19.Bölüm

1.6K 102 387
                                    

"Gidelim mi?" "Tamam, bırakayım seni evine." "Hayır Barış senin evine gidelim. Sabah senin yanında uyanmak istiyorum ben." "Nisa emin ol bugün benim evime gitmek için seçeceğimiz en yanlış gün olur." "Neden ki?" Gözlerini kısıp bana bakarken sinirle göğsüme vurduğunda hafifçe inledim. "Acıdı be." "Ben gidince hemen birilerini mi çağırdın yoksa Barış?! İnsan biraz bekler be!" "Ne çağıracağım kızım be? Apartmanda deli deli bağırdım bugün. Herkesin radarındayım hani. Böyle düşünmeniz beni üzdü yalnız." "Yaa hemen tripleniyor ama bu kedicik. Özür dilerim tamam."

Yanağıma bir öpücük bırakırken gülümsedim. Bu kıza küs kalınmıyordu ki. "Benim evime geçelim o zaman." "Nisa açıkça ne istediğini sorabilir miyim?" "Seninle uyumak." "Sadece uyumak mı? Emin misin?" "Yani... Bilemedim şimdi." "Sen gerçekten çok yaramaz bir kedi oldun." Nisa dudaklarıma uzunca bir öpücük kondurduğunda güldü. "Ben o yaramazlıkları tek başıma yapmıyorum ama." Ben de gülerken bakışlarımı çektim Nisa'dan. "Barış... Utandın mı sen?" "Yoo." Nisa yanağımı ısırırken ikimiz de güldük. "Tamam, biliyorum aramız bu kadar karışıkken bana bir süre dokunmak istemeyeceğini. Ama uğraşıyorum seninle, hoşuma gidiyor biliyor musun?"

"Çok güzelsin." "Ne?" "Diyorum ki çok güzelsin Nisa." Nisa'nın yanakları kızarırken bakışlarını kaçırdı. "O nereden çıktı şimdi?" "İçimden geldi işte." "Ya Barış tamam bakma öyle." Başını boynuma gömerken gülümseyip sıkıca sardım onu. Böyle küçük iltifatlarda utanıp kızarması hoşuma gidiyordu. Benden uzaklaşırken Olgu gelmişti yanımıza. "Hallettiniz mi bakalım?" "Hallettik sayılır. Değil mi Nisa?" "Bence de." "Oh iyi iyi. Bu arada sizinkiler geliyor ortalık karışacak olursa benim mekanı dağıtmayın bak."

"Bizimkiler?" "Beko'yla Cemo işte." "Evet Baroska Berkan babacığına hesap verme zamanı." "Kızım sen de bir dalga geçme be." Nisa gülerken benden biraz uzaklaşmıştı. Olgu masadan hızlıca uzaklaşırken Berkan'ın geldiğini anladım. "Şuan beni saklaman falan gerekiyor Barış. Yoksa Berkan kızar sana." "Birazdan gelip sinirle oturur karşımıza." Cümlemi bitirdikten sonra dediğim gibi olmuştu. Berkan karşımıza oturup sinirle bizi süzerken Nisa her zamanki gibi oldukça rahattı. Ama bu sefer ben de öyleydim. "Hayırdır siz yine beraber yalnız falan?" "E Berkan ben demiştim Bar..." "Sana sormadım Nisa."

"Kızın sözünü kesme de konuşsun Beko." "Barış sen iflah olmaz bir salaksın biliyorsun değil mi?" "Biliyorum kardeşim. Ama arada hatırlatman iyi geliyor bana." Cemal de gelmişti arkadan neşeyle. "Ooo favori çiftim de buradaymış." Nisa eliyle öpücük yollarken Berkan da sinirle Cemal'i sandalyeye oturttu. "Aa kızma tamam be Lale'yle sen de yakışıyorsunuz. İkinci sırada olabilirsiniz." Ben gülerken Nisa da gülmeye başlamıştı. "Sen affetin yani Nisa'yı?" Nisa'ya bakıp gülümsedim. "Affettim."

"Kusura bakmayın ama iki güne yine sıkılıp gidecek olursa ne bok yiyeceksin acaba?" "Peşinden giderim." Nisa bana bakıp güldüğünde ben de onu izlemeye başladım. Ben seviyordum harbiden bu kızı ya. "Sevgilisiniz yani siz?" "Bak o değiliz işte Beko. Barış'ın belki eski tanıdığı belki arkadaşı olmaktan öteye gidemedik henüz." Berkan bize anlamsız gözlerle bakarken Nisa'yı izledim. O özgüveni biraz olsun kırılmıştı. Kimin yüzünden? Benim elbette. O an kendi kendime dedim ki bu kızın özgüvenini bir daha zedeleyecek olursan kendini bir gökdelenin tepesinden at.

"Ha iki günlük bir şey zaten isim koymaya bile gerek yok dedin yani Barış. Nisa da kabul etti bunu." Bu baya ağır olmuştu ama. Nisa'nın elini tuttum hemen. Onunla kimse böyle konuşamazdı. Özellikle de benim aptal korkularım yüzünden. "Hayır kardeşim. Senin kafama soktuğun korkular yüzünden isim koymak istemedim ben ve şu tuttuğum elin sahibi var ya hayatımdaki en anlayışlı insan olduğu için kabul etti. Beni anlamaya çalışıyor, aramızı düzeltmeye çalışıyor hem de onlarca işinin arasında." Nisa'ya baktım uzun uzun.

Sil Gözünün Yalnızlıklarını Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin