimin çalıştırıyordu. İlk başta bunu yapmamayı teklif etmiştim çünkü haksızlık olduğunu düşünüyordum fakat Jimin bunun sorun olmayacağını çünkü zaten diğer birçok öğrencinin neredeyse tüm derslerden özel ders aldığını söylemişti ve açıkçası bu konuda beni ikna etmeyi bu şekilde başarmıştı, sonuçta sınav sorularını söylemiyordu sadece sınıfta bahsettiği konulara çalıştırıyordu o kadar.
"Bunu seviyorsun değil mi?" Şimdi ise evde yiyebileceğimiz hiçbir şey kalmadığı için Hera'yı da yanımıza alarak yakınlarda bulunan bir markete gelmiştik. Hera'yı yanımıza alma fikri benden çıktığı için onu giydiğim kalın tulumun göğsünün hizasındaki büyük cebine yerleştirmişken önümdeki alışveriş arabasını itiyor ve Jimin'in az önce bana gösterdiği meyve sularına bakarken başımı sallıyordum.
"Bunun hakkında ne düşünüyorsun peki?" diyerek ambalajlanmış ahtapotlardan birini gösterdiğinde başımı iki yana sallamaya başlarken o reyonu geçmek için ilerlemiş ve "Hiç güzel şeyler düşünmüyorum" demiştim çünkü pek hoşlandığım bir yiyecek türü değildi açıkçası. "Jimin bence bu kadar yeter, hem Hera da artık huysuz bir kedi olmaya başladı sanırım. Artık burada durmak istemiyor" diyerek yanıma yaklaşmış olan Jimin'e döndüğümde başını sallayarak arkama geçmiş ve ellerini iki yanımdan uzatarak benim ellerimin yanına koyarak alışveriş arabasının kontrolüne o da dahil olurken diğer tarafa geçmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEACHER | yoonmin
Fanfiction"Yürümeye devam etmelisin ama." O gülüyordu fakat ben sahiden donup kalmıştım. Her şey belli olsa dahi duymak çok daha farklı hissettirmişti. Öyle ki damarlarımdaki kanın sesini kulaklarımda bile duyuyordum. "Seni seviyorum. Seni seviyorum. Seni sev...