32.Bölüm

1.4K 93 222
                                    

Nisa'nın ateşine bakınca gülümsedim. "Ateşin tamamen düştü sonunda." Saate bakınca derin bir nefes aldım. "Neredeyse sabah oldu benim yüzümden antrenmana uykusuz gideceksin." "Senin için değer Nisa." "Hmm değer mi?" "Kesinlikle." Nisa'nın dudağına uzun bir öpücük kondurdum. "Hani maçların vardı?" "Bir şey olmaz." "Emin misin? Sonra senin yüzünden hasta oldum Nisa deme bak. Ben ilk defa uslu uslu oturuyor..." Nisa'nın dudaklarını dudaklarım arasına hapsedersen cümlesini tamamlayamamıştı bile...

(*atlamak isteyenler üç noktaya gidebilir.)

"Çok konuşuyorsun." "Öyle mi?" Dudaklarım boynuna doğru ilerlerken durup gözlerine baktım. "Öyle..." Bir anda üstüme çıktığında yutkundum. Dudaklarıma uzanıp uzun uzun öpmüştü beni. Üzerindeki tişörtü çıkarıp atarken yutkundum. "Hasta halimle bile bana neler yaptırıyorsun manyak." "Senin de hoşuma gidiyor ama kabul et." Ben yavaşça oturur pozisyona geçerken üzerimdeki tişörtü çıkarıp yere bırakmıştı. "Çok hoşuma gidiyor, gidiyorsun sen..." Dudaklarını boynumda hissedince başımı geriye itip ona yer açtım. Ellerim sırtını okşarken gülümsedim.

"Bana sen mi bakarsın hasta olduğumda başkasını mı ayarlayayım?" Boynumda dişini hissettiğimde güldüm. "Kızma." Benden uzaklaşırken gözlerime baktı. "Çok konuşma..." Dudakları tenimde ilerlerken derin bir nefes aldım. Acelemiz yoktu sonuçta. İstediği kadar oyalanabilirdi değil mi? Sırtındaki ellerimden birini oradan çekerken ona baktım. "Rahatsız oldum bakma öyle." "Allah Allah? Sen eğlenirken ben robot gibi oturacak mıyım?" Ellerini tutup ani bir hareketle onun üzerine çıktım. "Kabul edilemez." Ellerini başının biraz üzerinde sabitlemiştim. Derin bir nefes aldı. Dudaklarım boynunda oyalanırken bir elim de bacaklarından yukarı doğru kayıp südyenini çıkarmıştı.

"Barış ellerimi bırak." Başımı iki yana sallarken boynunu emmeye başladım. Nisa'nın ağzından bir kaç minik inleme dökülünce memnun bir şekilde gülümsedim. Başını geriye atmıştı. Bu da bana daha çok alan tanıyordu. Boynunda epey bir süre oyalandığımda altımdaki pantolonu çıkarmaya çalışıyordum. "Bırak elimi ben halledeyim." Nisa'nın dudağına uzun bir öpücük kondurduktan sonra ellerini bırakmıştım. Onun hızlı hareketleriyle ikimiz de tamamen soyunmuştuk. Dudaklarıma göğsüne ilerlerken gülümsedim.

"Seni seviyorum Nis." Dudaklarım bir süre iki göğsü arasında gidip gelmişti. Nisa'nın parmakları saçlarıma dolanırken yutkundum. "Ben de seni seviyorum." Dilim göğsü üzerinde gezinirken Nisa'nın çıkardığı mırıltılar hoşuma gidiyordu. Uzun bir süre teninde oyalandığımda Nisa'ya baktım. Dudaklarına hızlıca bir öpücük bırakırken kendini yavaşça bana sürtmüştü. Ağzımdan minik bir inleme kaçtığında güldü. "Tek bir hareketimle kendinden geçiyorsun resmen." "Nisa..." Dudaklarına uzun bir öpücük bıraktım. "Sen başıma gelebilecek en yaramaz ve en güzel şeysin..." Kolunu boynuma dolarken beni kendine çekti iyice.

"Sen de benim tanıdığım en mükemmel insansın." "Hmm..." Göğüslerinden başlayıp dudaklarına kadar öpücükler kondurup gözlerine baktım. "Öyle miyim?" "Öylesin... Tabii kendimi liste dışı bırakırsam..." Dudaklarımızı buluştururken içine girmemle beraber tırnakları ile derimi yırtmıştı. Dudaklarımız ayrılırken ikimiz de acıyla inledik. Nisa derin nefesler alırken onun yüzüne bakıyordum. Yüzündeki ifade yavaş yavaş acı çekmekten uzaklaşırken tırnakları da bedenimi terk etmişti.

•••

"Kesin hasta olacaksın aptal." Nisa'ya bakıp gülümsedim. "Islak saçlarla daha bir hoşsunuz Nisa hanım." Dudaklarımız birbirlerine dokunduğunda küçük birer öpücük hediye etmiştik birbirimize. "Barış harbi hasta olacaksın. Saçların ıslakken kesin hasta oluyorsun sen." "Olmam canımın içi." "Hadi bakalım inşallah." "Göğsümde uzanmak ister misin Nis?" "Üzerimi giymeme izin verirsen hani bornozla kalmasam mı ben?""Bence güzeldi böyle." Nisa beni ittikten sonra üzerini değiştirmişti hızlıca. Tabii her saniyesini izleyip röntgencilik yapmayı asla ihmal etmemiştim.

Sil Gözünün Yalnızlıklarını Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin