Yaklaşık 3 saattir sokaktaydık. Tamamen umudumu kaybedecektim ki İlker aradı.
"Kardeşim sanırım buldum. Bir kaç gün önce yengenle kafede buluşmuşlar. Bu yakınlarda oturuyorum demiş burada 1+1 evler var grl istersen bakalım."
Attığı adrese gidip söylediği evlere baktım.
"28 ev var burda."
"Dağılıp arayacağız yapacak bir şey yok."
En azından buda bir gelişme diye düşünerek aramaya başladık. Aksi gibi başlayan yağmur da işimi zorlaştırıyordu. Sapık gibi insanların kapısını çalıp pardon yanlış geldim diyerek geri çıkıyordum. Sırılsıklam olmuştum gezmekten. En son bu kapıya da bakar giderim diye düşünerek kapıyı çaldım. Biraz bekledikten sonra kapı açılmadı.
"Yok burdada."
O sırada kapıcı bize doğru geldi.
"Buyrun kime baktınız beyim."
"Ben Ahlem Aktaş'a bakmıştım burada böyle biri oturuyor mu?"
"He ya yeni taşındı oturuyor tabi. Ama 2 gündür evde değil arkadaşına gideceğini bir süre gelmeyeceğini söyledi."
"Nerede bu arkadaşı biliyor musun?"
"Ben sanırım tanıdım kızı bu iş görüşmesine beraber geldiği kız olsa gerek."
"Nerde ki evi. Of of."
İlker ile aramalarımıza devam ettik. Akşam olmuştu. En son polis arkadaşlarımızdan rica ederek yerini tespit ettirmek zorunda kaldık. Bu sefer ben tek gelmiştim. Hala yağmur yağıyordu sırılsıklam olmuştum. Adreste ki eve gelerek kapıyı çaldım.
"Ben baktımmmmm."
Kapıyı Ahlem açmıştı. Göz göze gelince şaşkınca bana baktı.
Senin ne işin var burda der gibi bakıyordu.
"Kim gelmiş."
"Asaf Mirza Karabulut?"
"Ahlem biraz konuşalım mı? Lütfen."
"Benim seninle konuşacak bir şeyim yok. Lütfen gider misin burdan."
"Ahlem lütfen."
Biz konuşurken bir adam geldi kapıya.
"Delikanlı hayırdır."
"İyi akşamlar efendim. Ben Asaf Mirza Karabulut. Ahlem ile acilen konuşmam gerekiyor."
Uzattığım eli tutarak içeri davet etti beni.
"Bende Ali Coşar. Bu mahallede ki caminin imamıyım. Ahlem de benim misafirim, manevi kızım."
"Çok memnun oldum efendim."
"Hele gel bi içeri bi dinlen, soluklan, kurulan."
İçeri geçip gösterdikleri yere oturdum. Battaniye getirerek kurukanmam içim yardım ettiler.
"Bu şekilde kapınıza gelmek istemezdim özür dilerim ama acilen Ahlem ile konuşmam gerekiyor."
"Benim seninle konuşacak bir şeyim yok."
"Anlamıyor musun Ahlem acil diyorum."
"Annen bitti sıra sende mi?"
Sinirle gözlerimi kapattım.
"Narin ölüyor ölüyor." Sesim biraz sert çıkmıştı. Söylediğim şeyle yüzü değişti.
"Ne demek ölüyor noldu Narine.?"
"Sen gittikten sonra ne uyuyor, ne yiyor, ne gülüyor, ağlayıp duruyor sadece. Hastanelik oldu ve doktor kalbinin bu kadar üzüntüyü kaldıramayacağını söyledi. Sen gelmezsen yemeyecek, ağlayıp duruyor."
"Narin için çok üzgünüm ama-"
"Senden bunu kızı hasta aciz bir baba olarak istiyorum. Nolur gel yardım et bize. Narin sen gelmezsen yemeyecekte , uyumayacakta. Lütfen Ahlem."
"Peki ama senin evine gelmem. Bana getir Narini."
Sevinçle ayağa kalktım. Sen evinin adresini ver bende hemen alıp geleyim o zaman.
Sevinçle eve gidip Narin'i aldım. Nereye gideceğimizi bilemediği için üzgündü bir o kadar da meraklı. Attığı adrese gelip kapıyı çaldık. Narin karşısında Ahlem'i görünce sevinçle kucağına atladı. Ahlem'e sarılır sarılmaz ağlamaya başladı. Ahlem ise onu öperek sakinleştirmeye çalışıyordu. Narin'in öyle bir sarılması vardı ki sanki bir daha göremeyecek gibi. Bir süre öyle kaldılar daha sonra Ahlem Narini öpüp beraber yemek yapma teklifi sundu. Gülerek başını evet anlamında salladı. Kızım, canımın neşesi kızım gene onun sayesinde yemek yiyecekti. Nasıl teşekkür etsem, ne kadar teşekkür etsem az kalırdı. Bende mutfakta kapıya yaslanıp onları seyrettim. Narin tezgahta oturup yardım ediyordu ona. İkiside çok mutluydu. Kısa sürede kimse ile konuşmayan kızımın Ahlem'i bu kadar sevip, benimsemesi çok güzeldi. Onun sayesinde belkide kızım iyileşecekti.
"Narincim sen bu maydanozları tut ben isteyince ver olur mu?" Kaç gündür yüzü gülmeyen kız ne dese itiraz etmeden yapıyor ve yüzünde çiçekler açıyordu. Âdeta anne kız gibi görünüyorlardı dışarıdan. Beraber Narinin sevdiği yemekden yapıp içeri geçtiler.
"Gel bakalım kucağıma."
3 gündür ağzına tek lokma koymayan kız itirazsız ne verirse yemeye başladı. Bir yandan da Ahleme sarılıyor bırakmıyordu. Ben ise sesimi çıkarmadan onları izliyordum. Ahlem'i ilk gördüğüm de ben ona yardım etmiştim şimdi ise o bana. Hayat insanlara hiç beklemediği yerden güzel şeyler yaşatıyordu. Ahlem ve Narin de bu güzelliği bir arada yaşıyorlardı. Annem ne yaparsa yapsın bir daha Ahlem ve Narin'in ayrılmasına asla izin vermeyecektim. Ne olursa olsun. Gerekirse hergün buraya getirirdim ama kızım mutlu olmalıydı. O benim bu hayatta ki tek sahip olduğum şeydi.
Yemekten sonra Narin kısa sürede kucağında uyudu Ahlem'in. Kendi yatağına yatırıp içeri yanıma geldi.
"Bir kahve içer miyiz?"
"İçeriz zahmet olmazsa."
Ahlem kahve yaparken bende günün yorgunluğunu atmak için koltuğa oturup arkama yaslandım. Ahlem kahveleri getirene kadar koltukta uyuyakalmışım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7.VAGON | Tamamlandı,Düzenleniyor |
Genç Kız EdebiyatıŞanlıurfa'nın soylu ailelerinden olan Karabulut'ların varlık içinde yüzmesine rağmen kızını iyileştirmek için hiçbir çare bulamayan oğulları Asaf Mirza'nın tesadüfen karşılaştığı bir kadın ile yaşadığı soluksuz aşk ve hayat hikayesi. "Bazı insanlar...