"Ablamlar gelir birazdan, bizde onlarla çıkarak okula geçeriz" diyerek odadan ayrılan Jimin'in peşinden gidebilmek için kaçmaya çalışan Minki'yi tutarak kendime çekmiş ve yemeğini yerken yüzüne bulaştırdığı için elimdeki peçete ile ağzını silmiştim.
Sabahın köründe yatağın üzerinde zıplayarak şarkı söyleyen bir çocuk ile uyandığımızda onu durdurmaya çalışırken sabahın o saatinde bu kadar enerjiyi nereden bulduğunu bilemesem de ben de aynısından istiyordum.
"Eve gitmek istemiyorum ben" diyerek oyuncağını kucağına çeken Minki'ye döndüğümde Jimin kucağındaki Yeji ile içeriye girmişti. "Ama annen seni almaya geliyor." Jimin neler olduğunu sorar gibi bakarken ayakta kaldığında Minki şu anda odada bulunmayan Hera'yı gözleri ile ararken "Bizim evimizde kedi yok, burada var" demişti.
"Buraya tekrar geldiğinde yine oynarsınız çünkü ablam evine asla tüy dökecek hiçbir şey almaz." Minki duyduğu sözler ile istemsiz bir şekilde başını salladığında Jimin telefonuna gelen mesaj sesi ile açılan ekranına baktıktan sonra "Dayıcım annen gelmiş montunu giy sen" dediğinde Minki ayaklarını yere sürerek montunu almış ve bir kolundan geçirmişti, bende ona yardım etmek için yerimden kalktığımda Jimin kucağındaki Yeji'yi koltuğa bırakarak montunu giymişti.
Hepimiz en sonunda hazırlanarak evden çıktığımızda Hera'ya da biraz daha kedi maması verdiğimizden dolayı içim gerçekten rahattı. İki adımda bir zıplamadan duramayan Minki sıkıca tuttuğu elimi de bırakmıyor ve beni de kendisi ile çekiştiriyordu. "Annem pasta yapmıştır değil mi?" diyerek bir kez daha olduğu yerde zıplayan Minki bakışlarını bana çevirdiğinde istemsizce omuzlarımı kaldırıp indirirken "Bilmem ki" demiştim.
Geçmemiz için binanın kapısını tutan Jimin'in yanından ilerlediğimizde Minki gülerek annesine doğru koşmadan hemen önce "Dayım mükemmel bir adam hyung" demiş ve arabasının önünde bekleyen annesine koşarken bir yandan da hemen annesinin yanında duran babasına seslenmişti. Onun arkasından Jimin ile beraber gülerken Yeji de kollarını sallarken gülmeye başladığında ona doğru bakmış ve Jimin'in ablasının yanına yürümeye devam etmiştik.
Minki babasının kucağında onun boynuna kollarını sarmışken çoktan bir şeyler anlatmaya başladığında Yeji de annesini yakından görünce ona gitmek için ağlamaya başlamıştı. Jimin'in ablası kendisine uzanan kızını kucağına alırken bana gülümsediğinde ben de ona kısaca gülümsemiştim. Bize karşı herhangi bir şey söylemeden önce babasının saçlarına parmaklarını sararak kıvıran Minki'ye doğru dönerek "Dayın yine sana bir şeyler yedirdi değil mi?" dediğinde küçük çocuk annesini duymamış gibi yaparak parmaklarını sarmalayan saçları ile oynamaya devam ettiğinde babası gülerek eşine dönmüştü fakat bir şey söylememişti.
"Her neyse siz ikinizin zamanı olmadığını biliyorum bu yüzden gitmekte özgürsünüz ama burada bıraktım sanmayın sakın" diyerek işaret parmağını bize doğru sallayan kadının hareketi Yeji'nin sallanan parmağı görerek onu tuttuğu gibi ağzına götürmeye çalışması ile bölünmüştü. Jimin gülmeye başlarken ablası parmağını kurtarmış ve "Sonra tanışacağız işte tamam, konuşturmuyorsunuz insanı sinir oluyorum" diyerek arabanın açık olan kapısına adımlayarak içeriye geçtiğinde Minki de gülerek "Annem yine sinirlendi sana dayı" demişti.
"İşi düşünce yine aracağını bilmiyoruz sanki. Neyse şimdi boşverelim bunu biz sahiden geç kalıyoruz bu yüzden görüşürüz size" diyerek arabanın içerisine el sallayan Jimin'i ablası görünce Yeji'yi kaldırarak yüzünü kapatmıştı. "Görüşürüz o zaman Jimin" diyerek arabasının kapısını açarak Minki'yi arka tarafa oturtmaya çalışan adamın kucağındaki Minki koltuğuna yerleşmeden önce "Dayıcım ve hyung'umun evine tekrar gelebilirim öyle değil mi?" diye babasına sorular sormaya devam eden Minki'nin etrafından ayrıldığımızda Jimin'in arabasına ilerleyerek koltuklara yerleşmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEACHER | yoonmin
Fanfiction"Yürümeye devam etmelisin ama." O gülüyordu fakat ben sahiden donup kalmıştım. Her şey belli olsa dahi duymak çok daha farklı hissettirmişti. Öyle ki damarlarımdaki kanın sesini kulaklarımda bile duyuyordum. "Seni seviyorum. Seni seviyorum. Seni sev...