Sabah, kesinlikle uyuduğum için beni ürkütmemek adına mırıldanarak ismimi söyleyen ve gözlerime doğru dökülen saçlarımı iki yana doğru iten biri ile uyanmayı beklemiyordum. Daha çok sesini duymaktan nefret ettiğim alarmım ile uyanacağımı sanmıştım çünkü okul hayatım boyunca her sabaha gözlerimi bu şekilde açmıştım. Farklı bir odada uyanmanın verdiği etkiye birde yeni uyanmış olmanın verdiği sersemlik eklenince uzandığım yerden gözlerimi ovuşturarak bir süre boyunca çevremde olup biten şeylere bakmaya çalışmış ve en sonunda uykum biraz olsun açılınca nerede olduğumu ve şu anda yatağın bir ucunda oturan kişinin de kim olduğunu kavrayabilmiştim. Açıkçası dün gece birkaç kez uyanmış olmak uykumu tam anlamı ile almamı engellediği için şu anda uzandığım yatağa kendimi iyice gömmek ve okul saati gelene ve geç kalana kadar biraz daha uyumak istiyordum.
Vücudum enkaz gibiydi sahiden.
Üzerine yattığım için uyuşan kolumu tutarak uzandığım yerden doğrulduğumda çoktan üzerindeki rahat pijamalarını değiştirmiş ve işe gitmek için hazırlanmış olan bir Bay Park ile karşılaşmıştım. O öylece yatağın ucunda otururken ben hâlâ tam olarak ayılamamış olacağım ki öylece oturup yüzüne doğru bakmaya bir süre boyunca devam etmiştim. Sabahları bu kadar sersem olduğumu hiç hatırlamıyordum. "Seni daha önceden uyandırmayı planlamıştım ama gece de birkaç defa uyandığını bildiğim için uyandırmak içimden gelmedi. Aslında bugün bile okula gitmemen gerekiyor Yoongi ama sana laf söylenmiyor." Tüm o tuhaf bakışlarım üzerine gayet normal bir şekilde konuşması iyi olmuştu çünkü en azından yüzüne boş yere bakmaktan vazgeçerek söylediklerine yoğunlaşabilmiştim. "İyiyim ben iyiyim, gerçekten." Kelimeleri yanlış telafuz ettiğim için duraklayarak konuşmamın üzerine yüzümü buruşturarak gözlerimi Bay Park'ın üzerinden çektiğimde kısık bir sesle güldüğünü de duymuş olmuştum.
Her şeyi bir kenara itersek en sonunda ben kafamı toplayarak o tuhaf ruh halinden çıktığımda Bay Park "Üzerini değiştirerek mutfağa gel senin için bir şeyler hazırladım" diyerek odadan çıktığında her ne kadar sabahları pek bir şey yiyebilen biri olmasam dahi üzerimi değiştirerek mutfağa gitmiş ve önüme bıraktığı kahvaltılık birkaç şeyden az bir miktarda yerken Bay Park'a eşlik etmiştim. Hazırlamak için uğraştığı şeyleri bir anda elimin tersi ile köşeye itmek kabalıktan başka bir şey olmadığı için sabahları evden üzerini değiştirdiği gibi kaçan ben bu sefer biraz da olsa karnımı doyurmuştum. Yapım gereği sabahları bir şeyler yemek bana eziyet gibi geliyordu ve ne olursa olsun fazlasını midem almıyordu. Ama bu sefer yine de biraz atıştırmıştım.
***
"Bahse girerim ki dün derslerine girmediğim için sevinmişlerdir. Şimdi sınıfa girdiğimde yüzlerinde oluşacak o ifadeyi görmek için sabırsızlanıyorum." Bay Park'ın okula giren bedenini takip ederken beklemediğimden daha sesli bir şekilde gülmüş ve "Öğretmenlerin bundan zevk alıp almadıklarını hep merak ederdim ve sayenizde bugün öğrenmiş oldum" diyerek boynumdaki atkıyı çenemin altına doğru indirmiştim. Sadece bir adım önümden yürüyen Bay Park birden bire dururken kolunu önüme doğru uzatarak benimde durmamı sağlarken "İyi dersler" diyerek birkaç adım ileride olan sınıfıma doğru bakmıştı. "Size de iyi dersler" diyerek sınıfın kapısına adımlarken zilin çoktan çaldığını bildiğim için gerilmiştim bu yüzden tekrar Bay Park'a bakmak için başımı çevirdiğimde Bay Park'ın az önce yürüdüğümüz koridoru geri dönerek merdivenlere yöneldiğini gördüğümde dersinin bu katta olmadığını anlamış ve sınıfına gitmeyerek ilk önce beni bırakmasına gülümsemiştim.
Muhtemelen çoktan derse başlamış olan sınıfımın kapısına birkaç defa yumruk yaptığım elim ile yavaşça vururken kapıyı açmış ve içeriye geçerek tarih öğretmeninden özür dilediğim gibi sırama geçmemi istediğinde başımı sallayarak sırama adımlamış ve geçmem için bana sakince yer veren Jihoon'a kısaca bakarak yerime geçmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEACHER | yoonmin
Fanfiction"Yürümeye devam etmelisin ama." O gülüyordu fakat ben sahiden donup kalmıştım. Her şey belli olsa dahi duymak çok daha farklı hissettirmişti. Öyle ki damarlarımdaki kanın sesini kulaklarımda bile duyuyordum. "Seni seviyorum. Seni seviyorum. Seni sev...