60.Bölüm

963 79 314
                                    

"Nisa sakin ol Barış iyi. Barış'ın seni bırakmaz... Barış'ım beni bırakmaz. Annesi de onu bırakmazdı ama konumuz bu değil. Barış beni bırakmaz. O güçlü... Annesi de güçlüydü ama konu bu değil. Barış ölmeyecek. Yıllardır benimle olmanın hayalini kuruyor. Ama ben onu terk ettim, evren beni cezalandırabilir." Hastane kolidorunda dolaşırken Cemal'ler de sessizce oturuyorlardı. "Senin hatanı kimse çekmeyecek Nisa!" İkisi de bana bakarken derin bir nefes aldım. "Özür dilerim sinirlerim bozuldu." "Senin suçun yok Nisa." "Evet Nisa... O yüzden sakince otur lütfen."

Berkan'ın yanına oturduğumda derin nefesler alıyordum. "Ne olmuş ona Beko? Kaza mı?" "Vurulmuş..." "Ne? Kim niye zarar versin ki ona? Barış'ım..." "Ben çok iyi biliyorum da... Ah! O Burak iti bunun altından çıkarsa..." "Ya Barış'a bir şey olursa... Siz arkadaşlarısınız onun, o atlatır mı? Ben onu hiç o kadar tanımadım ki? Ben hep kendimi düşündüm hep hep hep!" "Nisa... Böyle yapma bak biz iyiyiz sen de iyi ol. Çünkü Barış öyle pes etmez." "Ya ederse?" "Etmez... Seni almadan bir yere gitmez keçi." "Ben onun yerine ölürüm. O yaşasın..." "Şşş, gel bakayım."

Berkan beni sıkıca sardığında ona sımsıkı sarıldım ben de... "Ne sen ne de Barış... Bu hikaye böyle yarım kalmayacak söz veriyorum." Gözyaşlarımı silip onayladım onu. "Sen inanmıyorsun ama ben onu seviyorum. Kimse böylesine sevemezdi onu." "O inansın yeter." "Yeter... İyi olsun sadece o da yeter." "Olacak söz veriyorum." "Söz verdin bak... Beko... Onun kan grubu ne? Ben bilmiyorum ki... O mesela benim kanımdaki vitaminlerin oranını bile bilir. Ben kan gerekse verebilir miyim bilmiyorum ki... Bencilim ben çok bencilim..."

...

Cemal yanımıza gelip bize su uzattığında başımı iki yana salladım. "Önce o iyi olsun." "Hadi seni eve götüreyim ben dinlen. Barış'a bir şey olmayacak yıpranma burada..." "Olmaz... Önce o iyi olsun." "Ni..." Cemal'in elindeki suya vurup döktüğümde ağlamaya başladım. "O iyi olmadan gitmiyorum! GİTMİYORUM!" Nefes alamadığımı hissedince Berkan telaşla bana bakmıştı. "Sakin ol..." Oturduğu yerden kalkıp beni yatırırken ayağımı havaya kaldırmıştı. Derin nefesler aldım ve toparladım kendimi. "Özür dilerim Barış'ın serserisi..."

Cemal'in elini tutarken derin nefesler aldım. "Cemo ölmez o değil mi?" "Şşş ölüm yok... Daha çok küsüp barışacaksınız siz. Sakin ol. Eve götüreyim seni dinlen." "Eve gitmem. Tamam artık. İyiyim ben Beko." Yeniden oturur pozisyona geçtiğimde ikisi de aynı anda sormuşlardı. "Üşüdün mü?" Başımı iki yana sallasamda biri ceketini omzuma diğeri dizlerime koymuştu. "Üşütüp hasta olursan Barış yaralı haliyle ikimizi birden döver valla." Burukça gülümsedim. "O iyi olsun da ben korurum sizi." Gördüğüm polisle Berkan'ı dürttüğümde yanına gitmişti ve uzun uzun konuşmuşlardı.

...

"Barış'ın eşyaları..." Berkan'ın elindekilere bakarken gözlerim dolmuştu. Ceketine bakarken derin bir nefes aldım. Kokusu çok güzeldi. Ameliyathaneden çıkan doktoru görünce hemen toparlanıp yanına gittim. "Kurşun vücuda büyük bir zarar vermemiş herhangi bir hayati riski yok hatta direkt normal odaya alacağız hastayı." "Peki görebilecek miyiz?" "Biz bu gece her ihtimale karşı yormayalım hastamızı." "Ben onu yormam benimle dinlenir o hep..." "Biz yine de... Geçmiş olsun." Doktor giderken arkasından yüzümü ekşittim.

Cemal âdeta üzerime atladığında başta afallasam da sıkıca sarıldım ona. "Başardı, başardı. Oley!" Berkan bize bakarken kolumu açtığımda o da gelip sıkıca sarılmıştı bize..." "Ben demiştim Nisa." Berkan'ın saçlarını dağıtıp güldüm. "Demiştin Beko." "Kıskandım ben aranız bozulsun bana ne..." "Kıskanma Cemo, Barış gelince ikinizi de unutacağım. "Oh iyi valla." "Boşver be Cemo, ikisi birlikte olsunlar da Barış'ımın da yüzü gülsün biraz. Çocuk yıllardır mutsuz, ona iyi geliyorsun Nisa." "Ayy fazla duygusallaştık iğrenç. Uzaklaşın hadi."

Sil Gözünün Yalnızlıklarını Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin