Jimin
Ne zaman uyandığımı hatırlamıyordum fakat uzun bir süredir sabah güneşinin büyük pencerelerden içeriye girerek Yoongi'nin uyurken yüzünü buruşturmasana yetecek kadar onu rahatsız ettiğinin farkındaydım. Herhangi bir şey yapmıyor sadece güneşin ışığı ve sıcaklığı vurduğu için yüzünü buruşturarak uykusuna devam ediyordu. Birkaç defa onu kendime doğru çekerek yüzünü göğsüme doğru gömmesine yardımcı olmuştum fakat her seferinde bir süre sonra geriye çekilmiş ve tekrar güneşe maruz kalmış oluyordu.
Böyle yaptığı için biraz beklemeye karar vererek onun bana gelmesi için hiçbir şey yapmamıştım ama Yoongi sadece aynı şekilde yatmayı devam ettiği için dayanamayarak uzandığım yerden kalkarak odanın soğukluğuna karşı kaşlarımı çatarken perdeleri kapatmış ve başka herhangi bir şey yapmadan yüz ifadesi yavaşça yumuşayan sevgilimin yanına tekrar uzanmıştım.
Odanın soğukluğunu hissettiğim için çıplak omuzlarından kaymış olan battaniyeyi tekrar üzerine çektiğimde içeriden battaniyeye tutunuyor olacak ki benim bunu yapmam ile birlikte kolu da hareket etmişti.
Uyandığında sıcak bir duş alsak gerçekten güzel olurdu.
Yanına yakınlaşarak kolumu ince beline attığımda biraz da olsa üşümüş olduğunu fark ederek bedenini iyice kendime çektiğimde en sonunda istediğimi yaparak yüzünü bana dönmesini sağlayabilmiştim.
Pek fazla belirgin olmasa da orada soluk bir şekilde gözlerime takılan çillerini çok seviyordum, olabilirmiş gibi daha sevimli olmasını sağlıyordu. Küçük burnu ve yavru kedilerin gözlerini andıran gözleri de yüzüne o kadar çok yakışıyordu ki ona bakarken dalıp gitmeden edemiyordum. Herkesin görüp görebileceği en güzel erkekti ve bunu daha önce kimsenin fark etmemiş olması da tamamen saçmalıktı çünkü onu ilk kez o sınıfta gördüğümde ve başını kaldırmadığı için ona bakılmayacak kadar kötü bir yüzümün olmadığını söylediğimde gözlerini yüzümde dolaştırırken haklı olduğumu düşünerek istemsizce başını salladığında beni onaylayarak yanılmıştı çünkü Yoongi o zaman bile benden ve herkesten çok daha güzeldi.
O gün yüzünde olan yaralar veya gülümsemeyen dudakları bile güzelliğini örtebilecek kadar marifetli değildi.
O okula gittiğim ilk günden dört hafta kadar önce hayatımda yaşadığım en iğrenç ilişkiden çıkmıştım ve her şeyden o kadar vazgeçmiştim ki bir daha asla kimse ile duygusal bir ilişki içerisine girmeyeceğim konusunda kendime milyonlarca yalan bile söylemiştim. Eski sevgilim kontrol manyağının teki olduğu ve beni deli gibi yıprattığı için onun yüzünden ben bir daha asla kimseye ilgi duymayacağım diyerek kendime düzinelerce söz vermiştim. Fakat gelin görün ki sözlerini tutmayı mükemmel bir şekilde başaran ben karşımdaki kişi Yoongi olduğu için hayatımda kendime verdiğim önemli bir sözü çiğnememi sağlamıştı.
Tuhaf olan yanı ise onun söylediğim şeylere gülümsemekten başka hiçbir şey yapmadığı halde ona aşık olmamı sağlamasıydı. Bunu nasıl yaptığını gerçekten bilmiyordum ama iyi ki bana gülümsemişti de ona aşık olmuştum. Hayatımdan çıkardığım o insan yüzünden umudumu kaybetmişken Yoongi'yi tanımıştım ve o bana yeni bir sayfa açmak yerine önüme daha önce hiç el değmemiş bir kitabı çekmişti.
Ve o kitapta ilk tanışmamızdan bu yana yaşadığımız her şey vardı, gerideki sayfalara dönüp bakınca eski insanların anıları yerine bizim tanışma hikayemiz yer aldığı için eskiyi hatırlatmıyor ve sadece bizi görmemizi sağlıyordu bu sayfalar.
Yoongi, herkes hayatında en az bir şeyden bile vazgeçtiğinde önüne yeni bir kitap açabilecek kadar mükemmel biriydi.
Yüzünü izlemeye daldığım sırada kirpikleri hafifçe kıpırdanmaya başladığı için gözlerimi kapatmış ve bana baktığında gülümsememek için yüzümü biraz yastığa doğru gömmüştüm. Nedensiz bir şekilde sabahları beni uyandırmak istediğini fakat her zaman bir şekilde bunu yapamadığını bildiğim için bu sefer de uyumuyor olsam da onun için uyuyormuş gibi yapmaya çalışıyordum fakat muhtemelen yine bir şey olacak ve beni istediği gibi uyandıramayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEACHER | yoonmin
Fanfic"Yürümeye devam etmelisin ama." O gülüyordu fakat ben sahiden donup kalmıştım. Her şey belli olsa dahi duymak çok daha farklı hissettirmişti. Öyle ki damarlarımdaki kanın sesini kulaklarımda bile duyuyordum. "Seni seviyorum. Seni seviyorum. Seni sev...