1 HAFTA SONRA
Bugün Narine gidecektim. Onu gerçekten de çok özlemiştim 1 haftada. Sabah biraz daha erken gidip vakit geçirmeye karar verdim. Giderken Narin için de çok sevdiği poğaçalardan aldım.
Kapıyı bana açan Narin olmuştu. Sevinçle kucağıma atladı.
"Kuzum benim."
Sıkıca sarılarak öptüm.
"Hoş geldin prenses. Çok özledim ben seni ya."
Gülerek sıkıca sarıldı. Oda beni çok özlemişti anladığım kadarıyla. Buket abla ve Asaf Mirza da geldiler peşinden.
Beraber bahçeye geçtik.
"Gene seni bekledi yemek yemek için."
"Bende kuzuma sevdiği poğaçalardan aldım."
Gülerek öpüp poşeti aldı elimden.
"Her sabah seni bekliyor yemek yemek için. Akşam da sen yedirip gidiyorsun yoksa yediremiyoruz hanımefendiye."
Gülerek öptüm.
"Ben olmasam da yemek yenicek tamam mı?"
Hayır anlamında başını salladı.
Bu yaptığını es geçerek yemeği yemesine yardım ettim. Bana çizdiği resimleri gösterdi.
"Kim bunlar canım."
Çizdiği bebeği kendisi, el ele tutmuş olan kız ev erkeği de babası ile beni gösterdi. İkimizde ister istemez bir birimize baktık. Zorla gülümsedim.
"Çok güzel olmuş bir tanem. Biraz daha yemek ister misin?"
Konu değişerek ortada oluşan kısa süreli gerginliğini yok etmeye çalıştım. Narin yemek yedikten sonra beraber saklambaç oynamaya başladık. Babasını kaldırarak onuda oyuna dahil etti. Asaf Mirza sayıyordu bizde saklanıyordık.
"Gel buraya gidelim."
"Geliyorum bakkk"
Narin gülmemek için elini ağzına kapattı. Asaf Mirza bizi arıyordu.
"Koş şimdi."
Narin koşarak saklandığı yerden çıktı. Asaf Mirza da kucağına alarak öptü. Sadece kızı söz konusu olduğu zaman gülüyor, sadece ona bakarken masum gözüküyordu. Narin ise babası ile bir birini tamamlayan yapboz un ayrı bir parçasıydı. Gülerek sırtına aldı Narini.
"Uçuşa hazır mıyız Narin Karabulut."
Evet anlamında kafasını salladı gülerek.
Onlar uçakcılık oynarken bende Buket abla ile onları seyrediyordum gülerek. O sırada Buket ablanın eşi Hakan bey ile de tanışmıştım.
"Amcası ben bu kızı atayım ya sende tut."
Narini mutlu etmek için dört bir yandan seferber oluyorlardı.
"Ne kadar sert olursan ol evlat demek ki bu kadar önemli"
"Çok haklısın abla baksana ikiside Narinden çok eğleniyorlar."
Gülerek onlara baktı. Narin yorgunca kucağıma çıkıp sarıldı.
"Birazcık terlemişsin sanırım dinlenelim sonra oynayalım olur mu?"
Tamam anlamında kafasını salladı kucağıma yerleşirken.
Hakan bey gülerek bize baktı.
"Valla sihir falan yaptın sanırım Narin ilk kez birini sevdi."
Asaf Mirza da onu onayladı."Ne kadar teşekkür etsem az sana. Sayende kızımın yüzü gülüyor."
Gülümseyerek öptüm Narini. Günümüz Narin ile oynayarak geçtikten sonra akşam yemeği ile ısrar edilince kırmamak için kabul ettim. Haşmet bey yemekte Narinde ki değişmi görünce mutlu olduğunu söyleyerek teşekkür etti.
"Burada artık senin evin sayılır. Torunumu gülerken gördüm sayende teşekkür ederiz kızım."
"Rica ederim ben bir şey yapmadım. Sadece bir birimizi çok sevdik o kadar."
