Eve geldiğim de duyduklarımı unutmak için âdeta kendimle savaş verdim. Asaf Mirza'nın bunları neden bilmediği, Safiye hanımın ne yapmak istediğini bir türlü kestiremiyordum. Beni mutlu eden tek şey babasının öz olmasıydı. Asaf Mirza hakkında öğrenmem gereken çok şey vardı buna emindim artık.
Ertesi sabah Cumartesi olduğu için izinliydim her iki işimden de. Fahriye ile buluşacaktık. Sabah kahvaltıdan sonra hazırlanıp çıktım evden.
Buluşacağımız lokantaya geldiğim de o çoktan gelmişti. Selam verip karşısına oturdum.
"Kusura bakma kuzu geç kaldım."
"Önemli değil canım bende yeni geldim zaten."
"Birer kahve söyleyelim o zaman."
Fahriye kahveleri söylerken ben belli etmesem de aklım hâlâ dün akşam duyuklarımdaydı. Fahriye benim tek dostumdu ve artık aile gibiydik. Onu söylemem de bir mahsur yorktu lâkin onuda sıkmak istemiyordum. Ama o verdiğim kısa cevaplardan ve tavrımdan anlamış olacak ki dayanamayarak sordu.
"Güzelim senin neyin var? Geldiğinden beri ağzından cımbızla laf alıyorum. Keyifsiz ve düşüncelisin. Canını sıkacak bir şey mi oldu?"
"Ya Fahriye bilmiyorum ki nasıl anlatsam. "
"Korkutma beni kötü bir şey mi oldu?"
"Bak sana anlatacaklarım sadece ben biliyorum lütfen sende kimeyse söyleme."
"Çok merak ettim şimdi."
Onu heyecanlandırmadan olayı anlattım. Annesinin Asaf Mirzaya olan tavrını ve tutumunu da anlatınca taşlar birer birer yerine oturuyordu.
"Ay yok artık. Safiye cadısına bak sen."
İstemsiz güldüm ben gülünce o da güldü.
"Fahriye bu adamda cevaplanması gereken sorular var ve ben o soruların cevaplarını istiyorum."
Gülerek arkasına yaslandı.
"Vallahi soruları bilmem de sen niye bu kadar taktın Asaf Mirzayı."
"Ne takıcam ben o kalası ya."
Güldü."Hıhı tabi tabi sanane yani."
"Fahriye alttan alttan gülüyorsun görüyorum."
"Ne var kızım ya bu adam sana bence aşık olacak bak görürsün. "
"Allah'ını seversen nerden çıktı bu."
"Bak görürsün ben demiştim diyeceğim."
"Deme Fahriye deme lütfen deme."
Gülerek kahvesini içti.
Fahriyenin yanından ayrılınca mesaj geldi. Asaf Mirzadan gelince açtım hemen. Ses kaydı atmıştı. Ses kaydı Narine aitti. Beni çok özlediğini 10 dakika görmek istediğini söylüyordu. Hazır dışarıdayken eve uğramadan Karabulutların malikanesine uğradım.
Kapıyı hizmetçi açıp içeri aldı. Buket abla ve Hakan abi o sırada merdivenden iniyorlardı.
"Aaa hoş geldin Ahlemcim."
"Hoş buldum ablacım."
"Gel hadi Narin de seni bekliyordu."
Içeri geçtiğim de Asaf Mirza ve Narin oyun oynuyordu. Beni görünce koşarak kucağıma çıktı.
"Annecim hoş geldin."
"Hoş buldum aşkım benim."
Gülerek sarıldı.
Buket abla söze girdi.
"Ahlemcim sana ayıp olmazsa biz çıkabilir miyiz? Safiye annemler önden gitti bizde geç kalmayalım. Bir yakınımızın Bursa da düğünü var 2 gün olmayacağız."
"Öyle mi tabi çıkabilirsiniz iyi eğlenceler."
Son kez Narin'i öpüp çıktılar.
"Baba kız 2 gün baş başayız."
"Annecim biliyor musun babam bana çok güzel bir bebek almış."
"Öyle mi bende bakabilir miyim peki."
O bebeği bana gösterirken bende gözümü dahi kirpmadan seyrettim. Biraz sonra sıkılınca oyun oynamak istedi. Akşam saat 20.30 civarıydı.
"Saklanbaç oynayalım mı?"
"Ama baba annem de oynasın."
Onu kırmak istemediğim için kabul ettim. Sırayla saklanıp oynadıktan sonra Narin ebe olmak istedi. Bizde Asaf Mirza ile aynı yere saklanırsak kolay bulur diye kapısı cam olan küçük odaya saklandık. Kiler tarzı bir yerdi.
"Hemen bulur sanırım camlar sayesinde."
"Ne hınzırdır o bulur tabi."
Narin bizi camın arkasından görünce gülerek cama elini koydu.
"Oyun bitince gidecektin şimdi gidemezsin." Diyerek kapıyı üstümüze kitledi. Asaf Mirza ve ben şok olmuş bir şekilde Narine baktık. O ise halinden çok memnundu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7.VAGON | Tamamlandı,Düzenleniyor |
ChickLitŞanlıurfa'nın soylu ailelerinden olan Karabulut'ların varlık içinde yüzmesine rağmen kızını iyileştirmek için hiçbir çare bulamayan oğulları Asaf Mirza'nın tesadüfen karşılaştığı bir kadın ile yaşadığı soluksuz aşk ve hayat hikayesi. "Bazı insanlar...