53- Çok mu yoruldun sahiden

2.3K 272 158
                                    

"Min Yoongi." Adımı duyduğumda sırtımda duran Jimin'in eli orayı terk ederken kamerası bana doğru döndüğü için ne yapmam gerektiğini bilemeyerek sadece saniyelik bir şekilde ona baktıktan sonra yanından ayrılarak konferans salonunun diğer yarısını kaplayan sahneye ilerlemiş ve birkaç basamağı çıktıktan sonra ortada duran müdürün yanına yaklaşarak bana uzattığı belgeleri almıştım. Herkesi tebrik etmek için sarıldığından dolayı bana da bir kolunu açtığında her ne kadar istemesem de diğerlerinin yaptığının aynısını yaptıktan sonra diğer öğrenci, veli ve öğretmenlere doğru dönerek selam vermiş ve çıktığım basamakları indikten sonra gülümseyerek Jimin'e doğru ilerlemiştim.

Video bu şekilde bitiyordu çünkü Jimin o noktadan sonra yanına yaklaştığım için bana sarıldığından dolayı kamerayı indiriyor ve istemsiz bir şekilde sadece ayaklarımızı çekiyordu. Jimin bu yüzden görüntüleri bilgisayara atmadan hemen önce o kısımları kesmişti ve ben bu şekilde ilk kez şekilde izliyordum.

Kazandığım yerin kesinleşmesinin üzerine aklımda olan üniversitelerden birine gidecek olmama gerçekten çok sevinmiştim ve sahiden Jimin'in de söylediği gibi uykusuz kaldığım gecelerin hepsine değmişti.

O günden sonra pek önemli şeylerin olduğunu söyleyemezdim çünkü benim okulum bittiği için ya evde oturuyor ya da kafeye giderek orada diğerlerine yardım ediyordum ve her günüm neredeyse böyle geçiyordu. Jimin'in ise hâlâ okulda yapması gereken birçok işi olduğundan dolayı günlerinin neredeyse yarısını orada geçirdiği için o eve dönene kadar ben de oyalanacak bir şeyler bulmaya çalışıyordum yani.

Bir süre boyunca günler böyle geçerken bir gün arayarak evde olup olmadığımı sormuştu çünkü önceki gece yarın yine nerede olacağımı sorduğunda ne yapmak istediğimi bilmediğim için tam bir cevap verememiş ve emin olmadığımı söylemiştim. Aramasının üzerine evde olduğumu söylediğimde sadece lazım olan bir şey var mı diye sorduktan sonra birkaç şey daha söyleyerek aramayı sonlandırmıştı. Normalde olduğundan daha erken bir saate eve döndüğü için neler olduğunu anlayamasam dahi geldiğinde her şeyi gayet güzelce açıklamıştı.

O okuldaki öğretmenlik görevinden ayrılmıştı ve en önemlisi ise şu anda içerisinde olduğumuz ev işini de halletmişti. Bir süredir tüm evrak ve diğer gerekli şeyleri hallederken nasıl hiçbir şeyi bana hissettirmemeyi başarmıştı anlayamıyordum fakat bir şekilde ikimizin de hoşuna giden o evi bizim için almıştı.

Arkadaşlarımızın yardımıyla kısa sürede toparlanırken benim tekrar annemin yaşadığı yere dönerek geriye kalan eşyalarımı almam gerekmişti fakat anneme bu şehirden gittiğim hakkında en küçük bir şey bile söylememiştim. Benim için en zor olan şey kafede tanıştığım ve ailem diyebilecek kadar sevdiğim insanlardan ayrılmak olmuştu ama bir şekilde üstesinden gelmek zorunda kalmıştım. Hem istediğim zaman yine onları arayabilir veya biraz araba yolculuğu çekerek yanlarına gidebilirdim değil mi? Ama yine de insan ailesinden uzak kalınca onları gerçekten özlüyormuş, bunu anlamıştım.

Birkaç gündür yeni evimizi düzene sokmaya çalışıyorduk ve buna ilk olarak etrafı temizlemek ile başlamış hemen ardından da yeni boyalar alarak duvarların bozulmuş renklerini düzeltmiştik. Buraya geldiğimizden bu yana her şeyin ucundan iki kişi tutmaya çalışmak yorduğu için şu anda Jimin son kalan boya kutusunu getirmeye gitmişken önümdeki bilgisayarı biraz daha ileriye iterek kapatırken rahatsız edici olan eski sandalyede huysuz bir şekilde oturuyordum.

Biraz acıkmış fakat onun aksine çokça yorulmuştum. Dün gece geç saatlere kadar duvarları boyamış olmak, kokusu yüzünden başımın hâlâ acımasını sağlarken uykusuz kalmış olmam da ciddi derecede canımı sıkıyordu.

TEACHER | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin