2 gün boyunca sadece otelde oturdum. Dışarı bile çıkmamıştım. Ayağıma da otelde ki bir doktor pansuman yapmış ilaç vermişti. Daha iyi hissediyordum kendimi. Yataktan kalkıp aynanın karşısına geçtim. Perişan bir haldeydim. İlk iş olarak bir mağazaya gidip kendime kıyafet alıp daha sonra duşa girmek olmalıydı. Aşağı inip kahvaltı yaptıktan sonra yakınlarda ki bir mağazaya girdim. Çok fazla uzaklaşmak istemiyordum otelden.
Hiçbir eşyam olmadığı için adeta yep yeni bir gardırop yenilemem gerekiyordu. Uzun süre alış veriş yapıp parayı ödedikten sonra çıktım mağazadan. Şimdi sıra otele gidip güzel bir duş alıp kendime gelmekteydi. Otele gelince önce eşyaları dolaba yerleştirip sonra duşa girdim. 4 gündür hasret kalmıştım duş almaya.
Duştan sonra balkona çıkıp kahve istedim aşağıdan. Gelirken aldığım gazetenin iş ilanları bölümünü açıp kendime iş bakmaya başladım. Beni idare edecek bir telefona ihtiyacım vardı. Telefonumu açamazdım çünkü beni bulurlardı. Bu yüzden mağazadan çıktıktan sonra telefoncu da telefonumu satmış içinde ki kartı da kırmıştım. Çıkan para ile beni idare edecek bir tuşlu telefon ve hat aldım. Dayım yüzünden üniversiteyi yarım bırakmıştım.Gidememiştim. Normalde Pedagog'dum. Ama 3. Sınıfta beni alınca yarım kalmıştı. Çeşitli bir kaç işte çalışmıştım ama bu iş bulmam da bana zorluk çıkaracak gibiydi. Genede umudumu kaybetmeyerek bir kaç iş yeri ile görüştüm. 2 tanesi yarın yüz yüze görüşmek istiyordu.
___________________________________________________
Ertesi sabah erkenden duş alıp hazırlandım.
Gideceğim iş yerlerinden bir tanesi bile kabul etse benim için çok iyi olurdu. Taksi ile konuştuğum lokantaya gittim. Görüşme boyunca olumlu ilerlese de istediğim gibi geçmemişti. Oradan ayrılıp bir başka iş yerine geçtim. Burada ki görüşmede sunulan imkanlar bir insanın kabul edeceği türden değildi. Üzgünce oradan da çıkıp yürümeye başladım.
"Ne yapacağım ben şimdi."
Kimsesiz kaldığım yetmiyor gibi birde iş bulamamıştım. Elimde ki para da elbet bitecekti. O zaman ne yapacaktım. Köşede ki kaldırıma oturup şehri seyretmeye başladım gene. Karşıda ki direkte asılı olan ilan dikkatimi çekmişti.
"Bir gecede 300 ₺ mi?" İlanda sadece telefon numarası ve adres vardı. İlanda ki adresi ve numarayı yazıp yola çıktım. Bir gecede nasıl 300 ₺ kazanılabilirdi? Bugün çok yorulduğum için tekrardan otele dönmeliydim. Otele geldiğim de kıyafetlerim bir bavulda beni bekliyordu.
"Ne oluyor?"
"Ücreti ödemediğiniz için artık burada kalamazsınız."
"En kısa zamanda toplu olarak ödeyeceğim demiştim. Neden laf anlamıyorsunuz?"
"Burası yetimhaneye benziyor mu küçük hanım. Al eşyalarını defol git buradan."
Sinirle bavulu alıp çıktım otelden. Başıma gelenler yetmezmiş gibi birde şimdi sokakta kalmıştım. Şimdi gerçekten saatlerce ağlamak istiyordum. Banklardan birine oturup ne yapacağım diye düşünmeye başladım. Nereye , kime gidebilirdim ki şimdi? Hava da kararmaya başlıyordu. Karnım da açıkmıştı. Sokak satıcısından bir kaç simit ve meyve suyu alıp yürümeye devam ettim. Sokakta kalan birisi için en güvenli yer tabikide Caamiydi. İnsanlardan ve kendimizden kaçıp sığına bileceğimiz tek yer Allah'ın eviydi. Yatsı namazı vakti olana kadar bekledim. Cemaat dağılınca arka kapıdan içeri girip yukarıda kadınlara ayrılan yere çıktım. Yorgunca oturup köşede ki ceketlerden birini alıp üzerime örttüm.
"Allahım ne yapacağım ben şimdi. Yağmurdan kaçarken adeta doluya tutundum. Lütfen bana yardım et Allahım."
Aldığım simitlerden yiyip karnımı doyurdum. Bu gece burada kalabilirdim fakat bu her zaman böyle olacak anlamına gelmiyordu. Allah büyüktür elbet bir kapı açar diyerek arkama yaslanıp gözlerimi uykuya bıraktım.
"Güzel kızım uyan."
Koluma değen el ile korkarak ayağa kalktım.
"Amacım seni korkutmak değildi."
"Si-siz kimsiniz?"
"Ben bu caaminin imamıyım. Seni burada böyle görünce merak ettim iyi misin diye."
Hızla eşyalarımı alıp tekrar ayağa kalktım.
"İyiyim , teşekkür ederim." Diyerek hızla çıktım caamiden. Öğle namazı vaktiydi. Neden bu kadar çok uyumuştum ki? Bir parkta banka oturup dünden kalan son simiti yedim. Otururken aklıma dün aldığım adres ve telefon numarası geldi. Bir taksi ile aldığım adrese gittim.
Geldiğim yer terk edilmiş bir mahalleye benziyordu. Parayı ödeyip indim arabadan. Nereye geldiğime dair hiç bir fikrim yoktu. Geldiğim mahalle oldukça sessiz ve ürkütücüydü. Sokakta çocuk bile yoktu. Mahallede ki erkekler de insana sapık gibi bakıyor ve sözlü olarak taciz etmekten geri durmuyorlardı. Adreste yazan eve geldiğim de daha kapıyı çalmadan kapı açıldı. İçerden çıkan bir erkek ve kadın uygunsuz bir şekilde evden çıktılar. Nereye düştüğümü anlamam uzun sürmedi. Tekradan geldiğim yolu dönüp hızla buradan uzaklaşmam gerekiyordu. Hızlı hızlı adımlar atarken 2 kişi önümü kesti.
"Ne bu acelen güzelim yolunu mu kaybettin yoksa?"
"Çekilin önümden."
"Buraya geldiğine göre ne amaçla geldiğin belli uzatma istersen."
"Size çekilin dedim."
Onlarda haklıydı burada bulunan herkesin tek bir amacı olabilirdi zaten. Buradaki evlerin yaklaşık hepsi de genel evdi. Ben kaçmak için dirensem de önümü kesip beni rahatsız etmekten geri durmadılar. Neyse ki fazla direnmeyip bıraktıkları zaman arkama dahi bakmadan kaçtım. Tekrardan bir taksi bulup beni dün kaldığım caminin adını verip oraya götürmesini istedim. 2 gündür başıma gelmeyen kalmamıştı. Eğer oradan çıkamasaydım çok kötü şeyler gelebilirdi başıma. Camiye geldiğim sıra sabah beni uyandıran imam ilr kapıda karşılaştık. Korkudan rengim solmuştu.
"Kızım sen gene mi camide kalacaksın.?"
Sorduğu soru ile tuttuğum göz yaşlarımı serbest bıraktım. Nereye gidebilirdim ki başka Allah'tan başka sığınacak birimi vardı.? Ağlayarak merdivenelere oturdum. Ne yapacağımı bilmiyordum. Korkuyordum sadece. Yanlış şeyler yapmaktan, hataya düşmekten, kötü yollara girmekten. Çok korkuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7.VAGON | Tamamlandı,Düzenleniyor |
Chick-LitŞanlıurfa'nın soylu ailelerinden olan Karabulut'ların varlık içinde yüzmesine rağmen kızını iyileştirmek için hiçbir çare bulamayan oğulları Asaf Mirza'nın tesadüfen karşılaştığı bir kadın ile yaşadığı soluksuz aşk ve hayat hikayesi. "Bazı insanlar...