Narin yemekte kucağıma geldi yine. Bir yandan yanağım oynuyor bir yandan da yemek yiyordu. Yemekten sonra çay için bahçeye geçtik hep beraber.
"İzninizle ben bir lavaboya kadar gidip geleyim."
Evdeki çalışan bana yolu gösterdi. Çıkarken bilekliğim kapını köşesine takılınca bir geç indim aşağı.
"Kusura bakmayın kapıya takıldım çıkarken de."
Bilekliğim ufak bileğimi kesmişti. Çantama koyarak çayı içtim. Hep beraber sohbet ederken beş dakika sonra yukarıdan bir çığlık gelince herkes içeri girdi. Safiye hanım sinirle yanıma gelip kolumu tuttu.
"Çabuk çıkar!"
Kaşlarımı çatarak gözlerine baktım.
"Ne saçmalıyorsunuz Safiye hanım neyi çıkaracağım!"
"Çaldığın kolyemi çıkar hemen."
"Pardon! Ne yaptığım.!"
Asaf Mirza araya girerek kolumu çekti annesinden.
"Anne ne yaptığını zannediyorsun sen gene!"
"Bu kız benim kolyemi çaldı! Nerde hani yok."
"Ne dediğinizin farkında mısınız siz. Bu 2 oldu lâkin beni böyle ağır bir şey ile itham edemezsiniz"
"Sen aldın belli işte. Gerçi suç sende değil seni evimize sokan akılsız oğlumda."
"Annee!"
"Ne anne ne! Yalan mı? Açlıktan ve fakirlikten perişan olmuş ne olduğu belirsiz bir kadının evimizde işi ne! İlk fırsatta tabikide hırsızlık yapacaktı."
Gözlerim dolunca sinirle çantamı aldım.
"Daha fazla bu saçmalığı dinleyemeyeceğim."
Yanından geçerken kolumu tutup durdurdu.
"Çıkar dedim sana!"
Gözlerimden yaş akmamaması için âdeta savaşıyordum.
"Sizin gibi varlıklı olmayabilirim Safiye hanım lâkin karakterimi para uğruna satmadım.!" Sinirle kolumu çekip çıktım evden.
Asaf Mirza da peşimden geliyordu. Dışarı çıkıp caddeye doğru yürüdüm ağlayarak. Hayatımda ilk kez böyle bir şey ile suçlanıyordum. Kolumu tutarak durdurdu beni.
"Beni dinler misin lütfen."
"Çekilir misin." Diye bildim sadece ağlarken.
"Anneme bakma sen. Gerçekten bu sefer hangi özür affettirecek hiç bilmiyorum ama özür dilerim çok özür dilerim."
"Özür dilersin öyle mi? Geçen sefer onca hakarete rağmen sadece teşekkür etmek için kabul ettim. Ama bu sefer duyduklarım affedilecek türden değil anlıyor musun?!"
"Bak biliyorum ama."
"Ne ama ne! Fakir olabilirim senin gibi böyle saray gibi evlerde büyümemişte olabilirim ama ben kimsenin 5 kuruşuna bakmadım." Zorla nefes alarak hıçkırdım.
"O trende ayaklarımdan kanlar akarken bile!"
Sinirle omzuna çarparak geçtim yanından. Taksiye binip eve geldim. Yatağa oturup ağlamaya devam ettim. Duyduğum şeyleri sineye çekmiştim ama beni itham ettiği şey affedilecek türden değildi. Buket abla ve Asaf Mirza bir kaç defa aramışlardı telefonumu kapatarak yatağa uzandım. Ayaklarımı kendime çekerek ağladım. Ben ömrümde bu kadar yıkılmamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7.VAGON | Tamamlandı,Düzenleniyor |
Genç Kız EdebiyatıŞanlıurfa'nın soylu ailelerinden olan Karabulut'ların varlık içinde yüzmesine rağmen kızını iyileştirmek için hiçbir çare bulamayan oğulları Asaf Mirza'nın tesadüfen karşılaştığı bir kadın ile yaşadığı soluksuz aşk ve hayat hikayesi. "Bazı insanlar...